CHP'nin katıldığı yemin törenine mazeret bildirmeden katılmayan ve yemin etmeyi reddeden CHP Mersin Milletvekili İsa Gök, neden yemin etmediğine dair açıklama yaptı. 

Dipnottv’nin haberine göre Gök, “Somut bir sonuç elde edene kadar haklı ve kararlı tutumumuzu devam ettirmeyen partimin bir milletvekili olarak bu erken alınan karara uymak zorunda olduğumu biliyorum” dedi.

"İki hafta öncesine göre bize bu tutumu aldıran gerekçelerden hangisi ortadan kalktı? Maalesef değişen hiçbir şey olmadığını görüyor ve telaş içinde alınan yemin etme kararını kesinlikle doğru bulmuyorum" diyerek partideki arkadaşlarını da eleştiren  İsa Gök'ün o açıklaması

“Egemenlik millete aittir. Hiç kimse milletten almadığı bir hakkı kullanamaz.”

“Suç yargıda kesinleşmedikçe, herkes masum sayılır.”

Bunlar dünyanın gelişmiş demokrasileri için vazgeçilmez maddelerinden sadece ikisi. Bu maddeler İnsan ve Vatandaşlık Hakları Bildirgesi’nin içinde yer aldı ve ilk defa11 Temmuz 1789 tarihinde Fransa Kurucu Meclisi’ne sunuldu. Yani milletin iradesinin üstünlüğünü ulusumuza ve dünyaya ilan etmek üzere Parti’mizin aldığı yemin etmeme kararı dün, tam da bu hakların yer aldığı Bildirge’nin 222.yıl dönümü günü sona erdi. Partimizin aldığı yemin etmeme kararı üzre oluşan bütün çabamız, o Bildirge’nin ele aldığı en temel insan haklarını Türkiye’de geçerli kılmak idi.

Halkın seçtiği vekil arkadaşlarımızın yemin etme haklarının gasp edilmesine karşı çıktık çünkü seçmenimizin oylarına, yani milli iradeye saygımız sonsuzdu. Ama demokrasi hatta ileri demokrasiye ulaşabilmek için milli iradeye bizim duyduğumuz saygı kadar saygı duyulması gerekiyordu.

“Demokrasiyi, cumhuriyeti ve insan haklarını korumayı ilke edinmiş CHP milletvekilleri olarak halkın seçtiği milletvekillerinin yemin etmesine izin vermeyen antidemokratik ve hukuk dışı uygulamaların parçası olmayacağız!” dedik.

“Demokrasi ve özgürlüğü savunmayacak hatta bunu sağlayamayacak bir Meclis, Meclis olamaz” dedik.

“Masumiyet karinesi, hak mücadelesinde insanlık tarihinin en büyük kazanımlarından biridir. Haklarında kesinleşmiş hiçbir mahkûmiyeti olmayan ve yıllardır tutuklu yargılanan arkadaşlarımız şu aşamada masum demektir. Ve yerleri Parlamento olmalıdır” dedik.  

“Mevcut durum bu en temel insan hakkının en ağır ihlalidir” dedik.

CHP, “Milletvekillerimiz tutuklu, bu büyük bir sorundur” dedikçe, AKP ortada bir sorun olduğunu bile reddetti, hatta sorunun varlığını dahi kabullenmek istemedi. Malum medyanın yükselen sesi ise “Meclis boykot edilmez, mücadele yeri Meclis’tir, sorunları neyse gelsinler orada anlatsınlar” propagandasını devreye soktu. Oysaki biz Meclis’i boykot etmedik. “Yeminleri engellenen milletvekilleri arkadaşlarımıza yemin etme yolu açılmadıkça, biz CHP milletvekilleri de yemin etmeyeceğiz” dedik. Çünkü demokrasi kültürünün eksik olduğu, iktidarın ise sayısal çoğunluk gücünü demokrasi diye tanımladığı bizim gibi ülkelerde, kritik konularda Meclis çalışmalarının ne yazık ki bir tür kandırmacadan öteye geçmediğini gördük. Elbette asıl mücadele yeri Meclis’tir. Ancak iktidar rahatlıkla yasama kurumuna müdahale eder ve Meclis’i sadece “elini kaldırıp indirme” yeri olarak görürse, bu Meclis nasıl bir mücadele yeri olacaktır?

Demokratik bir eylem olan bu süreç dün sona erdirildiğinde CHP Milletvekili olarak tutuklu vekil arkadaşlarımızın Meclis’e gelebilmeleri yolunun açılmış olması gerekiyordu. Ancak söz konusu mutabakat metninde, “tutuklu milletvekilleri” ifadesine bile yer verilmemişti. Hatta dün TBMM’de arkadaşlarımız yemin ederken, tutuklu vekil arkadaşlarımızın adlarının okunmasına bile tahammül edilmeyen bir noktada bulunulduğuna bütün ülke tanıklık etmiştir.

O zaman elde somut ne vardı ki alelacele yemin kararı alındı. Yani iki hafta öncesine göre bize bu tutumu aldıran gerekçelerden hangisi ortadan kalktı? Maalesef değişen hiçbir şey olmadığını görüyor ve telaş içinde alınan yemin etme kararını kesinlikle doğru bulmağımı siz değerli basın mensuplarına ve yüce halkımıza duyuruyorum. Somut bir sonuç elde edene kadar haklı ve kararlı tutumumuzu devam ettirmeyen Parti’min bir milletvekili olarak bu erken alınan karara uymak zorunda olduğumu biliyorum. “İnsanlık tarihi, demokrasi, insan hakları ve özgürlük yolunda bedel ödeyenlerle doludur” diyen bizlerin tarih önünde, “ülkemizde insan haklarının, evrensel hukukun, demokrasinin, seçme ve seçilme hakkının eksiksiz uygulanması için bedel ödediler!” sayfasında yer almak, kazandıklarımız karşısında en büyük ödül olmaz mıydı? İnsanlık tarihinin günümüz sayfasındaki tüm vicdanlarına saygıyla duyurulur.  

İsa GÖK

CHP  Mersin Milletvekili