DTK Eş Başkanı Hatip Dicle Van’da düzenlenen Demokratik Ekonomi Konferansı’nda konuştu. Dicle, Çözüm sürecini her türlü oyuna rağmen devam ettirmeye çalıştıklarını söyledi.

Diyarbakır, Van, Mardin Büyükşehir belediyeleri ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) tarafından düzenlen ve iki gün sürecek olan Demokratik Ekonomik Konferansı Van Büyükşehir Belediyesi Nuda Kültür Merkezi’nde başladı.

Konferansın açılışında bir konuşma yapan DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, siyasi konjöktere değinilmeden ekonominin konuşulamayacağını belirterek Kürt halkının her platformda haklarının inkar edilen bir soykırım ile karşı karşıya kaldığını söyledi.

Dicle konuşmasında şunları söyled:

“Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nden, Güneyden ve en son oluşan Rojava’ya kadar, 40 yıldır yürütülen bu mücadele ile aslında 100 yıllık bir mücadelenin bir kazanımı ile oluştu. Son 20-25 yıldır Ortadoğu’da bizim tanımlamamızla aslında yeni bir dünya savaşı oluştu."

“Uluslararası bir koalisyon kuruldu. Ne zamana kadar? Kobani’nin düşmesine ramak kala. ‘Amerika olmasaydı Kobani düşecekti’ deniliyor. Günde bir iki zırhlı aracı bombalayarak bunun başarıldığını söylüyorlar ancak Kobani halkların ortak mücadelesiyle özgürleşiyor. Kobani bizim için gazi değil şehit kenttir."

“Biz artık Kürtler olarak ya da Kürdistan halkları olarak diğer parçalar hep birlikte, birbirimizi ayırmıyoruz. Kürtler artık eski Kürtler değil. Kürt tarafı olarak hiçbir zaman bu sürecin askeri yollarla sonuç almayacağını görerek ve siyasi yolları, görüşme yollarını tam tercih ederek, hiçbir tereddüt geçirmeden tercih ederek bu süreci her türlü oyuna, her türlü sabır zorlamasına rağmen, Kürt halkının sinir uçlarına dokunmasına rağmen devam ettirmeye çalışıyoruz. Ama devlet de görevlerini bilmelidir."

“Olmasa ne olur. hani Sayın Cumhurbaşkanı diyor ya düşünmek bile istemiyorum. Biz de aynı şekilde diyoruz. Sonuçlarını düşünmek dahi istemiyoruz. Türkiye’nin dünya kamuoyu nezdinde yaşadığı böylesi zorlu bir süreçte Kürtlerle sürdürülecek görüşmelerin devamı, Kürtlerle anlaşma yolların bulunması ve gerçekten tarihsel önem arz ediyor. Kazanacaksak hep birlikte kazanacağız, acıyı da hep birlikte yaşayacağımızın bilinmesi gerekiyor.”