Yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, AKP hükümetinin Kürdistan’da özel savaş elemanı olarak kullandığı, MİT ile ilişkili olarak çalışan Galip Ensarioğlu’nun hem Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmelerin neden olmadığı konusunda utanmazca gerçekler ileri sürdüğünü, hem de İmralı’da görüşmeler yapılıyormuş gibi bir yalan ortaya atarak kafa bulandırıp gündem saptırdığını kaydetti.

“Şu açıktır ki, ne zaman Kürt halkına ve Kürt Özgürlük Hareketi'ne yönelik şiddetli bir savaş yürütülmüş, o zaman Önder Apo ile görüşmeler kesilmiştir. Önder Apo ile en son görüşmelerin kesilmesi ise Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe Mutabakatını yok saymasından sonra olmuştur. Çünkü Dolmabahçe Mutabakatının yok sayılması ve Önder Apo ile görüşmelerin kesilmesiyle birlikte savaş başlatılmıştır. 30 Ekim 2014’te alınan savaş kararı bu tutumlarla yürürlüğe konulmuştur. Ancak 7 Haziran seçimi öncesi bu savaş düşük yoğunluklu yürütülürken, seçimin kaybedilmesiyle birlikte savaş topyekun hale getirilmiştir. Savaş yürütüldüğü için 8 aydır Önder Apo üzerinde ağır tecrit uygulanmaktadır. Önder Apo'ya teslimiyet ve oyalama politikalarının kabul edilmesi dayatılmış; Önder Apo kabul etmeyince ağır tecrit uygulanmıştır” diyen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, zaten hain, işbirlikçi ve özel savaş elemanı Galip Ensarioğlu’nun tam da bu karakterine uygun olarak “teslim olup devlete hizmet etmezse görüşülmez” diyerek Öcalan üzerinde uygulanan baskı politikalarını itiraf ettiğini de vurguladı.

‘ÖNDER APO KÜRT İNSANINI KATLEDİLDİĞİ BİR ORTAMDA HİÇBİR GÖRÜŞMEYİ KABUL ETMEZ’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın HDP heyetine “Kürt sorununda çözüm için adım atılmayacaksa sizin de gelmeniz anlamsızdır” dediğini de hatırlatan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, “Zaten İmralı’ya giden HDP heyeti Önder Apo’nun son görüşmedeki tutumunu açıklamıştır. Önder Apo’nun Kürt sorununun çözümü için olmayan hiçbir görüşmeyi kabul etmesi mümkün değildir. Bu kadar savaşın olduğu, her gün Kürt insanının katledildiği bir ortamda Önder Apo hiçbir görüşmeyi kabul etmez ve etmemiştir. Şu anda İmralı’da hiçbir görüşme yapılmamaktadır.

Galip Ensarioğlu utanmadan Önder Apo’nun etkisinin ve itibarının düşmemesi için görüştürülmediğini söylüyor. İşte uşaklığın, işbirlikçiliğin, ihanetin ve özel savaş elemanı olmanın en düşmüş hali böyle olmaktadır. Türk devletine hizmet etmek, yaranmak, zenginliğine zenginlik katmak için bu kadar düşkünlük yapılmaktadır. Galip Ensarioğlu, Kürt halkının en hassas olduğu Önderliği üzerinde uygulanan bu ağır tecridi ve baskıyı gözden kaçırmak için kendine verilen bir görevi yapmaktadır. Halkı aldatma ve tecride yönelik tepkiyi ortadan kaldırmak için bu tür yalanları söylemekte ve demagojiler yapmaktadır.

‘AKP HÜKÜMETİ KENDİ ANAYASA VE YASALARINI ÇİĞNİYOR’

Dünyada hiç kimseye uygulanmayan bir uygulama Önder Apo üzerinde uygulanmaktadır. Bunun için AKP hükümeti kendi anayasa ve yasalarını bile çiğnemektedirler. Önder Apo ne avukatları ve ailesiyle görüştürülmekte, ne de bir mektup yazmasına izin verilmektedir.

Kürt halkına düşman olduklarından ve Kürt sorununu çözmek istemediklerinden Kürt sorununu gündeme getirdiği ve Özgürlük Hareketi'ni geliştirdiği için bu Önderliğe en büyük düşmanlığı göstermektedirler.

Kürt halkı, dostları, demokrasi ve barışa inanan herkes Önder Apo’ya uygulanan bu ağır tecrit için ayağa kalkmalıdır. Tecridin kalkması ve Önder Apo'nun özgür koşullarda hareket etmesi istenmelidir. Ancak Önder Apo'ya yaklaşım değiştiğinde Türkiye'ye demokrasi, barış ve istikrar gelir. Bu Önderliğe yaklaşımın değişmesi, Kürt insanına bakışın değişmesidir. Bu açıdan demokrasi, barış ve özgürlük isteyen herkes mutlaka Kürt Halk Önderine sahiplenmelidir. Kürt Halk Önderine sahiplenilmeden ne Kürt sorununun demokratik siyasal çözümünün önü açılabilir, ne de Türkiye demokratikleşebilir.

Tayyip Erdoğan Dolmabahçe Mutabakatını da, İmralı’ya İzleme Heyetinin gönderilmesini de Önder Apo'nun meşrulaştırılması olarak görmüş ve reddetmiştir. Bu gerçeklik bile Önder Apo’ya sahip çıkılmadan bu çözümsüzlük zihniyetini kırıp Türkiye'yi demokratikleştirmenin mümkün olmadığını gözler önüne sermektedir. Bu açıdan Önder Apo’ya sahip çıkarak Kürt sorununun çözümünü gündemleştirmek ve Türkiye'nin demokratikleştirilmesinin önünü açmak gerekmektedir.

AKP'nin Türkiye'yi daha otoriter ve baskıcı hale getirmesinin alternatifi, Önder Apo'nun özgürlüğü temelinde Kürt sorununun çözümünü gündemleştirmek ve Türkiye'yi demokratikleştirmek olmalıdır. Bu açıdan Önderliğe sahiplenme, Kürt sorununu çözme ve Türkiye'yi demokratikleştirmeye sahiplenmedir” dedi. (ANF Türkçe)