Mustazaf-DER, Muhtaçlarla Dayanışma Derneği, Umut-DER, Bilge-DER, Toplumsal Dayanışma ve Şura Derneği, Anadolu İlim Derneği, Şefkat Eli Derneği, Sason Rahmet Pınarı Derneği, Beşiri Hizmet Derneği, İkra Eğitim Derneği, Semere-DER, Sevgi-DER, Hür-DER, Akid-DER, İlim-DER, Sahabe-DER, Cami-DER, Köy-DER, Sağ-Çev-DER...
Onlarca dernek. Hepsi de son yıllarda birbiri ardına ortaya çıktı.

Batman, Urfa, Adana, Ağrı, Bingöl, Bursa, Gaziantep, İzmir, Konya, Mersin, Siirt, Van, İstanbul gibi pek çok ilde sayıları yüze yakın dernekler için "kardeş dernek" tanımı kullanılıyor.
"Peygamber Sevdalıları Platformu" adı altında bir araya geliyor; Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa, Adana, Van ve İstanbul gibi illerde 100 binlerin katıldığı mitingler düzenliyorlar.

Ve yayın kuruluşları. "Doğruhaber" adlı haftalık gazete üçüncü yılında. Hizbullah'ın faaliyetlerini anlatıp, örgüte yönelik suçlamalara cevap veren yazılar yayınlıyor.
Haftalık tirajı 40 bin. Aylık bir dergi de var, adı: İnzar.
İnzar, 2004 yılından beri piyasada. Cemaatin radyodaki sesi, Çağrı FM. İlk-Ha Haber Ajansı, Özlem Ajans, Dua, Uhuvvet, İnzar ve İkra kitabevleri. Gençleri üniversiteye hazırlayan İntegral Dersanesi. Kısacası örgüt adını, kendi görüşüne yakın STK'larla sürdürüyor.2000'den bu yana ses yoktu

Hizbullah denildiğinde akıllara gelen domuz bağlarıyla öldürülen kurbanlar ve mezarevler. Bir de 17 Ocak 2000'de İstanbul Beykoz'daki bir villaya düzenlenen baskın ve o baskında öldürülen Hüseyin Velioğlu.
2000'den bu yana Hizbullah'ın sesi sedası çıkmadı. Ama şimdi Hizbullah yeniden sahnede. Bu kez şiddetle değil. Yeniden sahneye çıkan Hizbullah kendisine siyasi arenada yer arıyor.
"Hizbullah", "Allah'ın yolu Allah'ın partisi" anlamına geliyor. Örgütte dün silahlar konuşuyordu, bugün partileşme süreci konuşuluyor.

Türkiye'de ortaya çıktıkları ilk tarih 1979. İran İslam devriminden etkilenen Abdulvahap Ekinci tarafından kuruldu,
Grup sonra ikiye bölündü. Önce Fidan Güngör Menzil, Hüseyin Velioğlu da İlim Grubu'nu kurdu. İlim Grubu güçlendi, sonra da hem "Vahdet" hem "Menzil" grubunu tasfiye etti. Menzilcileri yok etti. Fidan Güngör, 11 Eylül 1994 yılından beri kayıp.
İstanbul'daki Beykoz operasyonunun gerçekleştiği 2000 yılına dek uzanan Hizbullah'ın, ana gövdesi böyle oluştu. İşte o ana gövde 1990'lı yıllarda da PKK ile karşı karşıya geldi.

Türkiye Makarov marka silahlarla karşılaştı, faili meçhul cinayetler birbirini izledi. İşte devletin Hizbullah'ı taşeron olarak kurduğu iddiaları da bu dönemde başladı.
1999'da PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasıyla da örgütün üzerine gidilmeye başlandı. Böylece birbiri ardına mezarevler, cesetler ve son olarak da binlerce kişinin sorgulandığı kasetler ortaya çıkarıldı.
Mustazaf-DER Genel Başkanı Hüseyin Yılmaz'ın bugün "Domuz bağı yok" dediği ölümler ve Hizbullah'ın sorguladığı binlerce kişi kimdi? Ölenler neden öldürüldüler?

Ne sorgu kasetleri ortaya çıktı ne de Hizbullah terör örgütü davası sonuçlandı. Dahası aralarında davanın lider kadrosunun da bulunduğu 21 sanık tahliye edildi.
Oysa 17 Ocak 2000'de resmi ağızlar "Hizbullah bitme noktasına geldi" diyordu. Kamuoyu şaşkın. Örgüt ise bu gün strateji değiştirdi.
Başta Güneydoğu olmak üzere pek çok kentin varoşlarında yeni bir örgütlenmeye girişti. Yarın "Hizbullah neden Meclis'e girmek istiyor?" sorusuna cevap arayacağız.

Göksel Göksu - CNN TÜRK