CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Başbakan Tayyip Erdoğan'dan, Malatya'nın Sürgü Beldesi'nde, ramazan davulcusunun kışkırtmasıyla evlerinde linç girişimine uğrayan Evli ailesine yönelik tehdit, baskı, tecrit, tahammülsüzlük ve toplumsal baskıyı önlemesini istedi. Erdoğan'a, mektup gönderen Aygün, "Doğanşehir ilçe Kaymakamının ve Jandarmanın 'milletvekillerine ve basına niçin haber verdiniz?" diyerek saldırıya uğrayan aileyi suçlamayı sürdürdüğüne dikkat çekti.

 

"O AİLEDEN BİRİNİ ÖLDÜRECEĞİZ"

Aileye yönelik kıskaca yer verilen mektuba göre, iki bakkal, 1 petrol istasyonu satış yapmayı reddediyor. Bir kahvehane sahibi aileye 'burada gelip çay içmeyin' diyor. Yaşlı bir Alevi yurttaş, yanında konuşan 3-4 kişinin 'O aileden birini öldüreceğiz' dediklerini ifade etti.

 

"EVİN ETRAFINDA ARAÇLA TACİZ"

Plakası Evli ailesi tarafından bilinen bir araç evin önünde dolaşıp aileyi tahrik etmeye çalışıyor. Temel ihtiyaçlarını karşılamak için aile, Doğanşehir, Adıyaman veya Sürgü'deki Alevi esnaftan alışveriş yapıyor. Zorunlu haller dışında Sürgü merkeze veya çarşıya inemiyorlar.

 

CHP'li Aygün'ün olayın ayrıntılara yer verdiği mektubu şöyle:

-Malatya ili Doğanşehir İlçesi'ne bağlı Sürgü Beldesi'nde 26 Temmuz 2012 Cuma günü gece saat 01:30 sıralarında Ramazan dolayısıyla mahalle davulcusu Mustafa Evşi, Evli ailesinin evinin önünde ısrarla davul çalmaya devam ederken Evli ailesi davulcuya bunu yapmaması gerektiğini, inanç olarak Alevî olduklarını ve rahatsız edilmemelerini rica etmiştir. Bu sözler üzerine davulcu Evşi ve Evci ailesi arasında tartışma yaşanmıştır.

 

-Yaşanan bu tartışmadan bir süre sonra davulcuyla birlikte gelen grup tarafından Evli ailesi tehdit edilmiştir. Grubun yaptığı tehditlerde mahalleyi, dolayısıyla beldeyi hemen terk etmeleri gerektiği; başlarına gelecekleri düşünmeleri, aksi durumda bir gece sonra çok daha kalabalık bir grupla tekrar geleceklerini söylemişlerdir. Tartışmalar devam ederken -Jandarmaya haber verilmiş ve olay yerine gelen jandarma ekibi kalabalığı dağıttıktan sonra Evli ailesinden Hasan Evli'ye "evlerine kapanmasını ve çocuklarına sahip çıkmasını; herhangi bir kışkırtmaya gelmemesini tembih edip ayrılmıştır" denilmiştir. 27 Temmuz gecesi davulcu Mustafa Evşi 50'yi aşkın kalabalık bir grupla tekrar rahatsız edici bir biçimde Evli ailesinin evinin önünde davul çalarak aileyi tehdit etmiştir. Bu tehditlerden sonra Evli ailesi ikinci geceyi de korku ve dehşet içinde geçirmiştir.

 

-28 Temmuz 2012 gecesi saat 01:30 civarında 500'ü aşkın kalabalık bir grubun tekrar tekbir ve slogan sesleriyle Evli ailesinin evlerine yöneldikten sonra, "Sürgü Alevîlere mezar olacak, sizi de Sivas'takiler gibi yapacağız" sloganlarıyla eve saldırı düzenlenir; pencere ve duvarlar taş yağmuruna tutulmuş ve ateşli silahlarla ateş açılmıştır. Olaydan haberdar olan jandarmanın araya girmesi sonucu kalabalığın önü kesilir ve jandarmanın havaya ateş açması sonucu kitle Evli ailesinin evinin önünde uzaklaştırılır.

 

-Hasan Evli, olayın dördüncü, yani 29 Temmuz 2012 gününü de "korku ve endişeyle geçirdiklerini; belde merkezinde yeniden toplanan kalabalığın kendilerine yeniden saldıracağı endişesini yaşadıklarını; kalabalığın beldeyi terk etmemeleri durumunda kendilerini Madımak'ta olduğu gibi yakacaklarına dair, gerek Sünnî gerek Alevî şahıslarla mesaj gönderdiklerini; ancak belde belediye başkanı ve diğer yetkililerin araya girmesi üzerine kalabalığın yeniden harekete geçmesinin engellendiği bilgisinin kendilerine ulaştığını beyan etmiştir. Ayrıca bu kalabalık grubun tehditleriyle ilgili mesajlarının, görevli jandarma birimleri tarafından da kendilerine iletildiğini, dolayısıyla jandarmanın, ailenin can güvenliğini sağlamakta endişe duyduğunu; ortam sakinleşinceye kadar kendilerinin beldeyi terk etmelerinin daha doğru olacağını önerdiklerini; fakat bu öneriyi benimsemediklerini söylemiştir"

 

Sürgü Beldesi'nde yaşananlara ilişkin CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt ve Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün hazırlamış olduğu raporun çözüm önerileri bölümünde: ''Soruşturma, nefret suçu bağlamında ele alınarak sürdürülmeli; ailenin can ve mal güvenliği sağlanmalı ve bunun için gerekli tedbirler alınmalıydı; Adli ve idari soruşturma açılmalı ve olayın aydınlatılması için gerekli çalışmalar yapılmalı; olayın faillerinin yargı karşısına çıkarılması sağlanmalı; ailenin uğradığı zarar devlet tarafından karşılanmalı ve başta çocuklar olmak üzere aile bireylerine psikolojik destek sunulmalı; Evli ailesinin rutin hayatını sürdürebilmesi için gerekli önlemler alınmalı; yaşanan olay, sosyal, siyasal ve ekonomik açıdan araştırılmalı ve bu tarz olayların yaşanmaması için alınacak tedbirler belirlenmeli ve önleyici tedbirler kısa sürede uygulamaya konulmalıdır" şeklinde belirtirken diğer yandan bugüne kadar caydırıcı herhangi bir tedbirin alınmaması üzüntü vericidir.