CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndaki (TCMB) 128 milyar doların nerede olduğunu sordu. Kılıçdaroğlu, "Birisi 'Para kaybolmadı, para el değiştirdi' diyor. Para zaten el değiştirdi. Ben sana zaten bunu soruyorum, milyarları kim götürdü?" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuşuyor. Sözlerinin başında ramazan ayının hataları sorgulama ayı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Birinin hakkını yediysek oturup kendi vicdanımızda bunu sorgulama ayıdır Ramazan. Belediyelerimiz pandemide 11 milyon 700 bin vatandaşa yardım götürdüler" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, yeni tip koronavirüs salgını döneminde CHP'li belediyelerin 11 milyon 700 bin kişiye hizmet götürdüğünü ifade etti. İhtiyaç sahini 7'den 70'e herkese yardım ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarına söylediklerini şöyle aktardı:

"Yönettiğiniz beldede hiç kimseyi inançları, kimlikleri, yaşam tarzları nedeniyle ayırmayacaksınız dedik. Hizmeti belli kişiler, zümreler, akrabalar, yandaşlar için değil halk için yapacaksınız dedik. Belediyelerinizde, fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız. Yoksullara yardım yaparken, yoksulun onurunu koruyacaksınız dedim.  Harcadığınız her kuruşun hesabını millete verin dedik. İsrafla mücadele edin dedik.  Belediyede atama yaparken işi ehline teslim edin dedik. Adaletle yönetin dedik."
Kılıçdaroğlu, devamında 104 emekli amiralin Montrö Boğazlar Sözleşmesi'yle ilgili yayınladığı bildiri sonrası yaşananları değerlendirdi. "Onların iradesi dışında metinde değişiklik yapılarak gece yarısı yayımlandı" diyen Kılıçdaroğlu, "Onların iradesini suistimal edenler iktidara yani saraya yakın olanlardır. Saray buradan bir darbe iması çıkarmak istedi. Utanmadan, sıkılmadan beni suçladın. 'Bunun arkasında CHP var' dediler. Ne oldu? Devlet yalan söyler mi Allah aşkına ya? Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir zat yalan söyler mi?" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının devamında öne çıkanlar şöyle:

- Lebalep kongre yaptılar, maskeler falan sıfır; İçişleri Bakanı mı 'Gidip ceza yazın' diyecek? Devlet kibirle yönetilmez. Kibir devleti yönetenleri teslim almışsa ülke iflah olmaz. 

- Memleketi bu kadar felakete sürükleyip, binlerce kişinin ölümüne neden olan sorumlu kim? Kongreyi yapanlar, yani Erdoğan. Biz sorumlu o dedik ama, geçen toplantıda Bilim Kurulu'nu eleştirmiştik. Ya Norveçli polis kadar cesaretiniz yok, başbakana gitti ceza kesti. Başbakan da özür diledi. Ya insanlar ölüyor, siz ne yapıyorsunuz? Sizin iradeniz ipotek altında. Rehin tutuluyorsunuz orada. 

- Sağlık Bakanı 'Vakaların artmasının sebebi hepimiziz, 84 milyon' dedi. Ya bunlar uzayda mı yaşıyor? Hastalığın, virüsün yaygınlaşmasına yol açan kongreler değil mi? Şimdi vatandaşı suçlamaya başladı. 

- Erdoğan 11 Nisan'da açıklama yapıyor, 1 milyon 250 bin ton patatesten söz ediyor. 300 bin ton soğandan söz ediyor. Bunları çiftçiden alacağız ve dağıtacağız diyor. Aynı gün tarım bakanı açıklama yapıyor; '1 milyon 250 bin değil, 300 bin ton patates var' diyor. Rakama bakın. Nasıl atıyorsun bu kadar ya? Okuyunca inanamadım. Havuz medyasının internet sitesine baktım aynı rakamlar. Beyefendi ne diyordu; 'Ay'a sert iniş yapacağız' diyordu. 'Ay'a sert iniş yapan, vatandaşa soğan dağıtıyor şimdi. Patates dağıtıyor şimdi.

- Bu kürsüden defalarca 128 milyar dolara ne oldu? diye sordum. 128 milyar doları satanların, o kararı verenleri sordum. Birisi para kaybolmadı, para el değiştirdi diyor. Para zaten el değiştirdi. Ben sana zaten bunu soruyorum, milyarları kim götürdü? Merkez Bankası daha önce sattığı dövizleri tablolar halinde yapar, kendi internet sitesine koyardı. Şimdi bu liste yok. Listeyi niye gizliyorsunuz? Kime sağladınız bu büyük avantajlarını? 128 milyar dolar Amerikan dolarından söz ediyorum. Ne oldu bu para? Tık yok.

- 128 milyar dolarla ne yapılabilirdi? 10 milyon işsiz vatandaşımıza bir yıl boyunca her ay 3 bin lira para verebilirdiniz. 1 milyon 300 bin esnafın 13 milyar liralık kredi borçlarını sıfırlayabilirdiniz. Çiftçilerin bankadan aldıkları kredilerin tamamını sıfırlayabilirdiniz. Mikro işletmelerin 16 milyar liralık kredinin tamamını ödeyebilirdiniz. Yoksulluk sınırı altında olan 1 milyon 600 bin hane var. Bunların bir yıl süreyle doğal gaz parasını ödeyebilirdiniz. BioNTech aşısı getirebilirdiniz, 50 milyon vatandaşımız aşı olabilirdi. Milli Eğitim Bakanlığı'nda internete erişemeyen, EBA'ya erişemeyen 4 milyon evladımıza en gelişmiş bilgisayarı, tableti alırdınız.

- Devletten 3 ay boyunca 806 bin esnafımıza bir yıl süreyle 3 bin lira para verebilirdiniz. Devletten 3 ay boyunca bin lira alan basit usül dışındaki esnafa da yine her ay 3 bin lira para verebilirdiniz. Devletten 3 ay boyunca bin lira para alan 26 bin müzisyene her ay bir yıl süreyle 3 bin lira verseniz yine para bitmiyor. 467 milyar lira daha para kalıyor. Paranın büyüklüğü bu işte. Devletin soyulduğu burdan belli. Bunu soruyorum. Afişleri indiriyor. Bana hakarettir diyor. Niye sana hakaret olsun? Eğer hesabını veremiyorsan korkma sandığı getir, namusunla git.