CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hollanda'yla yaşanan diplomatik krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kara'nın Hollanda'dan sınır dışı edilmesine ilişkin olarak "Asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti bu kadar rencide edilmemişti. Hollanda'yla ilişkilerin tamamını askıya alın. Osmanlı döneminde bile bu kadar rencide olmamıştık. Sayın Cumhurbaşkanı sen bunun bedelini ödeyeceksin diyor. Nasıl ödeyeceksin. Ya diline hakim olacaksın ya da bu tür boş laflarla milleti gaza getirmeyeceksin" diye konuştu.

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Masum insanların haklarını savunmak görevimiz. İzin verilmiyor. ‘Hollanda’ya giremezsin’ deniyor. Bir başka bakanı Hollanda’dan sınır dışı ediyorlar. Asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti bu kadar rencide edilmemişti. Hollanda’yla ilişkilerin tamamını askıya alın. Osmanlı döneminde bile bu kadar rencide olmamıştık.Sen kendi büyükelçini çektin mi, niye çekmedin. Neden sert önlemler almıyorsun. Milleti gaza getiriyorsun. Her türlü yaptırımın uygulanması lazım.

Hangi ağır yaptırımı uyguladılar? Sayın Cumhurbaşkanı sen bunun bedelini ödeyeceksin diyor. Nasıl ödeyeceksin. Ya diline hakim olacaksın ya da bu tür boş laflarla milleti gaza getirmeyeceksin. Neden gaza getiriyorlar. Çünkü referandum var. 4 Aralık 2012 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, uçağa binmek üzere Irak’a gitti. Irak izin vermedi. Döndü Kayseri’de indi. Tepki oldu mu? Olmadı çünkü referandum yok. Tepki; tık yok. 4 Temmuz 2003 Süleymaniye kentinde 11’i Türk askerinin başına çuval geçiriliyor. Hükümetten tık yok. Türk askerinin başına çuval geçiren hükümete nota verecek misin. Dönemin başbakanı cevap veriyor: Ne notası.

ORTADOĞU'DAN SONRA SIRA AVRUPA'YA GELDİ

"Gazze ablukası kalkmadan İsrail’le normalleşme olmaz' dediler. Ama İsrail ile normalleşme oldu. Söyledikleri hiçbir sözün arkasında durmadılar. Rus uçağı düşürüldü. 'Talimatı ben verdim' yarışına girdiler. Türkiye’nin özür dilemeyeceği söylendi. Özür mektubu yazdılar, Rusya’ya teslim oldular. Türkiye’nin itibarı ne oldu? "İlk kez biz toprak kaybına uğuruyoruz. Bulamaç Adası’nda Yunan bayrağı dalgalanıyor, Yunan askerleri var. Ses çıkaran var mı, yok. Münbiç’e, Rakka’ya gideceğiz dediler, gitmediler. 'Sayın Cumhurbaşkanı Almanya’ya gideceğim' diyor. Niye gitmiyorsun?

"İsrail’de hapörlerden ezan okunması yasağı geldi. Biz itiraz ediyoruz, Ankara’dakiler itiraz etmiyor. 'Kimse Türkiye’nin gücünü test etmesin' dediler. Türkiye’nin gücünü test etmeyen kim kaldı? Memleketin çıkarlarını savunacaksın. Oturun adam gibi ne gerekiyorsa yapın, biz de destek vereceğiz. Dış politakada hata yaparsanız hata kime sanayiciye, esnafa, turizimciye, otelciye çıkar. Ortadoğu'dan sonra şimdi sıra Avrupa’ya geldi, onlarla kavga ediyoruz. 

"Sayın Binali Yıldırım’a sesleniyorum. Krizin yaşandığı gün Hollanda Başbakanı’yla 8 kez konuştuğunuz ifade edildi. 8 kez neyi konuştunuz? Umarım gizli değildir, çıkın bunu millete anlatın. "Devletin parasıyla 'evet' propagandası yapıyorlar. 'Biz mağduruz' diyorlar. Asıl mağdur olan biziz. Siz, bizim paramızla bizim aleyhimize propaganda yapıyorsunuz. Kanunda 'Yurt dışında ve yurt dışı temsilciliklerde seçim progagandası yapılamaz' diyor. Kanunu çiğneyip, propaganda yapıyorlar. Bir de çıkıp biz mağduruz diyorlar. Kim mağdur? 'Evet' oyu çıkmasını bu Avrupalılar istiyor. Niye böyle krize imkan veriyorlar. Gazete manşetlerinde 'hayır' çağrısı yapıyorlar. Bu evet demektir."