KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ANF'ye konuşan Karasu, AKP tarafından PKK’nin silahlı mücadeleyi bırakacağı algısı yaratılmaya çalışıldığını dile getirirken, "Peki bu durumda AKP Hükümeti’ne sormazlar mı, eğer gerçekten bu konuda ciddiysen, görüşmeler de önemli bir noktaya gelmişse Önder Apo’yla PKK’lilerin görüşmesini neden sağlamıyorsun?  Önder Apo’yla PKK arasında sorun olduğunu sen iddia ediyorsun. O zaman Önder Apo’yla PKK yönetimini buluştur ve bu sorunu ortadan kaldır," dedi.

Mustafa Karasu'nun "silah bırakma" konusuna ilişkin açıklamalarından bazı kısımlar şöyle:

"'PKK KONGRE YAPIP SİLAH BIRAKACAK' YAKLAŞIMI ÇARPITMADIR"

(...)Şu açıktır, biz zaten Kasım ayında sunulan müzakere taslağındaki yol haritasını kabul etmişiz. Eğer 10 başlıkta müzakere yapılır da mutabakata varılırsa zaten Türk devletine karşı silahlı mücadelenin anlamı kalmaz. Sorun bizim Türk devletine karşı silah bırakıp bırakmama sorunu değildir. Sorun böyle bir direnişi ortaya çıkaran koşulların ortadan kaldırılıp kaldırılmamasıdır. Yani Türk devletinin 10 başlıkta müzakere yaparak Kürt sorununu çözme iradesi gösterip çözüm konusunda adım atıp atmamasıdır. Çünkü Kürt sorununu yaratan ne Kürtlerdir, ne de Kürt Özgürlük Hareketi’dir. Kürt sorununu yaratan devlettir, devletin politikalarıdır ve hala da bu sorun çözülmemiştir. AKP Hükümeti Önderliğin ortaya koyduğu 10 başlıkta müzakere edip sorunu çözecek midir, çözmeyecek midir? Bu sorunun cevabı çok önemlidir. Bu sorun çözülmeden PKK silah bırakacak, “PKK Kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak" biçimindeki yaklaşımlar demagojidir, toplumu aldatmak ve sorunu çarpıtmaktır. Önder Apo’nun söylediklerini de tersine çevirip hem Önder Apo’ya karşı, hem Özgürlük Hareketi’ne karşı kullanmaktır.

Önder Apo hiçbir görüşmesinde, hiçbir yerde Kürt sorunu çözülmeden, müzakere yapılıp Kürt sorununun çözümünde adımlar atılmadan ne silahın bırakılmasından, ne de PKK’nin Kongre yapıp silah bırakma kararı almasından söz etmiştir. Önder Apo’nun böyle bir sözü ve değerlendirmesi de yoktur. Önder Apo daha önce Kürt sorunu çözülmeden silah bırakılması gerektiğinden söz eden herkese tepki göstermiştir. Bu tür konularda ancak kendisinin ve PKK’nin karar verebileceğini söylemiştir. Bu açıdan bu konuda esas karar sahibi olacak PKK’nin düşüncesi alınmadan, PKK’nin açıklaması ortaya çıkmadan hükümetin kalkıp silah bırakılacak demesi zaten bir yalandır, bir demagojidir. Hiç kimsenin PKK adına silah bırakmasından, PKK’nin kongre yapıp silah bırakma kararı alacağından söz etmesi mümkün değildir. Hiç kimsenin üzerinde böyle bir vazife yoktur. PKK’nin Önderi Önder Apo’dur. PKK’nin Merkez Komitesi vardır. Bu tür kararlar Önderlik ve Merkez Komitesi tarafından alınır. Hatta Merkez Komitesi’nin bile böyle bir karar almaya hakkı yoktur. Ancak kongre böyle bir karar alabilir. Kongre de Kürt sorununun çözülmediği bir ortamda silahlı mücadeleyi bırakma kararı almaz. Bunu herkes bilmelidir. Önder Apo’nun Kürt sorunu çözülmeden silah bırakılacağı yönünde ne değerlendirmesi olmuştur, ne de bize bu yönlü bir önerisi bulunmaktadır

"ÖNDER APO'YLA PKK YÖNETİMİNİ BULUŞTURUN"

Türk devleti ve AKP Hükümeti Kürt sorunu çözüldüğünde PKK’nin tutumu ne olacak, gerillanın tutumu ne olacak diye soruyor ve bunun cevabını arıyorsa, böyle bir durumda Türk devletine karşı gerillanın silahlı mücadele yürütmesinin bir anlamı kalmayacağını belirtmek isteriz. Bunu söylemenin, ifade etmenin bile çok fazla anlamı yoktur. Kaldı ki Önder Apo’da Kürt Özgürlük Hareketi de defalarca Kürt sorunu çözülürse silahlı mücadeleye gerekçe kalmayacağını ifade etmiştir. Biz de hala bu noktadayız. Türk devleti sorunu çözsün, adımlar atsın yarın bile kongreyi toplayıp Türk devletine karşı silahlı mücadeleyi durdurma kararı alabiliriz. Ancak AKP Hükümeti’nin ve Türk devletinin bırakalım Kürt sorununda adım atması ve sorunun çözümünü sağlaması, müzakereye yanaşması bile söz konusu değildir. Müzakerenin koşullarını bile oluşturmamıştır. Önder Apo’nun müzakere için önerdiği hiçbir koşul yerine getirilmemiştir.

Çözüm sürecinden söz ediliyor, hatta PKK’nin silahlı mücadeleyi bırakması algısı yaratılmaya çalışılıyor. Peki, bu durumda AKP Hükümetine sormazlar mı Eğer gerçekten bu konuda ciddiysen, görüşmeler de önemli bir noktaya gelmişse neden Önder Apo’yla PKK yönetiminin görüşmesini sağlamıyorsun?  Önder Apo’yla PKK arasında sorun olduğunu sen iddia ediyorsun. O zaman Önder Apo’yla PKK yönetimini buluştur ve bu sorunu ortadan kaldır. Müzakerenin hiçbir koşulunu hazırlamıyorsun, ne izleme heyeti var ne İmralı’ya bu müzakere konusunda başka örgütlerden bu sivil toplum kuruluşlarından gidip görüşen var. Müzakere için hiçbir adım atmıyorsun, sadece sürekli çözüm süreci iyi gidiyor işler yolunda diyerek bir kamuoyu yaratmaya çalışıyorsun. Eğer Türk devleti ve AKP Hükümeti samimiyse Önder Apo’yu örgütüyle de buluşturur. Önder Apo’yu Türkiye siyasetinden birçok insanla da, sivil toplum örgütüyle de buluşturur ve böylece Önder Apo’nun ne dediğini tüm Türkiye ve dünya kamuoyu da duyar. Demek ki esas olarak AKP Hükümeti Önder Apo’nun ne dediğini Türkiye ve dünya kamuoyunun duymasını istemiyor.

"KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN GERİLLANIN SİLAH BIRAKMASI BEKLENMESİN"

(...)Bir daha şunu vurgulayalım; silahların bırakılması gibi doğrudan PKK’yi ilgilendiren konularda tabii ki kararı PKK verecektir. Kasım ayında Hareketimize ve devlete sunduğu müzakere taslağında Önder Apo böyle bir durumu gerektiren gelişmelerin olması halinde PKK’nin kongresini toplamasını istemektedir. Kongre formalite olarak toplanan bir platform değildir. Bunu en iyi Önderlik bilmektedir. Çünkü PKK’yi yaratan da kendisidir. Bu açıdan Önder Apo tahkim edilmiş bir ateşkesin yapılmasının dahi Kandil’de tartışılmasını istemiştir. Ne var ki Özgürlük Hareketi’yle tartışılmadan Özgürlük Hareketi’ni ilgilendiren temel konularda devlet HDP’ye bir açıklama yaptırma dayatmasında bulunmuştur. Böylece Önder Apo’ya da, Kürt Özgürlük Hareketi’ne de, HDP Heyeti’ne de ciddi yaklaşmadığı açığa çıkmıştır. Kaldı ki açıklama dayatması yapılan konuda Önder Apo’nun söylediğiyle uymayan, hatta tersini ifade eden bir yaklaşım söz konusudur. Dolayısıyla böyle bir durumu tabii ki PKK reddeder ve reddetmiştir. Herkes PKK’yi ciddiye alacaktır. Kürt Özgürlük Hareketi’ni ciddiye almayan, yokmuş gibi sayan yaklaşımlar zaten AKP’nin bir çözüm politikası ve niyetinin olmadığının açık ifadesidir. Bu açıdan Hüseyin Yayman’ın da, Hükümetin de ‘Kandil süreci sabote ediyor, taktik yapıyor’ değerlendirmeleri ciddiye alınacak şeyler değildir.

Bizim değerlendirmelerimizi Önder Apo’nun elini güçlendirme ve masaya güçlü biçimde oturmak için yapıldığı yönlü değerlendirmelerde tamamen gerçek dışıdır. Sorun ne taktiktir ne de masaya güçlü oturmaktır. Konuştuğumuz konular sorunun özü ve esasıyla ilgilidir. Kürt sorunu çözülmeden gerillanın silah bırakmayacağı konusu ne bir taktik, ne de masaya güçlü oturup oturmama sorunudur. Kürk sorunu çözülmeden hiç kimse gerillanın silah bırakmasını bekleyemez. İster Hükümet kanadında olsun ister başkaları ya da herhangi bir Kürt siyasetçisi olsun bu konularda konuşmaya hakkı yoktur. Bu konularda konuşmak bizim adımıza konuşmak olur ki, bunun da kıymeti harbiyesi olmaz.

"DEVLETİN BASKI VE PROPAGANDASI ESAS ALINMAMALI"

(...)Açıkça söylüyoruz, herkesin devletin ve hükümetin baskısı ve propagandasını değil, esas olarak Kürt Özgürlük Hareketi’nin ne dediğini, Önder Apo’nun ne dediğini, Kürt halkının beklentilerini ve özlemlerini dikkate alması gerekir. Daha önce söylüyorduk ya, devletin hassasiyetleri dikkate alınıyor ama Özgürlük Hareketi’nin, halkın hassasiyetleri ise yeterince dikkate alınmıyor! Bu temelde gerçekten demokratik çözümden yana olanların, demokratik çözüm isteyenlerin esas olarak AKP Hükümeti ve devletin hassasiyetleri, onların seçim propagandası ekseninde yaptıkları algı ve psikolojik savaşın etkisiyle değil de Kürt sorununun çözümü gerçekten nasıl olur, Kürt sorununun çözümünün olması için hükümetin ve devletin hangi adımları atmaları gerektiği konusunda yoğunlaşmaları ve bu temelde tutumlarını ortaya koymaları gerekir.

Mustafa Karasu'nun açıklamaları ANF'den derlenmiştir.