Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kobani olaylarının yaşandığı dönemde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olan 7 vekil hakkında düzenlenecek fezlekeye ilişkin açıklamalarda bulundu.

İstanbul'da katıldığı bir etkinlik sonrasında gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan İbrahim Kalın, "Bu tabii hukuki bir süreç. Şimdi artık hukuki süreci hep birlikte takip edeceğiz" dedi.

Fezleke hazırlanmasının "Meclisle ilgili olarak da yürüyecek bir süreç" olduğunu ifade eden Kalın, "Onu hep birlikte izleyeceğiz" ifadesini kullandı.

2014 yılında yaşanan Kobani unutmanın mümkün olmadığını ifade eden Kalın, "Bunu da akıldan çıkarmamak lazım. O dönemde çok acı olaylar da yaşandı ama şu anda bu tamamen bir hukuki süreç. Gelişmeleri izleyeceğiz" şeklinde konuştu.

Kalın'ın açıklamaları öncesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kobani olayları ile ilgili soruşturmada hakkında gözaltı kararı verilen 82 kişiden 20'sinin gözaltına alındığını, milletvekili olan 7 kişi hakkında da fezleke düzenleneceğini bildirmişti.

2014'teki Kobani olayları ile ilgili soruşturma kapsamında bu sabah Ankara merkezli 7 ilde operasyon düzenlenmişti.

HÜKÜMETTEN İLK AÇIKLAMA BAKAN VARANK'TAN

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kobani olaylarıyla ilgili başlattığı operasyon kapsamında 7 ilde çoğu HDP’li 82 kişi hakkında gözaltı kararı verilmesine hükümet kanadından ilk tepki Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’tan geldi.

Varank, gözaltıların "adli mercilerin takdiri" olduğunu belirterek "Kobani olaylarını bahane ederek, şehirleri talan edenler hakkında yürütülen bir soruşturma neticesinde adli işlemler yapıldığını" ifade ederek, "Şimdi birtakım kişiler çıkıp, 6 yıl sonra mı bu işlemler yapılıyor diye yaygara çıkarmaya çalışıyor" dedi.

Diyarbakır’daki Sanayi Mektebi’nin açılış töreninde konuşan Varank, "Günlerce şehirlerimizi yakıp yıkan, kamu binalarımızı talan eden, Yasin Börü başta olmak üzere birçok sivilimizin canına kasteden bu olayları, bu işin sorumlularını unutacağımızı sanıyorlarsa, büyük yanılgı içindeler" diye konuştu.

6-8 Ekim olaylarını "Türkiye'yi terör iklimiyle dize getirme planlarının ilk aşaması" olarak niteleyen Varank, "Bu ihaneti biz asla unutmayız. Hamdolsun, büyük bir mücadele sergileyerek, bize kurulan tüm tuzakları tersine çevirdik" ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

Suriye’nin kuzeyinde Halk Savunma Birlikleri (YPG) kontrolündeki Kobani şehri 2014 Eylül’de IŞİD tarafından kuşatıldı.

YPG’nin IŞİD’e karşı mağlup olacağı öngörüsü üzerinden uluslararası toplumdan destek ve YPG kontrolündeki diğer bölgelerden Kobane şehrine silah ve insani yardım çağrıları yapılmaya başlandı.

Dönemin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve YPG’nin siyasi kanadı PYD’nin o dönemki lideri Salih Müslim, Ankara’dan koridor açmasını ve YPG kontrolündeki diğer bölgelerden gelecek askeri ve insani yardımı Türkiye üzerinden yapılmasına izin vermesini istedi. Ancak PYD ve YPG’yi terör örgütü olarak gören Türkiye’den bu çağrılara olumlu yanıt gelmedi.

Eylül ortasında başlayan IŞİD-YPG savaşı, ekime gelindiğinde 130 binden fazla insanın Kobani dışına göçüne ve çok sayıda zaiyata yol açmıştı.

Türkiye’nin farklı bölgelerinde Kobani’ye destek eylemleri ve sokak eylemleri sürerken, HDP MYK 6 Ekim’de “Kobane’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AK Parti iktidarının Kobane’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” açıklaması yaptı.

Bu açıklamaya paralel olarak Kürtlerin yoğun yaşadığı iller başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında gösteriler yoğunlaştı. Eylemlerde güvenlik güçleriyle göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. Güvenlik güçlerinin yanı sıra farklı siyasi gruplar da göstericilerle çatıştı. Resmi verilere göre 35 ilde toplam 197 okulun yakıldı; 269 kamu binasının tahrip edildi; 1731 ev ve işyeri yağmalandı ve 1230 araç zarar gördü.

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe