KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türk bayrağının indirilmesi olayına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, bayrak olayı üzerinden linç kampanyası yürütüldüğünü belirten KCK, buna sert tepki gösterdi. KCK,  “Kürt Özgürlük Hareketi'nin bu bayrak provokasyonuyla hiçbir alakası yoktur” dedi.

KCK, “Şovenizm dalgasının geliştirilmesi ve linçe çağrıda öncülüğü Başbakan yapmaktadır” dedi.

Açıklamada “bayrak provokasyonu ile hiçbir ilgilerinin olmadığını” belirten KCK,  bunu “şiddetle” kınadı. Türkiye halkını da bu tür provokasyonlara karşı duyarlı olmaya çağıran KCK, “Biz Hareket olarak Türkiye halklarının ve tüm halkların etnik ve dinsel tüm değerlerine saygılı olacağız. Hiçbir ulusun, etnik ve dinsel topluluğun değerlerine saygısızlık yapılmasına ve saldırılmasına müsaade etmeyeceğiz” mesajını verdi.

KCK'nin ANF'de yer alan açıklamasının tamamı şöyle:

ERDOĞAN ŞOVENİZME ÖNCÜLÜK YAPIYOR

 “Amed’te bulunan hava üssündeki bayrağın bir çocuk tarafından indirilmesi üzerinden Türkiye'de bir şovenizm ve linç kampanyası başlatılmıştır. Kürtler ve HDP’liler hedef haline getirilmiştir. Şovenizm dalgasının geliştirilmesi ve linçe çağrıda öncülüğü Başbakan yapmaktadır. Başbakan’ın tüm Türkiye'ye seslenerek herkesin Tokat’ta olduğu gibi HDP’lilere saldırı yapmaya çağırması bunun kanıtıdır. Başbakan’ın şovenizmi yükselten açıklamaları ve linç çağrısı Türkiye'de şovenizm yarışı başlatmıştır. Yakın tarihteki Kürt düşmanlığı ve linç kampanyalarının bir benzeri yine yaratılmıştır. Bu Kürt düşmanlığı ve linç girişimleri Türkiye toplumunun kendiliğinden hareketleri olarak ortaya çıkmamıştır. AKP dahil Türkiye'deki siyasi güçler tarafından bilinçli olarak tahrik edilmektedirler. AKP, CHP ve MHP milliyetçi söylemlerle toplumda bir şovenizm dalgası yaratıp bunu oya ve siyasi ranta çevirmeyi amaçlamaktadırlar.

"PROVOKASYONLA HİÇBİR İLGİMİZ YOK"

Kürt Özgürlük Hareketi'nin bu bayrak provokasyonuyla hiçbir alakası yoktur. Bu provokasyon ya Kürtlerin özgürlük ve demokrasi mücadelesini bastırmak isteyen güçler tarafından yaptırılmıştır ya da bir çocuğun bilinçsizce böyle bir provokasyona alet olma durumu vardır. Her iki durumda da bu provokasyonu şiddetle kınıyoruz.

Hareketimizin Türk bayrağına karşı böyle bir yaklaşımı yoktur. Türkiye toplumunda şovenizmin yükselmesine hizmet eden bu tür provokasyonlara hep karşı olduk, karşı olmaya da devam edeceğiz. Bu tür bayrak indirmeleri geçmişte de derin güçlerin mücadelemize karşı saldırı kampanyası yürütmek için yaptırdığı provokasyonlar olarak değerlendirdik. Bu açıdan Başbakan ve başka çevrelerin bayrak indirilmesini Hareketimizle ilişkilendirmeleri başka bir provokasyon olmaktadır. Hatta kim bu provokasyonu fazlasıyla kullanıyorsa arkasında bu güçlerin bulunma ihtimali yüksektir. Askeri saldırı üssü olarak yapılan karakollar ve Lice katliamı ile yüzü teşhir olan AKP hükümeti de bu provokasyonun zanlılarından biridir. Bu provokasyonun özellikle Hareketimizle ilişkilendirilmesi ve bunun üzerinden Hareketimize karşı bir saldırı kampanyası başlatılması bu kuşkuyu güçlendirmektedir. Başbakan Erdoğan’ın Hareketimize karşı yürüttüğü psikolojik savaş ve dizginsiz saldırgan tutumu Kürt sorununun çözümü konusunda bir zihniyeti ve projesi olmadığını da kanıtlamaktadır. Kürt sorununda çözüm gibi bir kaygısı ve hedefi olan hiçbir politikacının böyle davranması mümkün değildir.

PROVOKASYON BİLİNÇLİ VE PLANLI

Geçmişte de bu tür bayrak provokasyonları yapılarak Kürt düşmanlığı şaha kaldırılmış, Hareketimize karşı saldırı kampanyası yürütülmüştür. 1996 DEHAP kongresinde bayrak indirilmesi, Mersin’de bir çocuğun Türk bayrağını yere atması da bugünkü gibi bir provokasyondur. Özgürlük Hareketimize saldırı kampanyası başlatılmak istendiği her dönemde böyle bir provokasyon yapılmıştır. Lice katliamı ve AKP'nin Hareketimize karşı psikolojik harekat sürdürdüğü bir dönemde gerçekleşmesi bu provokasyonun bilinçli ve planlı yapıldığını göstermektedir.

Hareketimiz Önder Apo’nun vurguladığı gibi demokratik ulus çizgisine sahiptir. Demokratik ulus, her etnik, dinsel ve farklı kültürel toplulukların birbirlerinin değerlerine saygılı olduğu bir ulus biçimidir. Biz herkesin, her çevrenin ve her toplumun Kürt halkının ulusal değerlerine saygılı olmasını isterken, Türk ulusunun bir değeri olan bayrağa saygısızlık etmeyi düşünmemiz mümkün değildir. Başta gençler olmak üzere Kürt halkının da Türk bayrağına ve başka toplulukların değerlerine saygılı olması gerektiğini her zaman vurguladık ve bu çağrımızı bu vesileyle yineliyoruz. Türk bayrağı ile Kürt düşmanlığı yapıldığında da gençler ve tüm Kürt halkı tahrike gelmemeli, Türk bayrağına karşı olumsuz bir yargı ve tutum içine girmemelidir.

Türkiye halkı da bu tür provokasyonlara karşı duyarlı olmalıdır. Bu provokasyonun Hareketimizle hiçbir bağı yoktur. Türkiye halkı da Türk bayrağı ile yapılmak istenen şovenizm kampanyası ve Kürt düşmanlığına alet olmamalıdır. Türk bayrağının Kürt düşmanlığı ve şovenizm aracı olarak kullanılmasına karşı çıkmalıdır. Türkiye halkları bizim kardeş halkımızdır. Demokratik ulus ve ortak vatanda birlikte yaşamak istediğimiz bir halktır. Bu açıdan Türkiye halkının tüm değerlerine saygılıyız. Türkiye halklarının da Kürt halkının ulusal değerlerine saygılı olmasını bekliyoruz.

ETNİK VE DİNSEL DEĞERLERE SAYGISIZLIĞA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ

Türkiye demokrasi güçleri, aydınları ve yazarları bu provokasyonla Kürt-Türk düşmanlığı yaratılmak istendiğini görmelidirler. Bu açıdan bayrak provokasyonu sonrası yükseltilen şovenizm ve linç kampanyalarına karşı durulmalıdır. Siyasi güçler siyasi rant elde etmek için her türlü değeri ayaklar altına almakta, şovenizm ve Kürt düşmanlığını şahlandıran her türlü konuşmayı sorumsuzca yapmaktadırlar. Bu temelde ortaya çıkan linç kampanyası ve Kürt düşmanlığı ileride onarılması güç sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Kürtlerle Türklerin ortak yaşama arzusu ve iradesi böylece zorlaştırılmaktadır. Bunun için aydınlar, yazarlar ve tüm demokratlar Türkiye halklarının vicdanı olmalı, HDP ve Kürt düşmanlığıyla yaratılan linç kampanyasına son verilmesi için üzerine düşeni yapmalıdırlar.

Biz Hareket olarak Türkiye halklarının ve tüm halkların etnik ve dinsel tüm değerlerine saygılı olacağız. Hiçbir ulusun, etnik ve dinsel topluluğun değerlerine saygısızlık yapılmasına ve saldırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Kardeş halkların da Kürtlerin hakları ve değerlerine şovenist kampanyalarla saldırılmasına müsaade etmemesini bekliyoruz. Biz Türkiye'de demokratik ulus ve ortak vatanda başta Türk halkı olmak üzere tüm halklarla kardeşçe, eşit ve özgür yaşam kararlılığımızı bir daha vurguluyoruz. Bu bayrak provokasyonu ve arkasındaki karanlık güçleri şiddetle kınıyoruz. Türkiye halklarını da şovenizm ve linç kampanyası karşısında ortak tutum takınmaya çağırıyoruz.”