HDP Milletvekili Hüda Kaya, HDP'ye açılan kapatma davası ve İzmir İl Binası'na yapılan saldırıya ilişkin muhalefetin tavrının cılız kaldığını ifade etti ve 'Muhalefetin bu endişeli yaklaşımı sadece iktidarın işine yarıyor' dedi. 

Artı TV'de yayınlanan Hayko Bağdat ile Bağdat Cafe programına Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Hüda Kaya konuk oldu. Programda HDP'ye açılan kapatma davası, HDP İzmir İl Binası'na yapılan silahlı saldırı, Deniz Poyraz'ın katledilmesi ve muhalefetin tutumu konuşuldu. 

'İL VE İLÇE BİNALARIMIZ POLİS GÖZETİMİ ALTINDA'

Kaya, HDP binalarının polis tarafından sürekli gözetim altında olduğunu söyledi. Kaya, "HDP'yi takip eden herkes bunu bilir. HDP'lilerin maruz kaldığı siyasi linç ve kuşatmayı medyada olan herkes görüyor. Biz yıllardır kelimelerin tarif edemeyeceği kadar, il ve ilçe binalarımızda hem de adım attığımız her yerde inanılmaz bir kuşatma ve linç ile karşı karşıya kaldık. Neredeyse 7-24 diyebileceğimiz şekilde il ve ilçe binalarımız hep polis gözetimi altında. Giren çıkan herkes görüntülü ve fotoğrafla kayıt altına alınıyor. İl ve ilçe binalarımızın sokak başları dahil olmak üzere polis devriyeleri sabitlenmiş durumda. Sokağa giren çıkanlar bile kontrol altında. Onlar çok iyi biliyor kimlerin HDP'ye girip çıktığını. İçinde bulunduğumuz araç ve bizi takip eden araçlar dahil olmak üzere jandarma ve polisler tarafından kontrol olmayan noktalarda araçlarımız durduruluyor. Danışmanlarımıza varıncaya kadar GBT kontrolüne maruz kalıyoruz. Programımıza gecikmiş olsak bile araçtaki insanlara alakasız suçlar yaratarak dünyanın cezaları yazılıyor" dedi. 

'BİLGİLERİ DAHİLİNDE GERÇEKLEŞEN BİR SALDIRI VAR'

HDP'ye yapılan ve Deniz Poyraz'ın katledildiği saldırıya ilişkin konuşan Kaya şunlayı söyledi: 

"Bu tip insanların bireysel hareket etmeleri mümkün değil. Bu saldırganın binadan çıkarılış aşaması da çok ilginç. Özellikle bir fotoğraf var benim yüreğimde yara açtı. Kapıda bekleyen sivil silahlı kişilerin kimler olduğunu bilmiyorum kendilerini polis olarak söylemişler ama o gözlemcilerin haricinde binadan çıkarılırken 'abicim ismin neydi' ifadesi ve polisin saldırgan ile muhattaplığı çok dikkat çekici. Diğer görüntüde de sanki tecavüze uğramış birini şefkatli kollarıyla sarmışçasına katil koruma altına alınmıştır. Orada HDP'lilerin can güvenliği kontrol altına alınması söz konusu değil. Zaten bilgileri dahilinde gerçekleşen bir saldırı var. O görüntüler bana Hrant Dink cinayetini ve Ogün Samast'a emniyet mensuplarının muamelesini hatırlattı ve yüreğimi sızlattı. O gün gözümde Ogün Samast canlandı aynen. Katile şefkatli ve onure edici davranışları çok dikkat çekiciydi. 'Sen işini bitirdin, bizim güvenliğimizdesin, endişe edecek bir şey yok' muamelesiydi bu."

'MESELE HDP MESELESİ OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR'

İktidarın HDP'ye olan baskısı ve saldırılarına ilişkin muhalefetin büyük bölümünün sessiz kaldığını söyleyen Kaya sözlerini şöyle sürdürdü: 

"HDP ile yolları bir şekilde kesişmiş olan, elini taşın altına sokmuş olan HDP'liler mi sadece bu zulme maruz kalacaklar? Ben muhalefetin geneli açısından hala çok ciddi bir sorun ile karşı karşıya olduğunu düşünüyorum. İktidarın gerçekten muhalefetin ciddi anlamda bir dayanışma-birliktelik içerisinde muhalefet gücünü artıracak bir buluşmayı gerçekleştirememesinden memnun olduğunu düşünüyorum. Muhalefetin bu endişeli yaklaşımından dolayı da iktidar kendine güç devşirmeye devam ediyor. İktidar muhalefetin bu pozisyonundan dolayı krizlerden güçlenerek çımkaya devam ediyor. Muhalefetin bu endişeli yaklaşımı sadece ve sadece kızdığımız eleştirdiğimiz iktidarı güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Özellikle bunun altını çizmek istiyorum. Elbette muhalefet cephesinde arayan soran geçmiş olsun diyen taziyelere gelen muhalefet çevreleri de var. Desteğini dayanışmasını ortaya koyanlar oldu ama bu Türkiye toplumunun dikkatini çekecek, muhalefetin ve tüm güçlerin dayanışmasını etkileyecek anlamda bir pratiğe dönüşebildiğini düşünmüyorum. Muhalefetin bu endişeli yaklaşımı sadece iktidarın işine yarıyor! Bugün muhalefet aktörlerinin çoğunluğunun sağlıklı bir şekilde süreci okuyamadıklarını görüyoruz. HDP ile olan mesafelerinde, üsluplarında çok da okuyabildiklerini maalesef göremiyoruz. Halbuki mesele HDP meselesi olmaktan çıkmıştır. Türkiye'de hiçbir muhalefet kurumunun ortada kalamayacağı bir sürecin başlangıcındadır Türkiye. HDP'nin kapısına kilit vurulduğunda CHP dahil olmak üzere muhalefetin kapılarına kilit vurulabileceği sürece girilmiş olacaktır ama bu arada iş işten geçmiş olacaktır. Muhalefetin tavrını pratiğini ortaya koyması gereken günlerdeyiz."