Barış, Dostluk ve Demokrasi Ödülü’ne” layık görülen Kadir İnanır, törene gönderdiği görüntülü mesaj ile “Dünyanın en güzel ülkesi Türkiye’mizde; toplumsal beraberliği uzlaşarak güçlendirip, cepheleşmelere son vereceğiz. Mutlulukları yakalamaya yemin ederek, özgürlük ve demokrasiyi inşa edeceğiz. Büyük barışı mutlaka kuracağız, mutlaka” dedi.

Diyarbakır Tabip Odası’nın (DTO) 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında 1996 yılından bu yana verdiği "Barış, Dostluk ve Demokrasi Ödülü"nün bu yıl layık görüldüğü isim Kadir İnanır ve Barış Anneleri oldu. Sur’da bir otelde düzenlenen etkinliğe sendika, oda, baro ve sivil toplum örgütleri temsilcileri yanı sıra DTK, DBP, HDP ve CHP Diyarbakır İl yöneticileri katıldı. 

‘ÖDÜLÜN ÖNEMİ ARTTI’

Açılış konuşmasını yapan DTO Başkanı Mehmet Şerif Demir, 2020 Türkiye’sinde verdikleri ödülün daha fazla önem kazandığını belirterek, “Bölgemizde savaşın daha da tırmandırıldığı içerde ve dışarda yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal Krizin ülkenin savaşa sürüklenerek aşılmaya çalışıldığına tanıklık ediyoruz. Zihnimizde geçmişin acı fotoğrafları yerini korurken bir yandan Suriye’nin ve Irak’ın savaşlaştırılan bölgelerinde, bir yandan depremler ve yokluklarla sarsılan alanlardan gelen görüntüler ile katmerleşmektedir. Kapitalist sistemin savaşlarla dahil büyük çevre ve doğa katliamlarına neden olduğu ulus devletlerin çıkarları için mültecilerin bir rehine olarak kullanıldığı, insanlığın tarih boyunca oluşturduğu evrensel değerlerin yitirildiği bir süreçten geçiyoruz. Tüm bunlar yaşanırken Savaşa karşı Barışı savunmak ihanet ve suç sayılmaktadır. Yaşadığımız olağanüstü olağan dışı süreci de göz önüne aldığımızda 90’lı yılların dehşet verici ortamını aratmayan 2020 Türkiye’sinde ödülümüzün daha da önem kazandığını düşünüyoruz” dedi.

‘VİCDAN SAHİBİ HERKES BARIŞIN SESİ OLMALI’

Kürtçe ve Türkçe sunumu yapılan programda, Moderatörlüğünü Dr. Ali Çerkezoğlu’nun yaptığı panelde, Barış Annesi Raife Özbay ve Dr. Zeki Gül konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin acil bir iç barışa ihtiyacı olduğunu söyleyen Çerkezoğlu, barışın sağlanması için mücadelelerini büyütmeleri gerektiğinin altını çizdi. Barış Annesi Raife Özbay, bölgede yaşanan hak ihlallerine değinerek barış annelerinin yola çıkış amacını anlattı. İktidarın barışı sağlama gibi bir derdinin olmadığını bilakis çatışma ve ölümden beslendiğini söyleyen Özbay, vicdan sahibi herkesin barışın sesi olması gerektiğini kaydetti. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlayan Özbay, yerleşmiş erkek zulmünü artık kabul etmediklerini ve tüm kadınları haklarını savunması için alanlara çağırdı. Dr. Zeki Gül ise iktidarın son yıllarda devreye koyduğu siyasetin toplumu ciddi oranda kutuplaştırdığını belirtti.

MIZRAKLI: DİZ ÇÖKMEYEN BİR HALK

Programın akışında görevden alınarak yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’nın, tutuklu bulunduğu Kayseri Bünyan Cezaevi'nden gönderdiği mektup okundu.  Savaşın savunmasız ve mazlum insanların zulüm görmesine, yerlerinden yurtların göç etmesine neden olduğunu belirten Mızraklı mektubunda, “Diz çökmeyen bir halk olarak, bizler tarihin derinliklerinden günümüze hep var olduk. Tüm zulümlere rağmen var olmaya da devam edeceğiz. Asla geri adım atmadık ve korkmadık. Bizlere korkunun panzehrini aşılayan Başta barış anneleri olmak üzere, yaşamını demokrasi, emek, barış ve özgürlük mücadelesine adayan tüm insanlara bu çabalarından dolayı selam ve saygılarımı iletiyorum. Tüm bu acı ve gözyaşının yaşandığı coğrafyamızda, sevinç zılgıtları yerine hawar çığlıklarının yükseldiği günlerde, bunu tersine çevirmek bizim ellerimizde diyorum. Bundan dolayı;  özgürlüğün rengi mavi olmalıyız, barışın rengi beyaz olmalıyız, doğanın rengi yeşil olmalıyız ama acının rengi olmamalıyız. Faşizmin rengi gri, ölümün rengi siyah olmamalıyız. Direngen geçmişimizden güç alarak yaşam kutsaldır diye haykırmalı ve bu topraklara barış gelene kadar çalışmalıyız. Bu çalışmalarda elini taşın altına koyan herkesi minnet duyarak, mutlaka ama mutlaka acının ve gözyaşının rengi yoktur diyenlerin kazanacağına olan inancımla sizlere merhaba diyorum” dedi.

Panelin ardından meslekte 25 yılını dolduran doktorlara plaket verildi.

Ardından İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Derya Yıldırım, ödülün gerekçesini okudu. Yıldırım, “Bu yılki “Barış, dostluk ve demokrasi” ödülüne, 90’lı yılların baskı ikliminden; militarizmin ve şovenizmin tırmandığı, her türden antidemokratik uygulamalarının hüküm sürdüğü günümüze değin durmadan, geri adım atmadan mücadelelerini sürdüren ‘Barış Anneleri İnisiyatifi ve iktidarın her türlü saldırısına rağmen yaşamdan yana tutum alması, savaş karşıtı tavrından vazgeçmemesi nedeniyle ‘Kadir İnanır’ layık görülmüştür. Barış Anneleri 90’lı yıllardan beri aralıksız devam ettirdikleri sivil itaatsizlik ve pasif direniş örnekleriyle, barıştan yana yılmaz ısrarlarıyla, beyaz tülbentlerini barış ve demokrasi mücadelesinin bayrağı haline getirmişledir. Siyaset üstü evrensel bir kimlik olarak anneliğin savaşı durdurabileceğini, yıllardır devam eden bu savaşta acının ortaklığını en çok annelerin anlamlandırabileceğini anlatmışlardır. Herkesin yılgınlığa düştüğü anlarda, barış annelerini mücadele içerisinde görmek, barış ısrarlarına şahit olmak, insanları tekrar savaşa karşı barış mücadelesine çeken en büyük etkenlerdendir. Kadir İnanır tüm baskılara rağmen barış talebini dile getirmekten imtina etmemiştir. Geçmiş Söylem ve eylemlerin de barış süreçlerine katkı göstermiş, aktif rol oynamıştır. Gerek sanat hayatı, gerek entelektüel ve aydın duruşu ile Türkiye toplumu içerisinde önemli bir isim olarak, barış vurgusunu her fırsatta dile getirmiş, ülke içerisindeki diğer aydınlara cesaret vermiş, herkeste ciddi bir farkındalık yaratmıştır” ifadelerini kullandı.

İNANIR: BÜYÜK BARIŞI MUTLAKA KURACAĞIZ

Yurt dışında bir programından dolayı ödül törenine katılamayan Kadir İnanır, görüntülü mesaj gönderdi. İnanır mesajında, “Dünyanın en güzel ülkesi Türkiye’mizde; toplumsal beraberliği uzlaşarak güçlendirip, cepheleşmelere son vereceğiz. Mutlulukları yakalamaya yemin ederek, Özgürlük ve demokrasiyi inşa edeceğiz. Büyük barışı mutlaka kuracağız, mutlaka. Başka çaremiz yoktur.  Uluslararası bir toplantı için yurtdışındayım.  Oradaki herkese, Tabip Odası üyelerine bu anlamlı ödül için teşekkür ederim” dedi.

Ardından sahneye davet edilen Barış Anneleri’ne ödülü Doktor Mahmut Ortakaya verdi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı