İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından satır başları:

Çok üzgünüz. Böyle bir günde basın toplantısı yapmayı aklımızın ucundan geçirmezdik. Ama az önce Sayın Başbakan bir konuşma yaptı. Bir başbakanın, 9 yıldır başbakanlık yapan bir kişinin, sorumluluğu devletin ve siyasetin başka kurumlarında aramaması gerektiğini artık öğrenmesi lazım.

Kendisi muhalefetin lideri, başkanı değil. Ülkeyi yönetiyor, sorumluluk kendi omuzlarında. Bu bilince varamaması, bir muhalefet partisi lideri gibi konuşmasını anlamakta zorluk çekiyoruz. Sanki kendisi çözüm üreten makamda değil de başka bir makamda oturuyor. Terörden şikayetçi ama başbakan durup dururken muhalefetten de şikayetçi. Neymiş, muhalefet partileri hiçbir çözüm önermiyorlarmış.

En son 6 madde halinde görüşlerimizi TBMM’de söyledik. Defalarca ben söyledim. Çözüm üreten makamın siyaset kurumu olduğunu söyledik. Siyaset kurumu çözümü toplumsal destek sağlamak amacıyla kurmalıdır. Bunu da defalarca söyledik. Ama herkes duydu bir kişi duymuyor. O da Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Merak ediyorum, muhalefetin sözüne niçin kulak tıkıyor. Biz söyledik, biz dinledik. Gittiğimiz yolu iktidar açısından söylüyorum, onların gittikleri yolun yol olmadığını öğrenmeleri gerekiyor.

Bizim çözümlerimizi iktidar partisi beğenmeyebilir. Sizin çözümleriniz yetersizdir diyebilir. Ama biz iktidara açık bir çek daha verdik. Ulusal bütünlük içinde, getireceğiniz her öneriye CHP destek verecektir dedik. Balıkesir’de elini öptüğüm şehit annesine söz olarak verdik. Ama hiçbir öneri gelmiyor, sadece eleştiri geliyor.

Buradan TBMM Başkanı’na açık çağrıda bulunuyorum. Sorunun çözüm adresi hükümettir. Hükümet bu sorunu çözmekte acizdir. Bu sorunu çözemez bu hükümet, TBMM’nin bu soruna el koyup, derhal bir komisyon oluşturması ve çözüm önerilerini üretmesi gerekiyor. Biz Anayasa için komisyon kuruyoruz da terör konusunda neden kurmuyoruz.

Hükümeti eleştirmede en duyarlı olan partiyiz. Bu konuda bütün duyarlılıklarımızı sergiledik. Hükümetin bu konuda önüne hiçbir engel koymadık. Varsa çözümünüz biz de destek verelim dedik.

Dünyanın sağlıklı çalışan demokrasilerinde, insana saygı çerçevesinde, istifa seçeneği düşünülür. Son iki günde 34 güvenlik görevlimizi şehit verdik. Bunların sorumlusunu aramayacak mıyız? Kim bunların sorumlusu diye sormayacak mıyız? Önce sorunları masaya koyacağız, sorumlusunu masaya koyacağız. İktidarsın sen. İktidar geliyor halka şikayet ediyor. Senin varlık nedenin sorunları çözmek değil mi?

Sorunları çözmeyip sadece şikayet eden bir anlayış olur mu?

O açıdan diyorum, sağlıklı demokrasilerde, bu kadar şehidin verildiği bir ortamda sağduyulu bir hükümet istifa seçeneğini de düşünür. Buradan bütün yurttaşlarıma seslenmek istiyorum. Bugüne kadar terörde yaşamını yitiren bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Onlar Türkiye Cumhuriyeti’nin onurudur. Ama bunu söylemek ne kadar o şehit yakınlarını tatmin eder? Sorun başsağlığı dilemek değil. Sorun var olan köklü bir sorunu çözmektir. Orada eğer sorunu çözüyorsanız, siyaset olarak görevinizi yerine getiriyorsunuz.

Hayatımda ilk kez 35 şehidin verildiği bir ülkede bir Başbakan’ın televizyonlara çıkıp çaresizliğini gördüm. Çözümsüz bir noktada sayın Başbakan. O açıdan TBMM Başkanı’nı göreve davet ediyoruz. TBMM bu soruna el koymalı. Sorumlular bellidir. Türkiye’yi bu noktaya getirenler bellidir. Sorumlu iktidardır. Sorumlu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Birbirimizi kandırmayalım. Biz iktidarda olsaydık biz sorumlu olsaydık. Onlar iktidardalar onlar sorumlular.

Bu iktidar çözüm üreten değil sorun üreten bir hale gelmiştir. Bütün yurttaşlarıma sağduyu çağrısında bulunuyorum. Biz ülkenin sorunlarını çözebilecek kapasitede olduğumuzu biliyoruz. Bu ülke en karanlık günlerinde bile çözüm üretmiştir. Yeter ki çözüm üretenler iktidar olsunlar.
Ateş düştüğü yeri yakıyor ama hepimiz üzülüyoruz. Kolay mı böyle bir günde konuşmak? Ama bir başbakanı televizyonda görünce, şikayet konumunda kendisini konumlandırınca isyan etmemek mümkün değil. Çözüm üreteceksiniz, varlık nedeniniz bu sizin.

Eleştirmeyeceğiz? Nasıl eleştirmeyeceğiz? Bu kadar şehidin olduğu yerde iktidara biz alkış mı tutalım? Bizim çözümlerimize kulak tıkamasınlar. Eğer bizim çözümlerimizi beğenmiyorlarsa kendi çözümlerini belirlesinler.

Gittiğim yerde bana soruyorlar, niçin AKP’nin çözümlerine destek vermiyorsunuz diye. Ben siz çözüm önerilerini biliyor musunuz diyorum, bilmiyorum diyor. Biz de bilmiyoruz. Çözüme varız, çözümü kim getirirse desteklemeye de varız.