Obama'nın 'stratejisini açıklamasının ardından Irak Şam İslam Devleti'ne karşı uluslararası bir koalisyon kurulmaktayken, sahada örgütle savaş halindeki Kürt grupların sözcüsü Polat Can Radikal'e konuştu: "Birçok uluslararası güçle ilişkimiz var. Karar mercii birçok devlet de var bunların arasında..."

ABD Başkanı Barack Obama’nın açıkladığı “IŞİD’le mücadele” stratejisinde, örgütün Suriye sahasındaki güçlerine yönelik hamleler de önemli bir yer tutuyor.

Her ne kadar Obama konuşmasında Rojavalı Kürtlerden bahsetmese de birçok çevre Rojava’nın bir çok noktasında IŞİD güçleriyle çarpışan YPG’nin de Washington’un yeni stratejisinde etkin rol oynayabileceği dile getiriliyor.

Radikal’den Mutlu Çiviroğlu, YPG sözcüsü Polat Can, Yekiti Partisi Genel Sekreteri İbrahim Biro ve Sol Parti Genel Sekreteri Muhammed Musa ile konuştu. radikal.com.tr’de yayınlanan söyleşi şöyle:

Sayın Polat Can, başta size sormak istiyorum: YPG olarak Amerikan Başkanı Barack Obama’nın IŞİD ile ilgili konuşmasını ve açıkladığı stratejiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Polat Can: Sayın Obama’nın açıklamalarını YPG olarak olumlu buluyoruz. IŞİD’e karşı savaşacak bir koalisyonun oluşturulması önemli bir adım. Atılan bu adımın hem uzun hem de kısa vadede başta Kürt halkı, bölgedeki bütün halklar için, hem Rojava’da hem de Kürdistan’ın güneyinde olumlu sonuçlar getireceğine inanıyoruz.

Sayın İbrahim Biro, peki siz Yekiti Partisi Sekreteri olarak neler diyeceksiniz? Sayın Can bu konuşmayı olumlu buluyor. Siz nasıl değerleniyorsunuz?

İbrahim Biro: Sayın Obama, Suriye ve Irak hakkında konuştu. Irak’takilerin adı geçti, Irak hükümetinden ve peşmergelerden bahsetti. Suriye’de de muhalif gruplara destek vereceğini söyledi. Bu hepimiz için büyük bir fırsat. Obama’nın açıkladığı stratejide Esad’ın yer almayışı çok önemli. Biz muhalefette yer alan ENKS partileri olarak bu uluslararası koalisyonda yer almak istiyoruz. Diğer taraftan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile YPG arasındaki yakınlaşma daha da ilerletilirse Kürtler için yeni fırsatlar doğabilir.

Sayın Can, ÖSO ile ilişkileriniz son günlerde sıkça tartışılıyor. Biraz ayrıntı verir misiniz bu konuda?

Polat Can: Uzun bir süredir ÖSO’nun bazı grupları ile birlikte hareket ediyoruz. Halep’te, Efrîn’de, Kobanê’de ve daha birçok yerde birlikteliğimiz söz konusu. Kobanê’de ‘Fırat Volkanı’ olarak başlattığımız hareket bu birlikteliğini resmiyete dökülmesiydi. Yani aslında bu harekette yer alan birçok grup bir yıl gibi süredir YPG’nin yanında, cephelerde savaşıyorlar. Tewhid Tugayı’nın doğu kolu, Siwar El-Reqa, Fecir El-Huriye Tugaylarına bağlı Şems El-Şemal taburları, Seraya Cerablus, El Ekrad, Siwar Umunaa El-Reqa vb. gruplar Burkan El-Firat adı altında bir araya geldiler. YPG’nin önderliğini yaptığı bu koalisyonla büyüyüp genişlemek istediler. Çünkü bugün hem Kobanê, hem de Rojava’nın diğer yerler güvenlik açısında iyi yerler. IŞİD buralara ÖSO’nun elinde olan yerlere girdiği gibi giremedi. Suriye’den kaçmak istemeyen bu gruplar YPG ile bir koalisyon oluşturmak istediler. Biz de bunu olumlu bir şey olarak gördük. Amacımız zaten aynı, faşist Baas rejimine, IŞİD ve El Kaide’ye bağlı diğer gruplara karşı savaşıyoruz.

Sayın Biro, Polat Can’ın söylediği şeylere dair yorumunuzu alacağım. Ama öncesinde başka bir şey soracağım, Abdülcebbar Akidi, Ağustos ayının sonunda Efrîn’de YPG Genel Komutanlığı’nı ziyaret etmişti, bunu nasıl değerlendireceksiniz?

İbrahim Biro: YPG kanadında bir değişim söz konusu ve bu değişim bir siyasi çıkara dayanıyor olsa da olumlu. Ama akıllara YPG’de ya da PYD’nin ÖSO ile ilişki kurmanın yasak dediği zamanlar geliyor. Birçok Kürt genci bunun için ya tutuklandılar ya da öldürüldüler. Ülkelerinden uzaklaştırılanlar da oldu, çünkü bir ihanet olarak görülüyordu bu. Şimdi ise PYD siyaseti ile bir ilişkinin kurulabileceği söylüyor. Eğer uluslararası koalisyon kurularsa elbette ki bunun bazı şartları olur. Rejime karşı tutumları, rejim ile olan ilişkileri açık ve net olmalı ve Suriye’deki muhalefetin hepsi ile iyi ilişkiler içinde olmalılar ki koalisyonun bir parçası olsunlar. IŞİD’e karşı olup, Suriye rejimine yardım gibi bir hataya düşmemeliler.

Sayın Can, neler diyeceksiniz bu duruma. ÖSO ile ilişki kuranları ihanetle suçladığınız ve rejime karşı tutumunuzun açık ve net olmadığı konusunda?

Polat Can: Haseke’de olsun Kamışlı’da olsun, 19 Temmuz’dan önce Kobanê ve diğer bölgelerde ve de iki yıldır Halep’te özellikle de Kürt mahallelerinde olsun rejime karşı bizim savaştığımız kadar Suriye’de hiçbir grup savaşmamıştır. Bir de bizim istediğimiz şey belli, biz Kürtlerin haklarını kabul edip bizi ortak kabul eden demokratik bir Suriye’yi hedefliyoruz. Muhalif gruplara tabii olmak ile onlarla ortaklaşa hareket etmek arasında büyük bir fark var. ‘Fırat Volkanı’ oluşumunda YPG bu gruplara öncülük ediyor. Biz bu oluşumda onlara ev sahipliği yaparken, bu bölgelerimizi onlara teslim ettiğimiz anlamına gelmemeli.

PYD siyasetine gelirsek eğer, bunu onlara sorun. Biz bu konuda konuşamayız. Biz Rojava Kürtlerinin askeri gücüyüz. 2003 yılının Ocak ayında gerçekleştirdiğimiz, Suriye muhalefetinin yanı sıra ENKS ve MGRK’den de temsilcilerin de yer aldığı konferansımızda bu konuyu net olarak açıklamıştık.

Sol Parti Sekreter Sayın Muhammed Musa, siz neler diyeceksiniz Obama’nın konuşması hakkında?

Muhammed Musa: Elbette ki başta Sayın Obama olmak üzere Amerika’nın IŞİD’e karşı açıklamalarını önemli buluyoruz. IŞİD’in ilerlemenin önüne geçilmeye çalışılması olumlu fakat Suriye’de savaşın bu şekilde devam etmesini istemiyoruz, IŞİD’i tamamen yok etmek istiyoruz şeklinde bir tutum yok. Sadece IŞİD’i zayıflatacağız diyorlar. Hava saldırılarıyla zayıflatmayı düşünüyorlar da havada değil, karada neler olacak?

Alanda IŞİD’e karşı etkin biçimde savaşan güçler mevcut. Bugün Rojava’da askeri olarak YPG ve YPJ, siyaseten de bir yönetim ve sivil toplum örgütleri var. Bu büyük bir direniş aynı zamanda. Efrin’den Cezaa’ya genişçe bir bölge olan Rojava’da IŞİD iki metre ilerleyemedi. Uluslararası güçlerin bu gerçekliği kavrayamadıklarını görüyoruz. Böyle olduğu sürece, gerçek güç sahibi olan askeri ve siyasi yapılarla görüşülmediği sürece IŞİD’i yok etmek ve Suriye’deki sorunlara çare aramak mümkün değil. ÖSO’nun adı çokça geçiyor ama onların alanda hiçbir gücü yok. Zaten onlar da YPG’ye umut bağlamış durumdalar.

Sayın Can, Sayın Biro ve Musa’nın yorumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Polat Can: YPG üç yıldır Rojava’yı koruyor ve şimdilerde tek başına IŞİD’e karşı büyük bir direniş sergiliyor. Yapılan yalan yanlış haberler isteseniz de istemeseniz de imajınızı zedeliyor. Fakat son zamanlarda hem dünya basını, hem de önemli karar mercileri YPG’nin gerçeğini gördüler ve ona göre hareket ediyorlar. Hem gelen birçok gazeteci hem de bizimle direkt temasa geçen birçok devlet bize bu gerçeği dile getirdiler. IŞİD’e karşı, Suriye rejimine karşı koalisyonca yürütülecek bir savaşta en aktif güç YPG’dir. Bunu herkes biliyor. Bazı Kürt siyasi gruplar bunu çok iyi anlamalılar. Eğer bunu görüp anlamak istemezlerse de zaten kendileri kaybederler.

Sayın Musa, YPG Sözcüsünün kendileri hakkında sürekli karalama propagandası yapan bazı Kürt kesimleri iddialarına ne diyeceksiniz?

Muhammed Musa: Dört parçada da Kürtlerin birliği çok önemli. Ortak hareket edilmeli. Kürtlere saldıranlar herhangi bir partiye saldırmıyorlar, yani hepimiz biliyoruz ki IŞİD saldırırken herhangi bir partiyi değil Kürtlerin kendisini ve kazanımlarını hedef alıyor. Aramızdaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırıp birbirimiz karalamaktan vazgeçmeliyiz. Bize saldıranlara karşı güçlerimizi birleştirmeliyiz.

Sayın Can, bazı uluslararası güçler ile temas halinde olduğunuzu söylediniz. Bize biraz bilgi verebilecek misiniz bu konuda? ABD de var mı bu güçler arasında?

Polat Can: Biz Rojava’yı özgürleştirip savunma mücadelesine başladığımızda kimseden yardım talebinde bulunmadık, yani kimseye bel bağlamadık. Bir mücadeleye başlarken birilerine bel bağlayan kesimler sırtüstü düşerler. ÖSO’dan birçok grup bundan dolayı sırt üstü düştüler. Bizim Kürtçe bir atasözümüz var ’Çavên li derîyan xwelî li serîyan’ yani umudu başkasının kapısında olanın vay haline. Biz mücadelemize başladığımızda halkımıza ve gücümüze inandık. Yürüttüğümüz siyaset ve taktikler başarıyla sonuçlandı. Bu başarı ile de herkes bizi tanıdı, kabul etti. Bizi şimdi ciddi bir ortak güç olarak yanlarında görmek istiyorlar. Evet, birçok uluslararası güç ile ilişkilerimiz var. Karar mercii birçok devlet de var bunların arasında. Bu ilişkilerimiz henüz son aşamaya ulaşmamış. Zamanı geldiğinde bunları da halkımıza açıklayacağız.

Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi güçleri ve peşmergelerle ilişkileriniz ne durumda? Yine, Şengal ve Rabia’daki varlığınız hakkında neler diyeceksiniz?

Polat Can: Biz Kürt siyasi partilerin aralarındaki anlaşmazlıklara dâhil olmak istemiyoruz. Biz Rojavalı bir askeri gücüz, bu bizim temel dayanağımız. Prensip olarak Kürdistan’ın her tarafında mevcut olan siyasi parti anlaşmazlıklarına uzak duruyoruz. Biz herkesle iyi ilişkilerimiz olsun istiyoruz. KDPK peşmergeleri olsun, KYB peşmergeleri olsun, HPG gerillaları olsun, biz herkesle iyi ilişkiler kurup beraber hareket etmeyi esas alıyoruz. Bunu Rabia, Şengal ve Sinûn’da şehit düşen 40 kahraman savaşçımızın kanıyla ispatladık. Oradaki direnişimiz devam ediyor. 250 binden fazla Ezidi insanımızın kurtulmasını sağladık. Bunların arasında Türkmenler ve Şiiler de vardı. Oluşturduğumuz koridor ile Peşmerge güçleri Rojava’ya geçtiler, oradan da Cezaa yolu üzerinden Şengal’e geçtiler. Burada da beraber hareket edip halkımızı korumayı amaçladık. Bunu da Şengal’de özellikle bir insani vazife olarak yaptık, halkımızı kurtarıp korumak istedik. Bunu da çok kısıtlı imkânlarla, en kısa zamanda en iyi şekilde yapabildiğimize inanıyoruz.

Peki, tekrar Özgür Suriye Ordusu’na ile birlikte hareket etmenize dönelim. Size yöneltilen eleştirilerden biri de radikal gruplarla birlikte hareket etmeniz, mesela bunlardan biri de Tewhid, neler diyeceksiniz bu konuda?

Polat Can: Tewhid Halep’teki en güçlü yapılardan biri. Özellikle Halep’in kuzeyinde etkinler. Bizimle ittifak kuran grup Tewhid’ın Doğu kolu. Kobanê bölgesinden olan grup. Kobanê çevresindeki köylerden gençlerin oluşturduğu bir grup. Onların ailelerini de tek tek tanıyoruz. O konuda herhangi bir sorun yok. Radikal, demokrasi karşıtı gruplarla asla işbirliği yapmayız. İttifak kurduğumuz gruplar, tanıdığımız ılımlı gruplar ve Kürtlerin haklarını da kabul ediyorlar. Zaten YPG çatısı altında birleşmişler, yani YPG’yi devrimci ve Kürt bir grup olarak kabul ediyorlar.

Peki, Suriyeli muhalifler arasında ılımlı güçler kaldı mı gerçekten?

Polat Can: Haklısınız çoğu darmadağın edildiler. Bunu inkâr etmiyorlar. Ilımlı olan, demokrat, liberal olan gruplar sahipsiz bırakıldılar. Çünkü muhalefete destek veren devletler daha çok radikal grupları ön plana çıkarmak istediler. Şimdi şunu da açık söyleyeyim. Birçok devlet de şimdi bu ılımı grupların YPG öncülüğünde bir araya gelmesini, bu şekilde IŞİD’e karşı savaşması isteklerini dile getiriyorlar.

Suriye’deki muhalif grupların eğitilmesinden bahsediliyor. Suudi Arabistan da adres olarak gösteriliyor. Suriye muhalefetinden sizden böyle bir isteği oldu mu, böyle bir şey mümkün mü?

Polat Can: Zaten bazı ÖSO grupları bizim yanımızdalar, lojistik olarak, eğitim olarak onlara destek veriyoruz. Biz YPG olarak bu grupların hepsini eğitmeye hazırız.

Türkiye’nin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz peki? Amerika’nın oluşturmak istediği koalisyona imza atmadı.

Polat Can: Türkiye ile YPG olarak bir problemimiz yok. Biz bütün komşularımız ile iyi ilişkilerimiz olsun istiyoruz. Bu bizim prensibimiz. Tabi ki Türkiye’nin de bazı planları programları var. Türkiye’nin de IŞİD’e karşı savaşması lazım. Bir tutum sergilemezse eğer bu Türkiye’nin onlara destek verdiği anlamına gelir. Biz Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaşmasını umuyorduk.