AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da toplu açılış töreninde 23 Haziran İstanbul seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ekrem İmamoğlu’nu darbecilikle suçlayan Erdoğan, “Erdoğan'ın akıbetini, Mursinin akıbetine benzetenler Sisi zihniyetidir. İşte onun için çok çalışmamız lazım. Biz bunlardan korkmuyoruz. Biz kefenimizi giyerek zaten bu yola çıktık. Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz. İşte mesele bu kadar önemli” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarının satırbaşları şöyle;

Bugün burada açılışını gerçekleştireceğimiz 28 kalem yatırımın şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Bugün açılışını yapacağımız eserler arasında bir kongre binası, çok sayıda okul, spor sahası, çocuk bahçeleri, cami... Buna benzer alanlar var. Tüm bu hizmetleri ilçemize kazandıran belediyelerimize tebrik ediyorum.

20 yıl öncesinde böyle bir Sancaktepe var mıydı? Altyapısıyla üstyapısıyla, okullarıyla, mesire yerleriyle acaba böyle bir Sancaktepe var mıydı? Burada da çöp dağları yok muydu? Biz iktidar olduk Sancaktepe çok farklı bir ilçe oldu. Sancaktepe küllerinden doğdu. Diyor ki 25 senede ne yaptınız? Bunu diyen Binali Yıldırım kardeşimin karşısındaki aday. Adam sanki İstanbul'da yaşamamış. Onlar bu işte çok çok acemi. Bizim lugatımızda yalan ve iftiranın yeri yok. Halka karşı başka konuşup, arkada başka işler yapmaya bu milletin karnı toktur. Türkiye bu popülist siyaset anlayışı yüzünden altın yıllarını kaybetmiştir. Pazar günü akşam farklı bir müjde ile yola devam etmeliyiz.

Demokrasi yoluyla milli iradenin desteğiyle sandıktan çıkarak iktidar olamayacakları vehmine kapılanlar, darbelerden, krizlerden, terör örgütlerinden, siyaset mühendisliklerinden medet umar hale gelmişlerdir.

Duvarlara ne yazdılar: Zulüm 1453'te başladı dediler. Bunu yazanlar CHP zihniyeti. Şimdi bu zihniyet pazar günü sizden oy isteyecekler. Zulüm 1453'te başlamadı. Gönüllerin fethi 1453'te başladı. 31 Mart'ta seçimin neticesine en çok sevinenler arasından Yunanlar vardı. Gazetelerine attıkları başlıkları hatırlıyorsunuz değil mi?

‘MURSİ ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR’

Rahmetli Muhammed Mursi'nin darbeyle devrilmesiyle söylenen sözleri hatırlayınız. Bilhassa muhalefete yakın sosyal medya hesaplarından paylaşılan mesajları biliyoruz.

Erdoğan'ın akıbetini, Mursinin akıbetine benzetenler Sisi zihniyetidir. İşte onun için çok çalışmamız lazım. Biz bunlardan korkmuyoruz. Biz kefenimizi giyerek zaten bu yola çıktık. Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz. İşte mesele bu kadar önemli.

Mursi mahkeme salonunda 20 dakika yerde çırpınıyor. Yetkililer Mursi'ye müdahale etmiyorlar, Mursi eceliyle değil, öldürülmüştür. Naaşını köyüne defnetmediler.

Önümüzde G-20 var. Gündeme getireceğimiz konulardan biri bu olacak. Bizler hakkın ve haklının yanında olacağız. Zalimlerin karşısında olacağız.

‘HIRSIZ SORUYU SORANDIR’

Ülkemizi ve İstanbul'u halk düşmanı bu faşist zihniyete pazar günü teslim etmeyeceğiz.

31 Mart'ta seçimin galibi hiç tartışmasız Cumhur İttifakı'dır. Peki o zaman neden 23 Haziran'da seçim yapıyoruz. Çünkü kasıtlı yanlışlar tespit ettik. İki aday arasındaki fark 29 binden 13 binli rakamlara kadar düştü. Bunun adı 'oylar çalındı'dır. Birileri ısrarla diyor ki öyleyse hırsız kim? Onlara şöyle söylemek lazım, soruyu soran. AK Parti'nin oylarını buharlaştıran, bu tezgahı kuran kimse hırsız odur. İlla ismiyle mi söylemek lazım. Hırsız kendini bildiği için çırpınıp duruyor.

‘DESTEK SELO'DAN GELİYOR’

CHP'ye destek ya yurt dışından ya Kandil'den ya da Selo'dan geliyor.  Selo ne diyor? “oylar CHP'nin adayına” diyor, Kandil ne diyor. “Oylar CHP'ye...” İYİ Parti'ye oy veren kardeşlerim bu terör örgütünün desteklediği partiye oy verecek mi? Şimdi biz hani İstanbul'a belediye başkanı seçiyorduk. Terör örgütü niçin bu kadar yakından ilgileniyor. Bunların her şeyleri gibi siyasetleri de sahte. Bizim adayımız Binali Yıldırım'ın üzerine biz kimseyi tanımayız. Türkiye'nin en iyi proje adamını biz İstanbul'a aday yaptık.

‘BU DURUMA NE DİYECEĞİZ’

İki adayın katılımıyla yapılan program öncesi ve sonrası yaşanan hadiseleri takip ettiniz değil mi? CHP'nin adayıyla bir araya geliyor. Soruları konuşuyorlar. Moderatörlük yapacaksın bir TV programına çıkacaksınız. Bu programdan önce soruları CHP'nin adayına veriyorsun. Eğer adilsen her iki adayı da davet edersin. CHP adayı Sayıştay raporlarından belediye raporlarına kadar öyle yalanlardan bahsetti ki Binali bey hangisine cevap vereceğini şaşırdı. Yalan konusunda kendi genel başkanıyla yarışıyor. Programdan önce 45 dakika görüşmüşler. Bu görüşmeyi 2-3 dakika olarak açıkladı. Peki biz bu durum karşısında ne diyeceğiz. O kadar çok tutarsızlığı var ki artık çetelesini tutamaz olduk. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylenen bir durumla karşı karşıyayız. Söylediği yalanlarla, çevirdiği dolaplarla tüm Türkiye ile adeta dalga geçiyor.

Ordu valimiz seçim sonrası dava açacak, polislerimiz de dava açacak. Polislerimize hakaret edenin de alnını karışlarız.