Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelere bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İdlib konusunda Rusya aracılığıyla rejim ile varılan anlaşma için “Müslüman’ın Müslüman ile savaşı durdu” açıklamasına değinen Karamollaoğlu, "Biz en başta Müslüman’ın Müslüman ile savaşı dursun dediğimizde bizim ne Esadcılığımız kaldı ne Ergenekonculuğumuz kaldı" dedi.

Açıklamasında, "Biz yine de 9 yıl sonra da olsa Müslüman kanı akıtıldığının farkına varılmasını önemsiyor, bundan sonra kan akmamasını temenni ediyoruz" diyen Karamollaoğlu, "Biz başından beri söyledik bu ülkenin problemlerini bu ülkenin insanları çözmelidir. İdlib, güvenli bölge haline getirilmelidir. Uluslararası bir anlaşma ile gerekli diplomatik adımlar atılmalıdır, uzun vadeli bir süreç başlatılmalıdır" diye konuştu.

Türkiye'de de görülmeye başlanan Koronavirüs ile gelişmelere de değinen Karamollaoğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın süreci iyi yönettiğini söyledi.

Karamollaoğlu, gazetecilere yönelik tutuklama ve gözaltına alınmalar ile ilgili de şöyle konuştu:

Türkiye’de ne yazık ki son dönemde hukukun üstünlüğü ve fikir özgürlüğü kaybolan bir hatıra hükmündedir.  Bunu sadece biz değil uluslar arası araştırmalarda vurgulamaktadır. Türkiye, 180 ülke içerisinde basın özgürlüğünde 157. Sırada bulunmaktadır. Türkiye’de şu an 91 gazeteci hapiste yatmaktadır. Gazeteciler, elbette suç işleyebilirler. Ama fikir suçundan dolayı, yani iktidarın işine gelmeyen bir haberi yaptılar diye gazeteciler hapse atılmamalıdır. Bir konuyu burada hatırlatmak istiyorum biliyorsunuz; Deniz Yücel olayında, Merkel ile görüşüldükten sonra Yücel serbest bırakılmıştı.