Bianet'ten Çiçek Tahaoğlu'nun haberine göre; “İbne” tweet’i nedeniyle Başbakan’ın hakkında suç duyurusunda bulunduğu Levent Pişkin, savunmasını verdi. Pişkin, savunmasını Başbakan hakkında suç duyurusunda bulunarak bitirdi.

NE OLMUŞTU?

LGBT aktivisti ve Halkların Demokratik Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı Levent Pişkin, Başbakan’ın “Alevilik Hz. Ali’yi sevmekse ben dört dörtlük bir Alevi’yim” açıklaması üzerine twitter’dan “Erdoğan’dan ‘dört dörtlük ibneyim, ibneliği sizden öğrenecek değiliz’ açıklaması bekliyorum. Öptüm. #AnayasadaLGBT” yazmıştı.

Başbakan Erdoğan, Pişkin hakkında basın yoluyla hakaret suçundan (TCK 125/4) şikayetçi olmuştu.

LGBTİ örgütleri yaptıkları basın açıklamasıyla “Pişkin’e açılan davanın hepimize açılmış olduğunu ve bu davada doğrudan taraf olduğumuzu Başbakan’a bildiriyoruz” demişti.

Bugün verdiği ifadede, “ibne” kelimesinin bir hakaret değil, bir cinsel yönelim ifadesi olduğunu belirten Pişkin, suça konu herhangi bir söylem mevzubahis olmadığını savundu.

“İbnelik kelimesinin hakaret teşkil etmediği gibi bilakis ibne kelimesine hakaret demenin bizatihi kendisi hakarettir” diyen Pişkin, müşteki Recep Tayyip Erdoğan’a şahsına ait bir durumu aşağıladığı gerekçesiyle TVK 125/1 uyarınca soruşturma açılmasını talep etti.

“İBNE” NEDEN HAKARET DEĞİLDİR?

Pişkin savunmasında, heteroseksüellik, eşcinsellik ve biseksüellik tanımlarını, geylik ve lezbiyenliğin anlamını, LGBTİ bireylerin uğradığı ayrımcılığı ve bu ayrımcılığın en sık göründüğü alanın “dil” olduğunu anlattı.

LGBTİ örgütlerinin basın açıklamaları, bianet’te yayınlanan yazısı, onur yürüyüşlerinde taşınan “Velev ki ibneyiz” pankartları ve Yıldız Tar’ın “Yoldaş Ben İbneyim” adlı kitabının “ibne”nin hakaret değil, LGBTİ’lerce sahiplenilmiş bir ifade olduğunu ortaya koyduğunu söyledi ve şu ifadelere yer verdi:

 “Toplumun hâkim olarak kullandığı bu dışlayıcı ve ayrımcı dilin en somut örneği olarak birine ‘ibne’ denmesini gösterebiliriz. Bu noktada eşcinsellere karşı duyulan öfkenin toplumsal psikolojik bağlamda bir tezahürünü görürüz. Zira yukarıda da belirttiğimiz gibi ibne olma hali, bir hakareti ya da davranışı değil, bir oluşu ifade eder. Yani ibne eşcinsel kimliğinin Osmanlıca ifadesidir. Misal, Ferit Develioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Lügatında ‘Levent’ isminin dokuzuncu anlamı ‘ibne’dir. Birinci anlamı ise Osmanlıdaki deniz erleridir. Dokuzuncu anlamın ibne olmasının sebebi birinci anlamdaki deniz erleri arasında sıkça yaşandığı görülen eşcinsel ilişkiden kaynaklıdır.”

Ayrıca Türk Dil Kurumu’nun güncel Türkçe sözlüğüne göre ibne kelimesinin birinci anlamı, “edilgen eşcinsel erkek, homoseksüel” olduğunu belirten Pişkin, “Bütün bunlar doğrultusunda bir cinsel yönelimi ifade eden “ibne” kelimesi, hangi bağlamda hakaret sayılmaktadır?” diye sordu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, bir siyasetçiye siyasetçi olması dolayısıyla yöneltilen eleştiri sınırlarının, sıradan bir kişiye yöneltilen eleştiri sınırlarından çok daha geniş olduğunu, dolayısıyla siyasetçinin daha fazla hoşgörülü olması gerektiğine dair kararlarını da hatırlattı.