Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Kılıçdaroğlu kürsüye partililerin ' Hak, hukuk, adalet' sloganları ile çıktı. AKP'den CHP'ye geçiş yapan Yozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı Bahadın Beldesi'nin Başkanı Yurtseven Özdemir ve 6 belediye meclis üyesine CHP rozeti taktı.

Kılıçdaroğlu, konuşmasına parti içerisine seslenerek başladı. Son dönemde partinin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın gündeme gelmesini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin bu kadar derdi varken, bu kadar rezillik varken bunun konuşulması hem partiye ihanettir, hem Türkiye'ye ihanettir" dedi.

Öte yandan AYM'nin HDP'li Ömer Faruk Gergerlioğlu kararına ilişkin değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, "Anayasa'nın maddesine göre, AYM kararları Resmi Gazete'de hemen yayınlanır yasama, yürütme, yargı organları ve idari makamları bağlar diyor ama hala içeride. Bu mudur adalet?" diye sordu.

‘BU GEREKSİZ TARTIŞMADAN HERKESİN SÜRATLE ÇIKMASINI İSTİYORUM’

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Son günlerde garip bir tartışma var. Önce kendi ailemize seslenmek zorundayız. Mustafa Kemal Atatürk'ten bu yana partimizde Genel Başkanlık yapmış herkesin başımızın üzerinde yeri vardır. Herkesin bunu bilmesi lazım. Türkiye'nin bu kadar derdi varken, bu kadar rezillik varken bunun konuşulması hem partiye ihanettir, hem Türkiye'ye ihanettir. 

‘Efendim iktidar zaten simsiyah, kapkara, yozlaşmış bir yönetim var oyu CHP'ye verelim. E CHP'de onlar gibi’ algısı yaratmak istiyorlar. Hayır efendim, CHP tertemiz partidir. Verilmeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Bu gereksiz tartışmadan herkesin süratle çıkmasını istiyorum. 

GERGERLİOĞLU HALA İÇERİDE BU MUDUR ADALET? 

“Herkes için adalet istiyoruz. Sadece kendiniz için isteyip diğerlerine 'Oh olsun' derseniz samimi olmazsınız. Ülke akılla yönetilir. Bilgi ile, liyakatle yönetilir. En önemlisi adaletle yönetilir. Ömer Faruk Gergerlioğlu bir tweeti paylaştı diye apar topar evinden gözaltına alındı, karakola götürüldü. Hastaneden anjiyo oldu ve hapishaneye koyuldu. AYM oy birliği ile bir karar aldı. 'Seçilme ve siyasi faaliyetle bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir' dedi. Anayasa'nın maddesine göre, AYM kararları Resmi Gazete'de hemen yayınlanır yasama, yürütme, yargı organları ve idari makamları bağlar diyor ama hala içeride. Bu mudur adalet? 

“Adaleti sadece kendimiz için istemiyoruz. AK Partili kardeşlerimiz de adalet istiyorlar. Bir medya patronu AK Partili, Sivas'ta. "Basının baskı altındadır. Son günlerde bir çok basın mensubunun sıkıntısı bu yeter artık basını özgür bırakın" diyor. Vicdanı olan, erdemi olan birisi söylüyor.

"İçişleri Bakanlığı, Cumhuriyet Gazetesine 1 milyonluk dava açıyor, beni eleştiriyor diye. Sen pür ü pak olsaydın eleştirilmezdin. Hala rüşvet adamı saklıyorsun, ismini vermiyorsun. Rüşvet alan birisini koruyorsan sen de onun parçasısın zaten. Aynı şekilde Bahçeli de onun bir parçası. Kimlerin kirli olduğunu kimlerin temiz olduğunu gösteren bir mihenk taşıdır bu. Biz açıklayın, verin mahkeme diyoruz. Yapmıyorlar, çünkü ortaklar. 

"Ordu'da BBP'nin kadın kolları başkanı. Haberi alınca şaşırdım. Ters kelepçe takıyorlar. Önce inanamadım, aradım konuştum. Her şeyi anlattı. Böyle bir rezaleti Türkiye hiç yaşamadı. Adalet derken nereden nereye geliyoruz. Gergerlioğlu için, BBP'nin kadın kolları başkanı için, AK Partili medya patronu için adalet istiyoruz. Bu ne demektir? Türkiye'yi adaletle en iyi biz yönetiriz anlamına geliyor. Adaletten ödün verilemez. 

"Boğaziçi Üniversitesi sanki onun özel hapishanesi. Melih Bulu orada kendisine özel bir dünya kurmuş. O bütün kapıları kapatmış, gelenleri jopluyor, biber gazı. Beyefendi içeride ben özgürüm diyor. Hayır efendim, sen içeride kendi hapishaneni kendin yaptın zaten. 

"1-2 Temmuz tarihleri arasında partiden arkadaşlarımız Sakarya'ya ve Diyarbakır'a gittiler. 38 arkadaşımız Sakarya'ya gitti, vatandaşın dertlerini dinlediler. Sakarya'da esnaf gezisinde iki arkadaşımızın görüşlerini ileteceğim. Otosanayide çalışan bir esnafımız, 'Zımpara bir yıl önce 1.5 lira iken bugün 4.5 lira. Bir yıl önce 200 liraya boyanan tampon bugün 400 liraya boyanıyor. Resmen nalbura çalışıyoruz' diyor. 

"Masaya yumruğu vuracağız ama kaçıyorlar, kaçmasalar sorun yok. Ülkeyi yöneten ve ona destek veren küçük ortağı kaçar mı? Kaçıyorlar.

"Diyarbakır'a da 18 kişilik bir grubumuz gitti. Onlar da ilde ve ilçelerde çalıştılar. Pazarda sebze satan bir kadın, 'Pahalılığın nedeni belli, 10 yaşındaki çocuğa sorsan döker önüne. Nedeni sistem, birkaç kişi üstünden devlet yönetilirse sistem çöker. Biz kendi ülkemizde mülteci bile olamadık' diyor. "