Partisinin Antep İl Kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, tüm saldırlara karşı dimdik ayakta olduklarını vurguladı. AK Parti'de yaşanan istifalara da değinen Kemalbay,  "AKP'li belediye başkanları neden ayrıldıklarını açıklamalı" ifadesini kullandı. 

Gündemdeki konulara da değinen Kemalbay, şunları söyledi:

Antep, çok büyük bedeller ödemiş bir şehir. Bu bedellerden biri olan Beybahçe katliamında yaşamını yitirenleri bir kez daha saygıyla anıyorum.

Türkiye egemen güçleri, AKP-Saray iktidarı, Türkiye’yi öylesine büyük bir karanlığa soktu ki, IŞİD çetelerinin cirit attığı bir şehir oldu Antep. Geçtiğimiz günlerde açıklanan bir rapordan, IŞİD’e katılmış olan 900 kişinin hiçbir engele takılmadan Türkiye’ye döndüğünü anlıyoruz.

DUVARLAR BİZE VIZ GELİYOR

Türkiye’de kötülüğün değil barışın, özgürlüğün ve barışın egemen olması için birlikte mücadele eden halkların partisiyiz biz. Bu nedenle eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz, partililerimiz rehin alınmış durumda. Ama bu şiddet, o duvarlar bize vız geliyor. Hiçbir parti bu kadar  zulme karşı böylesine dimdik ayakta kalamazdı. 

HÜKÜMET, SAYIN ÖCALAN KONUSUNDA NEDEN SESSİZ? 

Sayın Öcalan hakkında bugünlerde bir söylenti dolaştırılıyor. Türkiye zaten bıçak sırtındayken bu yapılmak istenen ne? Aymazlık içinde bir Erdoğan Hükümetiyle karşı karşıyayız. O bu manipülasyonlara karşı sessiz. Neyi bekliyorsunuz? 

Sayın Öcalan, 2013-2015 arasındaki çözüm sürecinde, Türkiye halklarının barış ve demokrasisinin nasıl olacağına dair bir program ortaya koymuştu. Doğaya, emeğe verilen zararı, nasıl bir gelecekte yaşayabileceğimizi konuşmaya başlamıştık. Oysa şimdi sadece savaş konuşuluyor. Sayın Öcalan’ın sağlığı ve güvenliğiyle ilgili bir an önce bilgilendirilmeliyiz. Milletvekillerinin, avukatların veya ailenin görüşmesi sonucunda herhangi bir sorun olmadığına dair Türkiye ve Ortadoğu halklarının bilgilendirilmesi ve yeniden diyalog sürecinin başlaması gerekiyor. Hiç kimsenin, Kürt halkının sabrıyla, sinir uçarıyla oynamasına izin vermeyeceğimizi HDP olarak söylemek istiyorum.

KÜRT DÜŞMANLIĞI TÜRKİYE'YE KAZANDIRMAZ

Suriye’de yaşanan savaş, dünya egemen güçlerinin bu bölgedeki paylaşım savaşıdır ama buradan bir umut doğmaya başladı. Bu, Rojava’da gelişen halkların birlikte yaşam umududur. Farklı halkları, bir ortak yaşam modeli geliştirdiler. Bu model, aslında bütün dünya halkları için bir model, bir örnektir. Türkiye’nin de dış politikasının demokrasi temelinde geliştirilmesi gerekir. Türkiye’nin Afrin’deki yeni yaşam umudunu köreltmek değil tam tersine Suriye’nin demokratikleşmesi, halkların birlikte, özgür yaşamı umudunu geliştirmek gibi bir seçeneğe sahibiz. Bu seçeneğin Türkiye’de de devreye sokulması gerekir. Ama Erdoğan’ın Kürt düşmanlığına devam ettiğini görüyoruz. 

Ne diyor, “Referanduma gittiyseniz aç kalırsınız. Savaşırım, kuşatırım, size göz açtırmam“ diyor. “Senin Güney Kürdistan’ın kendini yönetmek istemesiyle, Rojava ile ne alıp veremediğin var?” diye sorduğumuzda, yemin etmiş gibi Kürt düşmanlığı güttüğünü görüyoruz. Bu politikalar Türkiye halklarına kazandırmaz. O nedenle bu politikalardan dönülmesi gerekir.

AKP-Saray iktidarı baskıyla ayakta kalmaya çalışıyor

Türkiye OHAL ve KHK’lerle yönetiliyor. İlelebet OHAL’le, KHK’lerle Türkiye’yi yönetmek isteyen bir iktidarlar karşı karşıyayız. Neden? Erdoğan iktidarıyla demokratik bir yaşamın mümkün olmayacağı görülmektedir. AKP-Saray iktidarı her geçen gün irtifa kaybediyor, zorbalık ve baskıyla iktidarda kalmaya çalışıyor.

AKP'Lİ BELEDİYE BAŞKANLARI NEDEN AYRILDIKLARINI AÇIKLAMALI 

Belediye başkanlarına istifa çağrısı yapan Erdoğan bunun sebeplerini anlatmıyor, zaten anlatamaz da. Demokratik bir ülkede seçimler gelen seçimle gider, değil mi? Ama ne oluyor? Kürt coğrafyasında belediyelere kayyumlar atanıyor, Batı’da ise zorla istifa ettiriliyor. Bu, faşizmin kurumsallaştırılmasıdır.

Kürt coğrafyasındaki belediyelerin iğne ucu kadar yolsuzluğuna rastlanmamıştır. Belediyeleri denetlemek için, belediye eşbaşkanlarının yanında neredeyse oturuyor ama bir şey bulamıyorlar. Peki İstanbul, Ankara, Balıkesir, Bursa büyükşehir belediyelerinde ne oldu? Ne oldu da istifa ettiniz? Siz seçimle gelmediniz mi ey İstanbul, Bursa, Ankara belediye başkanları? Madem seçimle geldiniz, açıklayın, neden bırakıp gidiyorsunuz?

4 KASIM DARBESİNE KARŞI DİMDİK AYAKTAYIZ

4 Kasım’ın yıl dönümünde, eşbaşkanlarımızı, milletvekillerimizi sokakta selamlayacağız. Darbeye karşı durmuyoruz, dimdik ayaktayız diyeceğiz. Bu ülkeye özgür bir geleceği armağan edeceğiz. Annesi, babası rehin alınış çocuklar; sizlere özgür ve onurlu bir geleceği armağan edeceğiz

7 Aralık’ta Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın duruşması var. 1 yıla yakın bir zamandır hiçbir duruşmaya çıkarılmadı. Onun mahkemeye gelmesinden korkuyorlar. Bunu engellemeye çalışıyorlar fakat biz 7 Aralık’ta HDP ve HDP’nin dostlarıyla birlikte Demirtaş’ın yanında olacağız. Faşizmin karşısında dimdik ayakta olduğumuzu 7 Aralık’ta da göstereceğiz.

Eş Genel Başkanlarımızı, cezaevlerindeki ve sürgündeki arkadaşlarımızı selamlıyorum. Antep il örgütümüzün yeni yönetiminde görev alacak arkadaşlarıma başarılar diliyorum.

KAYNAK: Demokrat Haber