DİYARBAKIR'da bulunan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün Akçakele'de 5 kişinin ölümüne neden olayı değerlendirirken, "Top Suriye'den gelmiş gelmemiş, o insanların ölümü, gerekçesi ne olursa olsun kınanması gereken bir olay. Fakat gündemde Suriye tezkeresi yoktu. Dolayısıyla Suriye tezkeresi için alelacele yapılmış bir katliama benziyor. Hükümet zaten Meclis'ten izin almadan Suriye ile savaşa girmişti" dedi. Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'yi savaşa sürüklediğini söyleyerek, "Sadece kendi koltuğunu düşünüyor. Gözünü Çankaya'ya dikmiş o koltuğa ulaşmak için Türkiye'de ne yapılması, ne feda edilmesi gerekiyorsa onu yapıyor, feda ediyor" diye konuştu.

 

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yardımcısı Gültan Kışanak ve Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan ile Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde 22 gündür açlık grevinde bulunan 15 hükümlüyü ziyaret etti. Demirtaş, ziyaretin ardından cezaevi önünde yaklaşık 100 kişinin katıldığı ve 'Yaşasın başkan Apo' sloganlarının atıldığı grupla birlikte basın açıklaması yaptı. Demirtaş, Türkiye genelinde 150 mahkumun 22 gündür açlık grevinde bulunduğunu ve bu sayının her geçen gün arttığını söyledi. Açlık grevini mahkumların başlatmasının iki nedeni bulunduğunu ve bunun kendisine iletildiğini kaydeden Demirtaş, "Bu iki nedenden biri Öcalan'a özgürlük, ikincisi ise ana dilde eğitim ve Kürtçe üzerindeki baskıların kaldırılmasıdır. Mahkumlar bu konuda kararlı olduklarını ve sonuna kadar greve devam edeceklerini iletti" dedi.

 

'TÜRKİYE İÇERİDE VE DIŞARIDA BÜYÜK SAVAŞ YAŞIYOR'

Kamuoyu, hükümet ve Adalet Bakanlığı'nın cezaevlerindeki açlık grevlerine duyarlı olmasını gerektiğini belirten Demirtaş, şöyle konuştu:

"Partimizin de hem bu talepler doğrultusunda, hem de kalıcı barış konusundaki yaklaşımları biliniyor. Açlık grevine karşı da partimiz duyarsız değildir. Yaşadığımız süreç ve dönem sıradan süreçler dönemler değildir. Her gün Türkiye içeride ve dışarıda büyük bir savaş yaşıyor. Bugün Türkiye'yi bir kez daha resmen Suriye ile savaşa sokmuş durumdalar. İçeride zaten coğrafyamızda her gün insan ölümleri, anaların acıları, gözyaşları her gün her saat devam ediyor. Bu nedenle hükümet taleplere karşı sesiz duyarsız kalmamalıdır. Çözüm, müzakereden diyalogdan geçiyorsa ve bu işin muhataplarıyla onurlu, ilkeli, sağlıklı bir müzakereden geçiyorsa, biz artık bunu açık açık tartışmak zorundayız. Sayın Öcalan'ı İmralı'da dört duvar altında tutarak sorun çözülemez."

 

'AKÇAKALE, SURİYE TEZKERESİ İÇİN YAPILMIŞ BİR KATLİAM'

Demirtaş, Şanlıurfa'nın Akçakele İlçesi'nde dün Suriye'den atılan bir top mermisiyle yaşamını yitiren 5 kişinin ailelerine başsağlığı dileğinde bulundu. Akçakale'de yaşananın kabul edilemez olduğunu vurgulayan Demirtaş, şunları söyledi:

"Top Suriye'den gelmiş gelmemiş o insanların ölümü, gerekçesi ne olursa olsun kınanması gereken bir olay. Fakat gündemde Suriye tezkeresi yoktu. Dolayısıyla Suriye tezkeresi için alelacele yapılmış bir katliama benziyor. Hükümet zaten Meclis'ten izin almadan Suriye ile savaşa girmişti aslında. Hatay'daki kamplar, Hatay'daki silahlandırılan, para desteğiyle oraya gönderilen gruplar. Başbakan her gün anayasa suçu işliyordu. Meclis'in izni olmamasına rağmen Türkiye'de yabancı silahlı kuvvetleri bulunduruyor ve yabancı silahlı kuvvetleri başka ülkeye gönderip savaştırıyor. Suç işliyor. Zaten bu tezkere çıkmadan Suriye ile fiili savaş durumu yaşanıyordu. Suriye Türkiye'nin uçağını düşürmüş, Türkiye silahlı grupları oraya göndermiş savaşıyordu. Dolayısıyla hükümet mevcut fiili duruma teori oluşturuyor. Tezkere çıkmadan savaş çıkmıştı. Bu nedenle Bu tezkere her halükarda AKP'nin savaş politikasını örtecek bir tezkere değil."

 

'GÖZÜNÜ ÇANKAYA'YA DİKMİŞ'

Demirtaş, tezkere ile birlikte bütün Türkiye'nin ve Parlamento'nun savaşa ortak edilmek istendiğini ileri sürüp, şöyle devam etti:

"Tezkere ile birlikte bütün Türkiye'yi, Parlamento'yu da savaşa ortak etmek istiyor. Bunu kiminle tartıştınız? Türkiye, kamuoyu bu konuda ne diyor? Parlamento ne diyor? Gruplar ne diyor? Hiçbiri tartışılmadan dün gece bir gece yarısı operasyonuyla parlamentoda bir nöbetçi memur bekletilerek, Parlamento kapanmış olmasına rağmen, nöbetçi memur vasıtasıyla bakanlar kurulu tezkeresi parlamentoya tebliğ ediliyor ve grupların bilgisi olmadan sabah parlamento toplanıp savaş kararı alıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu kim içine sindirebilir. Oy vermiş olan AKP'lilere soruyorum, Suriye ile bir savaşa 'evet' diyor musunuz? Başbakan yangından mal kaçırır gibi alelacele Suriye ile ilgili savaş tezkeresini çıkarıyor. Yine Irak'la ilgili savaş tezkeresi gündemde zaten. Irak'la, Suriye ile savaş, Kürdistan bölgesi ile savaş, yarın İran'la savaş. Türkiye bu haliyle nereye gidecek? Sadece kendi koltuğunu düşünüyor. Gözünü Çankaya'ya dikmiş o koltuğa ulaşmak için Türkiye'de ne yapılması, ne feda edilmesi gerekiyorsa onu yapıyor, feda ediyor. Bu savaşa geçit vermeyeceğiz. Doğru bir politika değil. Türkiye'ye asla kazandıracak bir politika da değildir."