Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) ile Kıbrıslılar Bilim, Eğitim, Sağlık ve Dayanışma Derneği’nin (KIBES) birlikte düzenledikleri “Kıbrıs Sorunu ve Çözüm Önerileri” başlıklı konferansı, Bilgi Üniversitesi Kuştepe Kampusu’nda gerçekleştirildi.

Ocak ayı içerisinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un da katılımıyla Cenevre kentinde yapılan görüşmelerde, nihai bir barışa ulaşılması adına yol alınamamıştı.

Cenevre görüşmelerinin hemen ardından İstanbul’da düzenlenen, Türk, Yunan ve Kıbrıslı barışseverleri bir araya getiren konferansta, tarafların ortak noktalarını belirlemek ve artırmak, temasları sürdürmek, ülkeler ve bölge barışına katkı yapmak, Kıbrıs’ta görüşme sürecine bir ivme katmak amaçlandı.

Gün boyunca Kıbrıs Sorunu’nun tarafı olan çeşitli politik partilerin, sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri kalıcı bir barış için atılması gereken adımları tartıştılar.

GERİYE GİTMEDİĞİ İÇİN SEVİNEBİLİRİZ

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan EDP Genel Başkanı Ziya Halis, konferansı, Kıbrıs sorununu bu kez Kıbrıslılardan dinlemek ve İstanbul’dan barış rüzgarları estirmek gayesi ile düzenlediklerini belirterek “Hristofyas ve Eroğlu Cenevre’de BM sekreteri ile bir araya gelip dört buçuk saat görüştüler. Yansıdığı kadarıyla olumlu yönde ileriye giden bir şey ne yazık ki yok. Belki de geriye gitmediği için sevinebiliriz. Bu sürecin dayatmalardan arındırılmış, dış müdahalelerden uzak, eşit, adil ve kalıcı barışı ve çözümü tesis edecek şekilde en kısa zamanda sonuçlanmasını arzu ediyoruz” diye konuştu.

Ziya Halis, “Gelinen noktada Türkiye’nin AB üyeliği sorununun Kıbrıs sorununa, Kıbrıs sorununun da AB üyeliğine rehin tutulmasına itiraz ediyoruz. Türkiye’nin limanlarını açmamasını isabetli bulmuyor ve bu konuda bazı adımların atılabileceğini düşünüyoruz. Çünkü küçük bir adımın büyük kapıların açılmasına yol açtığına tarihte bir çok kez şahit olunmuştur.” dedi.

Açılış konuşmasının ardından “Kıbrıslılar Çözümü Tartışıyor” başlıklı ilk oturum, Emekçi Halkın İlerici Partisi (AKEL), Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) ve Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

ŞOVEN ODAKLAR ENGEL

Gerek Kıbrıs’ta, gerek soruna taraf olan diğer ülkelerde milliyetçi ve şoven odakların sorunun çözümünün önündeki en önemli engel olduğunun altı çizilirken, kritik bir eşiğe gelindiği, bu noktada çözümden yana güçlerin bütün imkanlarıyla çözüm için verecekleri mücadelenin sürecin evrileceği yönü tayin edebilecek öneme sahip olduğu kaydedildi.

EDP Genel Başkan Yardımcısı Atilla Aytemur ise şöyle konuştu: “EDP, Kıbrıs’ta iki kesimli ve iki toplumlu bir federasyonu savunmaktadır. Çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı, çok kimlikli, demokratik ve birleşmiş bir Kıbrıs’a giden yolun böyle bir federasyondan geçtiğini düşünmektedir."

Aytemur, yaşanan gelişmelerin böyle bir federasyonun gerçekleşmesinin önünde ciddi engellerin bulunduğunu gösterdiğini, Kuzey ve Güney’iyle Kıbrıs’ta, Yunanistan ve Türkiye’de militarist, milliyetçi ve şoven odakların yıllardır ortaya koydukları siyasal tavır ve eylemleriyle çözüme engel olduklarını belirtti.

Toplantıda Kıbrıs’ta yuvalanan derin devlet bağlantılı odakların, Türkiye’nin demokratikleşme çabalarına yıllar boyu nasıl engel olmaya çalıştıkları, son dönemlerde bu durumun epey kırılmaya başlamış olmasından memnun olunduğu belirtildi. Ancak, Kıbrıs’ta çözümü, Türkiye’de de demokrasiyi engelleme misyonunun henüz sona ermiş olduğunu gösterir fazla bir verinin görünmediğinin de altı çizildi.

SEYİRCİ KALINAMAZ

Aytemur EDP'nin sorun hakkındaki görüşlerini şöyle özetledi: “Adadan askerlerin çekilmesi, yabancı üslerin boşaltılması, Kıbrıs’ın mevcut bölünmüşlüğünü kalıcı hale getirecek girişimlerin önlenmesi, muhtelif bahaneler ileri sürülerek Kuzey’in Türkiye’ye ilhak edilmesine izin verilmemesi, Kıbrıs Sorunu’na yaklaşımımızın köşe taşlarını oluşturuyor. Araya sınırların girdiği Güney ve Kuzey’in birbirine kavuşması, yaraların sarılması, toplumsal kaynaşmanın ve kucaklaşmanın gerçekleşmesini, Kıbrıs’ın kalıcı birlikteliği için kaçınılmaz ve zorunlu görüyoruz. Anavatan-yavruvatan milliyetçi ve şoven politikaları, vesayetçi zihniyeti, sorunu çözmek bir yana, Kuzey’in, Kıbrıslı Türklerin uluslararası yalnızlaşma ve izolasyonuna yol açmıştır. Bu durumun devam etmesine daha fazla seyirci kalınamaz. EDP olarak bu durumun süratle değişmesi gerektiği fikrindeyiz.”

Konferans, sivil inisiyatiflerin ve barışçıl söylemlerin adada çözüm için ne kadar vazgeçilmez olduğunu ortaya koyarken, çözüm umutlarını güçlendirmesi açısından da son derece önemliydi.