Diyarbakır KESK şubeleri SES, Tüm-Belsen, BES ve Eğitim Sen, düzenledikleri basın toplantısında AKP’nin “Demokratikleşme Paketi”ni kamuoyu önünde düştüğü sıkışıklığı aşmak için gündeme getirdiğini ve bunun barış sürecini tıkadığını vurguladı. KESK, "Anadilde eğitim hakkının içinde olmadığı hiçbir paket sürecin önünü açacak nitelikte olamaz" dedi.

Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşlarından KESK şubeleri SES, Tüm-Belsen, BES ve Eğitim Sen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Eylül günü açıkladığı “Demokratikleşme Paketi”ni değerlendirmek için bugün Eğitim-Sen binasında basın açıklaması düzenledi.

KESK şubeleri adına basın açıklamasını yapan Diyarbakır Eğitim Sen Şube Sekreteri Özlem Kaçar, Abdullah Öcalan’ın 30 yıllık savaşın, acının ve yıkımın son bulması adına çözüm için geliştirdiği inisiyatifin, halklarda büyük bir umudun doğmasına neden olduğuna işaret etti. Kaçar, AKP iktidarının gerekli adımları atmaması sonucu sınır dışına çekilmenin durduğunu ve olumlu başlayan sürecin tıkanma noktasına geldiğini vurguladı.

Kaçar, “Kamuoyu karşısında sıkışan AKP, bu sıkışıklığı aşmak için 'Demokratikleşme Paketini' gündeme getirmiştir. Günlerce süren hazırlık sürecinde ilgili hiçbir tarafın görüşü alınmamış, kamuoyu tartışmaları tahminler üzerinden yürütmek zorunda kalmıştır. Kürtler, demokratlar ve emekçiler bu paketin demokratik talepleri içermediği üzerinden görüş birliği içindeyken, birçok kesimin de bu paketten tıkanan sürecin yeniden açılacağına dair umutları vardı. En çok hayal kırıklığı yaşayan kesimler de bunlardı. AKP yine kendisi için gerekli olan getiri ve götürüler üzerinden hesaplar yapmıştır” dedi.

10 BİN TUTUKLUNUN DURUMU ÇÖZÜM BEKLİYOR

Kaçar, paketten çözüm ve demokrasi değil seçim hesapları ve manipülasyonun çıktığına dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir halkın anadilinde eğitim görmesini özel okullara hapsetmek bu hakkı kullandırmamakla eşanlamlıdır. Kürtlerin % 90’ı yoksuldur. Dolayısıyla AKP’nin bu kararıyla Kürtlerin % 90’ı Anadilinde eğitim hakkından yoksun kalacaktır. Kürtçe, resmi dil olarak bir statüye bağlanmadığı bir durumda, geriye kalan % 10’luk kesimde gelecek endişesiyle çocuklarını özel okullara göndermeyecektir. 10 bin Tutuklunun durumunun gözetilmediği Sayın Öcalan’ın şartlarının değiştirilmediği, Anadilde eğitim hakkının içinde olmadığı hiçbir paket sürecin önünü açacak nitelikte olamaz.”

Alevilerin durumuna da değinen Kaçar, pakette sadece Kürtler değil bu ülkenin diğer renklerinin de yok sayıldığını belirterek, Alevilerin yıllardır ayırımcılığa karşı mücadele ettiklerini ancak defalarca söz verilmesine rağmen pakette Alevilerle ilgili bir cümle bile bulunmadığını belirtti.

Kaçar, kamu çalışanlarının sorunlarına da dikkat çekerek, şunları ekledi: “Bu yönetmenliğin sadece başörtüsüyle ilgili olan kısmını kaldırmak yeterli değildir. Kılık kıyafet tamamıyla serbest olmalıdır. 657 sayılı devlet memurları kanunun ilgili disiplin maddeleri gereğince yüzlerce arkadaşımız soruşturma ve idari ceza kıskacındadır. Gerek 657 sayılı DMK gerekse kanun ve yönetmenliklerin değiştirilmesi ya da kaldırılmasıyla ilgili hiçbir hüküm pakette yer almamıştır. Tüm bunlara karşın emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, Demokratların yapması gereken, mücadeleyi büyütmektir. Başka da bir yol yoktur.” (ANF)