CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Adaleti sağlayacak unsurlardan biri de savunmadır. Baroları parçalayacaklarmış. Senin başka işin mi yok? Anayasaya göre barolar kamu tüzel kişiliğindedir. Savunma kutsal bir haktır. Bugün o polislere talimat verip avukatları sokmak istemeyenler, gönderilen çadırlara izin vermeyenler gün gelecek avukata ihtiyaç duyacaklar. En başta TBB Başkanı'nın savunması gerekiyor adaleti” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

Bugün 23 Haziran. 23 Haziran’da İstanbul seçimleri yenilendi. Bugün Büyükşehir Belediye Başkanımız İstanbullular ile bir araya geldi. Arkadaşlarım benden bir mesaj vermemi istediler.

Sevgili İstanbullular, değerli yol arkadaşlarım, Bizler, Mart’ın sonu bahardır sloganıyla yola çıktı. Dilimizde baharın coşkusu ve insan sevgisi vardı. Halka yardım edecek ve sorunları çözecek adamın ismi Ekrem İmamoğlu’ydu.

Mart’ın sonu bahar oldu ve İstanbullular İmamoğlu’nun başkanlığını onayladılar ama önümüze engeller kondu. Aynı zarfa aynı kişi tarafından 4 pusulanın 3’ü geçerli, 1’i geçersiz kabul edildi. Sandılar ki insanlar vazgeçecek. Tüm demokratlar, tüm İstanbullular seçime kilitlendi.

Bu sefer İstanbullular, 800 bini aşan farkla İmamoğlu’nu yine seçtiler. Burada kazanan İstanbul, kaybeden bir avuç yargıç oldu. Hep birlikte bir tarih yazdık, zalimin zulmüne boyun eğmedik. Dik ve onurlu duruşumuzla her şey çok güzel olacak dedik ve tüm dünyaya demokrasiden yana olanların kazandığı mesajını verdik. Şimdi sevgi, hoşgörü ve kucaklaşma zamanı.

BARO BAŞKANLARININ YÜRÜYÜŞÜNE ENGELLEME

“Yargıyı baskılarsanız, hakimi savcıyı sarayın köleleri haline getirirseniz yargı yargı olmaktan çıkar. Yargıya olan güven bugün en diplerde.

Bu ülkede adalet olduğunu kimse düşünmüyor. Adaleti sağlayacak unsurlardan biri de savunmadır. Baroları parçalayacaklarmış. Senin başka işin mi yok? Anayasaya göre barolar kamu tüzel kişiliğindedir. Aynı vilayette iki tane vali olmaz. Bir ilde de bir tane baro olur. Savunma kutsal bir haktır. Bugün o polislere talimat verip avukatları sokmak istemeyenler, gönderilen çadırlara izin vermeyenler gün gelecek avukata ihtiyaç duyacaklar.

En başta TBB Başkanı'nın savunması gerekiyor adaleti. 'Yeşil pasaport verdik avukatlara şimdi sesini kes' diyorlar, o zaman rüşvet veriyorsunuz. Beni üzen, sayın Adalet Bakanı bir açıklama yapmış teklif yok demiş. Bizim bile vakıf olduğumuz bir teklif yok diyor. Sayın Bakan senin haberin yok mu rejim değişti. Bunlar artık Adalet Bakanlığı’nda hazırlanmıyor.

GAZETECİLER HEDEFTE

İçişleri Bakanı gazeteci Saygı Öztürk’ü ağır bir şekilde suçladı. Saygı Öztürk saygın ve duayen bir gazetecidir, fikri takip yapar. Bütün haberlerinin arkasında durmuştur. Saygı Öztürk yazdıysa doğrudur.

Trabzon’da bir kişi işçi kadrosuyla işe giriyor. KPSS’ye girmeden memur yapılıyor. Özel kalem müdürü yapılıyor, oradan memurluk veriliyor. Beyefendi güçlü bir torpile sahip. Daha sonra Ankara’da kültür müdürü oluyor. Bunlarda ahlak yok!"

Saygı Öztürk'ü hepimiz biliriz. Değişik gazetelerde çalışan, öğrendiği haberi doğrulatmak için pek çok kanaldan zorlayan bir gazetecidir. İçişleri Bakanı koltuğuna yakışmayacak bir şekilde Saygı Öztürk'ü suçladı. Öztürk'ün yazdığı her haber doğrudur. Bugüne kadar Saygı Öztürk bütün haberlerinin arkasında durmuştur. Haber ne?

Trabzon çalkalanıyor bundan ötürü. Bir kişi belediye işçi kadrosuyla giriyor. İşçi kadrosuyla girdiğinde devlet memuru olması gerek bunun için de KPSS'ye girmesi gerek. Bunu ne yapıyorlar? Meraklanma diyorlar. 'Seni özel kalem müdürü yapacağız' diyorlar. Sınava girdi mi? Hayır. Senin için çocuğun devlet memuru olmak için kursa gider, sınava girer. Bu beyefendinin güçlü bir torpili var. Karısından boşanıp AK Parti milletvekiliyle evleniyor. Sonra da Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne atandı. İçişleri Bakanı'nın çıkıp Saygı Öztürk'ten özür dilemesi gerekiyor.

Asıl rüşvet olayını kapatmak namussuzluktur.  Yarın tutuklu gazeteciler Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser yargının önüne çıkacaklar. Yüz günü aşkın süredir bekliyorlar, yaptıkları haber nedeniyle. Sosyal medyada var zaten, çelenk yollanmış, yandaş gazetelerde çıkmış.

Kalemi satmayan gazeteci haber yapıp kendilerini rahatsız edince doğru hapse diyorlar. Bunlar vazgeçmezler arkadaşlar.

Selahattin Demirtaş 4 kez tahliye kararı verilen, sonra tekrar hapse atılan bir siyasetçi. Bir insanı haksız hukuksuz yere hapse atarsınız toplumun vicdanı kanar, adalete bu kadar zulmetmeyin. Tahliye kararı aldıysa uygulayacaksınız. Bu dikta yönetiminin Türkiye’deki yansımasıdır.

Toplum pandemi için tedbirler aldı. Yüz binlerce iş yeri kapandı, kişilerin gelir ve sağlık sorunları ortaya çıktı. Tablonun en az hasarla atlatılması için sağlık ve ekonomik anlamında tedbir alınmalıydı. Sağlık çalışanlarımız 24 saat görev başında. Bu süreçte orta direk yani esnaf çok zarar gördü. Esnaf devlete yük olmaz, vergi verir. Esnaftan iş yerini kapatmasını istedi. Ne olacak durumları? Esnafın borcu vardı, kapatılan iş yerinin yüzde 90'ında insanlar günlük şekilde yaşıyor. Berber, kuaför, kahvehane, kafe aynı şekilde...

Anayasa'nın 173. maddesi var. Devlet esnaf ve zanaatkârları hem koruyup hem de destek olacak. Esnaf dükkânını kapatmış ama borcu var. Esnafa sicili bozuk diye kredi vermiyor. Pandemi sürecinde kaldırın. Yapmadılar, bunun devlete sıfır maliyeti var. Bu esnaf bu çeki, bonoyu neden ödeyemedi diye sordun mu?

Esnafı vergi memuru yapmışlar. MTV alma devlet mi batar. Esnafın kirasını ödemediler, faturalarını ödemediler. Esnaf AK Parti'ye oy verecek mi görelim. Bu adaletsizlik neden uygulanıyor diye sormayacak mısın?

65 milyar lira devlet bütçesinden tefecilere ödenmiş. Tefeciye gelince her şeyi veriyorsunuz.

'Bir daha oy verirsem elim kırılsın' sesini duymak istiyorum.

Türk tütünü diye bir algı vardı dünyada, tamamen yok ettiler. Adıyamanlıları, Urfalıları da göreceğiz, bakalım ne diyecekler.

Serik'te alınan rüşvetin peşini bırakmayacağız ve gündeme getireceğiz. Rüşveti gizlemek, rüşvete ortak olmak demektir. İki bakan da bu rüşvetin ortağı. İki bakan belediye başkanına senden önce belediye başkanı almıştı diyor. Bunlardan biri Dışişleri Bakanı. Büyük rüşvet alırsan büyükelçi olursun."