Yaklaşık 16 gündür IŞİD’in elinde bulunan Türkiye’nin Musul Başkonsolosu ile Ankara’nın iletişimi, Erdoğan’ın açıklamaları yüzünden kesilmiş.

10 Haziran’da Irak’ın önemli kentlerinden Musul’u ele geçiren Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), 11 Haziran’da kentteki Türkiye Konsolosluğu’nu basarak aralarında Türkiye’nin Musul Başkonsolosunun da bulunduğu 49 kişiyi rehin almasına ilişkin haberler yayın yasağıyla engellenirken, olaya dair Başbakan Erdoğan merkezli bir skandal ortaya çıktı.

IŞİD’in, konsolosun üzerinde ‘unutulan’ cep telefonundan Başbakan Erdoğan sayesinde haberdar olduğu ve bu nedenle Ankara ile Musul arasındaki bilgi alışverişinin kesildiği iddia edildi.

Cumhuriyet’te bugün (27 Haziran) yayımlanan köşe yazısında Can Dündar şu ifadeleri kullandı:

"Rezaletin bir başka boyutunu geçenlerde bir diplomattan dinledim. IŞİD, konsolosluğu bastıktan sonra başkonsolosun üzerini aramamış. Ve onda bir cep telefonu kalmış. Bu sayede Ankara ile haberleşip bilgi alışverişi yapıyorlarmış. Ta ki Başbakan’ın Rize konuşmasına kadar… O gün Erdoğan, eşsiz Türkçesi ile aynen şöyle dedi:“Şahsen başta kendim olmak üzere başkonsolosumuzla da görüştüm.” IŞİD, başkonsolosun üzerindeki telefondan bu itirafla haberdar olmuş. Konuştuğum diplomat, bunu duyduğunda saçını başını yolduğunu anlattı. “Şahsen başta kendim olmak üzere” Başbakan’ı tebrik ediyorum."

Başbakan Erdoğan konsolosluk baskınından iki gün sonra 13 Haziran’da Rize’de yaptığı konuşmada konsolosla görüşmesini bir başarı göstergesi olarak şu sözlerle dünyaya duyurmuştu: “Şahsen başta kendim olmak üzere başkonsolosumuzla da görüştüm.” (Sendika.Org)