Kurban Bayramı'nı Avrupa'daki seçmenleriyle birlikte geçiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hollanda'da BBC Türkçe'den Yusuf Özkan'ın sorularını yanıtladı. CHP lideri Kılıçdaroğlu verdiği özel mülakatta HDP'yi eleştirerek partinin "özerklik" açıklamasının barışa katkı sağlamayacağını savundu; PKK'nin gerçekleştirdiği eylemlerin, HDP'yi baraj altında bırakma amacı taşıdığını öne sürdü. Hükümeti de eleştiren ana muhalefet lideri, güneydoğuda sandıkların birleştirilmesine karşı çıktı.

"SANDIKLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ YANLIŞ"

BBC Türkçe'ye konuşan ve  "sandıkların birleştirilmesi konusu" ile ilgili olarak "doğru bulmuyorum" diyen Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Bildiğim kadarıyla Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) bu konuda bir kararı var. Ayrıca okula konulan sandığın güvenliğini sağlayamıyorsanız, o zaman sizin iktidar oluşunuz tartışılır. Sonuçta sandık bir kamu binasına konuluyor ve vatandaşlar gelip orada oylarını kullanacaklar. Siz eğer başka bir yöntem arayışına girerseniz haklı olarak toplumun belleğinde kuşkular yaratılır."

"SORUNU ÇÖZÜM ADRESİ PARLAMENTO"

Kürt sorunun çözümüne ilişkin de CHP olarak "çözümün adresinin parlamento olduğunu" söylediklerini belirten Kılıçdaroğlu; "Bu sorun güvenlik önlemleri ile çözülmez. Bir toplumsal uzlaşma ile çözülür. Sorunun çözüm adresinin de parlamento olması lazım. Öncelikle samimi ve dürüst olacaksınız. Yani 'Ben bu sorunu çözerim' diye masaya oturacaksınız. Bunu kendi içinizde tartışacaksınız. Yine sorunun çözümü açısından birinci sınıf demokrasiyi ülkeye getireceksiniz. 12 Eylül darbe hukukunu ortadan kaldıracaksınız. Yüzde 10 seçim barajını ortadan kaldıracaksınız. Eğer Kürt kökenli bir yurttaşınız etnik kimliği dolayısıyla dışlanıyorsa veya kendini dışlanmış hissediyorsa bunun önüne geçmeniz, onun taleplerini yerine getirmeniz gerekir," dedi.

"PKK'NİN EYLEMLERİ HDP'Yİ ZOR DURUMDA BURAKIYOR"

CHP lideri, "'Çözüm yeri parlamento' dediniz.. HDP 80 milletvekiliyle parlamentoda. Ancak Kürt hareketi içinde İmralı ve Kandil faktörünün de olması, çözümde muhatap sorunu yaratıyor mu sizce?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Bence bu sorunun çözümünü güçleştiriyor. Bence bugün PKK'nın yaptığı terör eylemleri tamamen HDP'yi zor durumda bırakıyor. Ben şahsen HDP'nin baraj altında kalması gibi bir amacı taşıdığını düşünüyorum. Bir anlamda PKK'nın politikası, sarayın (Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın) politikası ile paralel yürüyen bir politika olarak ortaya çıkmıştır."

HDP'YE 'ÖZERKLİK' ELEŞTİRİSİ: 'YERELLER MERKEZE HESAP VERECEK'

Kılıçdaroğlu "özyönetim" ve "özerklik" açıklamaları nedeniyle HDP'yi de eleştirirken, "özerklik ilanının barışa katkısı olmayacağını" savunarak şunları dile getirdi:

"Yapılması gereken orda AB'nin yerel yönetim özerklik şartını kabul etmektir. Bu Ecevit hükümeti zamanında parlamentodan geçti, yasalaştı. Uygulama yetkisi bakanlar kuruluna verilmiştir. Bakanlar Kurulu bunu uygulayabilmelidir. Çünkü yerel yönetimler özerklik şartı sadece Doğu için değil bütün Türkiye için, bütün yerel yönetimler için geçerli olacak. Yerel yönetimlerin daha güçlü olması, sağlıklı gelir kaynaklarına kavuşması... Bu şu anlama gelmiyor tabii; yerel yönetimler merkezi otoriteden tümüyle bağımsız olacaklardır. Hayır! Merkezi yönetime hesap vereceklerdir. Zaten 1930'larda çıkan Belediye Yasası'nda da yerel yönetimlerin idari ve mali yönden özerk olduğu yazılıdır. Yani bunlar zaten özerk kuruluşlar. Örneğin Diyarbakır belediye başkanını İzmirliler seçmiyor, Diyarbakırlılar seçiyor. Ayrı belediye meclisi üyelikleri var, bütçeleri var, kendi kaynaklarını harcıyorlar, merkezi hükümetten kaynak aktarılıyor... Ama bunlar yetersiz. Yerel yönetimlerin hem idari hem mali olarak güçlendirilmesi gerekiyor."

1 KASIM SEÇİMLERİ

CHP lideri 1 Kasım seçimlerine ilişkin olarak da şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'de siyaset kurumu sağlıklı çalışmadığı için, siyasetin üzerinde bir özel kurumun, otoritenin gölgesi olduğu için ve başbakanlık makamında oturan kişi bu özel otoritenin baskısının dışına çıkamadığı için bir bir çözümsüzlük süreci yaşanıyor. Umuyorum seçimlerden sonra bu tablo değişir. Kaçak sarayda oturan kişinin, kendi sarayına çekilmesi ve başbakanın gerçekten ülkenin sorunlarına bilerek çözüm üreterek başbakanlığa hakim olması lazım."