Kırşehir'deki saldırılar sırasında yakılan işyerlerinden Akıllı Kitabevi'nde facianın eşiğinden dönüldü. Kitabevinde bulunanlar canlarını zor kurtardı.

Kırşehir'de, ırkçı grupların saldırıları sırasında yakılan iş yerlerinden biri de, yaklaşık otuz yıldır şehirde faaliyet gösteren Gül Kitabevi oldu. Komünist Parti Kırşehir İl Yönetim Kurulu Üyesi Sait Akıllı'ya ait kitabevinin iki katlı binası, HDP'ye yönelik saldırıdan dönen onlarca kişi tarafından yakıldı. Saldırganlar 38 yaşında, bir çocuk babası Akıllı'yı da döverek kaçtı.

Polisin müdahale etmediği saldırı sırasında Akıllı ve o sırada kitabevinde bulunan ikisi kadın dört kişi, kendi imkanlarıyla arka pencereden kaçtı. Radikal'e konuşan Sait Akıllı, "Yarım saat daha geç kalsaydık, biz kendimiz tahliye etmeseydik, ikinci bir Madımak Vakası olması işten bile değildi. 22 yıl önce Madımak'ta hayatını kaybeden insanların neler yaşadığını anladık" dedi.

Radikal’den İsmail Saymaz ile konuşan Akıllı şunları söyledi:

İLK SALDIRI HDP'YE OLDU

Olaylar sırasında dükkandaydım. Bizim karşımızda, 50-60 metre mesafede HDP il binası var. Saldırı merkezi orasıydı. Orası uzun süre taşlandı. Tabelasını söktüler ve üst katına bayrak asıp içeriye girdiler. Verebildikleri kadar zarar verdiler. Akşam altı sularıydı. Bizler belli noktalara saldırı olacağı noktasında duyum almıştık. Ama ne olur; bizim belki camlar kırılır, çerçeveler indirilir ve biter diye düşündük.

İKİNCİ MADIMAK

Önce orada bulunan kitle bizi taşlamaya başladı. Camlarımızı kırdılar. Belki 300-500 kişilik bir topluluktu. Kitle içinde birilerinin yönlendirmesiyle bizim kitabevine yönelmişlerdi. Taşlamayı bitirdikten sonra işletmenin dışında teşhirde bulunan çantalar ve malzemeler yakıldı. Muhtemelen benzin döküp yakarak içeriye attılar. Biz içeride, ikisi kadın olmak üzere beş kişiydik. Çalışan arkadaşlarımızı üst kata aldık. Alevler yükseldi ve üst katta artık dumandan soluk alamaz hale geldik. Taşlamalar ve sloganlar sürüyordu. Üst kata iki tane molotof kokteyli atıldığını söylüyorlar. Üst kat da hızlı biçimde tutuştu. Ben alt kata inmiştim. İçeriye giren üç kişi bana saldırdı. Tanımıyorum. Daha önce zaten taş darbesiyle burnum kırılmıştı. Sonra da bu üç kişinin saldırısına uğradım. Kafama darbe aldım. Sert cisimle vurulduğunu düşünüyorum. Kafam yarıldı, üç dikiş atıldı. Üst katta mahsur kalan arkadaşlarımızın yanına çıktım. Arkadaşlarımızı dayımın da yardımıyla arka taraftan camdan tahliye ettik. Onları camdan indirdik. Aşağıdan iki kişi tuttu, biz de aşağıya sarkıttık. Tam bir can pazarıydı. Biz yarım saat daha geç kalsaydık, kendimiz tahliye etmeseydik, ikinci bir Madımak vakası olması işten bile değildi. Korkunç bir psikolojiydi. 22 yıl önce Madımak'ta hayatını kaybeden insanları neler yaşadığını anladık.

POLİS SEYİRCİ KALDI

Korkunç bir güvenlik zafiyeti vardı. Zaten HDP'ye saldırılırken, olayın büyüyeceğini fark ettik. Çok yetersiz bir Çevik Kuvvet vardı. Olayları engelleyecek kadar polis yoktu, parmakla sayılacak kadar vardı. Birkaç gaz fişeğiyle dağıtılabilirdi grup. Bence o gün bu plan uygulandı. Bize yönelik saldırı bir saat kadar sürdü. Bu sürede güvenlik güçleri tarafından kitleyi dağıtmak veya içerideki insanların güvenliğini sağlamak için müdahalede bulunulmadı. İçeriye de polis gelmedi. Dışarıdakileri dağıtmak için bir şey de yapmadı. O sürecin tamamlanması için seyirci kaldı. Kendi imkanlarımızla canımızı kurtardık.

HEDEF KÜRTLERDİ

Ben Türk'üm. Alevi de değilim. KP üyesiyim. Bizim kitabevimizin bir misyonu var. Bunlar bir faşist saldırı için yeterli nedenler. Sol kimliğimizle tanınıyoruz. Bizim dışımızda başka işletmeler de yakılıp yıkıldı. İşin merkezinde Kürt yurttaşların iş yerleri vardı. Tamamı olmasa da bilinen ve evveliyatı 30 yıla dayanan birçok iş yeri... Onların bir kısmı yakıldı, bir kısmı yağmalandı ve tahrip edildi. Beş iş yeri yakıldı. 12 tane de tahrip edilen var. Kırşehir'de daha önce yaşamadık böyle bir şey. Buranın kendi özel koşulları var. Bence burası pilot bölge seçildi. Buranın 200 yıla dayanan yerleşik Kürt nüfusu var. HDP'nin 8-9 bin oyu var. Prova bu nedenle başladı. İnsanlar hazırlıksızdı. Yoksa karşı çıkılırdı.

YENİDEN AÇACAĞIZ

Kendi adımıza hukuki süreci başlattık, suç duyurusunda bulunduk. Buradan ayrılmayacağım. Bilakis işletmeyi olduğu yerde yeniden ayağa kaldıracağız. Bu sadece bir kitabevine saldırı ve insanları linç etmeye yönelik bir eylem değil; aynı zamanda kitabevinin taşıdığı misyona ve aydınlanmacı yüzüne karşı bir saldırı. Aynı yerde yenisini yaparak devam edeceğiz. Bu tabloyu tersine çevirmek zorundayız.