HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Türkiye'de giderek derinleşen savaş ortamına ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

7 Haziran sonrası devreye sokulan savaş sürecinin Türkiye halklarına tarifsiz acılar yaşattığını ve savaşın gerçek nedeninin seçim sonuçları olduğunu ifade eden Baluken, "Bu kadar korkunç bir tablonun yaşandığı günde bile Cumhurbaşkanı 400 vekil itiraflarını pervasız bir şekilde ortaya koyma tutumunu gösteriyorsa durum vahim demektir" dedi.

"400 vekili almadan bu çılgınlığı yapanlar, oluk oluk kan akıtanlar 400 vekili alınca ne yapar?" diye soran Baluken, Erdoğan'ın "400 vekil" ve "Başkanlık" hesaplarının Türkiye halkları tarafından mahkum edilmesi gerektiğini belirtti.

Baluken, "Dün 400 vekil için 35 günlük bir bebek yaşamını yitirdi. Cizre sokaklarında geçler, kadınlar, Sur sokaklarında, Dağlıca'da polis ve askerler yaşamını yitirdi. Bunun kabul edilebilir bir yönü yok. Bu çıkmazın bir an önce sonlandırılması gerekiyor. 400 vekillik lanetli hesabı Türkiye toplumunun sonlandırması gerekiyor. Senin iktidarın için bu kadar insanın ölmesi gerekiyorsa 'batsın senin vekilin de saltanatın da' denmesi gerekiyor" diye konuştu.

'BAŞBAKAN'IN TRİBÜN FOTOĞRAFI UTANÇ TABLOSUDUR'

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Türkiye'de yaşanan gelişmeler karşısında Konya'da maç izlemeye gitmesine de tepki gösteren Baluken, "Başbakan iktidarları için yetim bıraktığı çocuklarla tribün şovu yapıp büyük bir pervasızlık örneği sergiledi. Çocukları yetim bırakıp onları maça götürmek bir marifet değil. Onları yetim bırakmadan kendi aileleri ile güvenli bir gelecek vermek marifettir. Senin dün tribünde verdiğin fotoğraf tarihimize utanç tablosu olarak geçecektir. Sen o fotoğrafı verdiğin zaman Cizre'de cenazeler evlerde bekletiliyordu, Dağlıca'da onlarca askerin cenazesi yerlerde yatıyordu" ifadelerini kullandı.

Baluken, Dağlıca'daki çatışmanın yaşandığı saatin TSK açıklamasında yer almamasına da dikkat çekerek, "Bunun tek bir nedeni var. Başbakanın ortaya koyduğu tribün şovunu Türkiye halklarından gizlemeye çalışmak" dedi. Baluken, Başbakan Davutoğlu'na "Maça giderken Dağlıca'daki olaydan haberin yok muydu?" diye sordu.

Tatilde olan Meclis'e de eleştiri yönelten Baluken, son günlerde 50'ye yakın yurttaşın yaşamını yitirmesi karşısında Meclis'in hiçbir şey olmamış gibi davranmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

'35 GÜNLÜK BEBEĞİN CENAZESİ DERİN DONDURUCUDA TUTULUYOR'

Cizre'de yaşananlara da dikkat çeken Baluken, şunları ifade etti: "Cizre'de hareket eden her canlı saldırıların hedefi oluyor. 5 cenaze var ancak bütün mahallelerinde daha fazla sayıda cenazeler olduğuna dair haberler var. Onlarca ağır yaralı hastaneye kaldırılmadığı için evlerde ölüme terk edilmiş durumda. Aileler cenazelerini defnedemiyor. Başta Şırnak Valisi ve İçişleri Bakanı olmak üzere yetkililerle ile yaptığımız girişimlere rağmen 4 gündür devlet güçleri tarafından öldürülen insanların cenazeleri evlerde bekletilmeye devam ediyor. 35 günlük bebeğin cenazesi derin dondurucuda tutuluyor."

Cenazelerin defnedilmesi, yaralıların hastaneye kaldırılması için bir kaç saatlik sükûnet ortamı sağlanası için Şırnak Valiliği ile temas sağladıkları bilgisini veren Baluken, buna olumlu cevap vermeyen valiliğin tutumunu "faşizm" olarak niteledi. Cizre'de savaş hukukunun da ayaklar altına alındığını vurgulayan Baluken "Dünyanın bütün savaşlarında cenazelerin defnedilmesi için bir insani tutum gösterilir. Cizre'de bu insani tutumun kırıntısı bile yok. Güvenlik güçleri tarafından hastane işgal edilmiş durumda" sözleriyle yaşananlara tepki gösterdi.

'SON DOKTOR DA İLÇEYİ TERK ETTİ'

İlçede bulunan doktorların ise Cizre'yi terk ettiğini belirten Baluken, "Son doktor da bugün terk etti ilçeyi. Her gün hastane içerisinde güvenlik güçleri tarafından darp ediliyorlar. Cizre'deki güvenlik güçleri sağlık memurlarını odalara kilitliyorlar. Uluslararası kurumları bu savaş suçuna karşı harekete geçmeye çağırıyoruz" dedi. (DİHA)