ANKARA- Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu, son günlerde artan polis şiddetine ilişkin oda binasında basın toplantısı düzenleyerek, hükümeti göreve çağırdı.

Basın toplantısına Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Ebru Basa, Dr. Rıza Özbek ile Dr. Selçuk Atalay katıldı.

Açıklama yapan Dr. Atalay Ankara ve Türkiye'nin bütün büyük kentlerinde istisnasız her gün şiddet yaşandığını belirterek, "On yıllarca bölgede yaşanan şiddeti sona erdireceğim diye yola çıkan iktidar, artık şiddeti tüm ülke için gündelik bir olay haline getirmiştir. Bu ülkenin sokaklarında polis tarafından geniş halk kesimlerine hesapsızca, orantısız uygulanan şiddet Türkiye'nin temel halk sağlığı sorunlarından biri haline gelmiştir" dedi.

Ankara'da son olaylardaki polis saldırılarında yüzlerce kişinin sağlığının etkilendiğini kaydeden Atalay, hastanelere 44 kişinin başvurduğunu aktardı. Atalay, bunlar arasında astım krizi geçirenler, 4 kişide kemik kırıkları, bir genç kadının göz çevresinde yırtılma, çok yakın mesafeden kapsülle vurulan 16 yaşındaki bir çocuğun gözünde yırtık ve yüz kemiğinde kırık, bir kişinin kafasına isabet eden kapsülle kafada kırık olduğu ve toplam 3 kişinin ameliyata alındığı bilgisini verdi.

Dr. Atalay, "Bunların ötesinde, evlerinde oturanlar, arabasıyla seyahat edenler dahil Ankara'da binlerce insan biber gazı ile nefes alamaz hale gelmiştir" diye konuştu.

'YARALI SAYISI KAMUOYUNDAN GİZLENİYOR'

Gerçek rakamın bunun çok daha üzerinde olduğuna dikkat çeken Dr. Selçuk Atalay, hastanelerdeki baskı nedeniyle gerkçek yaralı sayısının kamuoyundan gizlenmeye çalışıldığını söyledi.

Atalay, ekledi: "Haziran isyanında TTB'ye yapılan bildirimlerle hükümetin açıkladığı yaralı sayısı arasındaki 100 katlık fark bu karartmanın büyüklüğünü yeterince anlatmaktadır."

'GAZ BOMBASI DEĞİL KİMYASAL'

Yaralananların fişlenme ve gözaltına alınma kaygısıyla polis tarafından yaralandıklarını gizlediğini söyleyen Atalay, gaz bombalarına ilişkin ise şunları söyledi: "Biber gazı diye masum gösterilmeye çalışılan ve açıkça bir silahtan fırlatılan gaz kapsülleri kimyasal silahtır. Üstelik 'Batıda da kullanılıyor' diye meşrulaştırılmaya çalışılan gazdan etkilenenler günlerce öksürük krizleri geçirebilmekte, astım krizleri yaşanabilmektedir. Uzun süredir memleketin 'dumansız hava sahası' kamu spotlarına inat, büyük kentleri saran kimyasal gazların insanlardaki uzun dönemli etkilerinin ne olduğu belirsizdir. Hesapsızca, insanlara nişan alarak atılan bu kimyasal kapsüllerden bebekler, çocuklar, hamileler, hastalar, yaşlılar da aşırı derecede etkilenmektedir."

"Uygulanan polis şiddeti gencecik insanların canını almıştır" diyen Dr. Selçuk Atalay, insanların demokratik talepleri dinlenmek yerine, kimyasal ve mermiyle saldırıldığını belirtti.

'SAĞLIK BAKANLIĞI EMNİYETİ DURDURMALI'

Atalay, Sağlık Bakanı'nın bu saldırılar karşısında İçişleri Bakanlığını, Emniyeti durdurması beklenirken, hiçbir adım atmadığını da kaydetti.

Sıkılan gazın hangi içerikte olduğunu bilmediklerini söyleyen Atalay, şöyle devam etti: "Bu ülkenin Sağlık Bakanlığı aylardır halka sıkılan kimyasalın içeriği, maruziyet durumunda nasıl tedavi edileceğini anlatmıyor. Bu ülkede insanlara sigara, alkol içmeyin denirken, halka kimyasal gaz, sıvı sıkılıyor, mermiler atılıyor. Bu ülkede 18 yaş altına sigara satılmıyor ama kimyasal gaz sıkmak serbest. Saat 22.00 den sonra alkol alamazsınız ama kimyasallı suyla yıkanabilirsiniz."

'O PARAYA 200 YATAKLI HASTANE YAPILIRDI'

Dr. Atalay, biber gazı diye sunulan kimyasala ödenen 22 milyon dolar ile 200 yataklı bir hastane yapılabileceğini ya da tüm yurttaşlara 2 yıl ücretsiz sağlık hizmeti verilebileceğini dile getirdi.

Suriye ve çözüm süreci konusunda da değerlendirmelerde bulunan Atalay, "Suriye'ye yönelik herhangi bir müdahalenin sonuçlarının bu coğrafyada yaşayan tüm halklar için yıkım olacağı çok açıktır. Hükümeti bu konuda aklıselime davet ediyoruz. Yeni Osmanlıcılık hayalleri ile halkı kışkırtmak yanlıştır. İnsanların doğru/gerçek haber almasını engellemek ve bu yolla toplumu bölmek, birbirine düşman etmek yanlıştır! On yıllardır kanayan bir yara olan Kürt sorununu sürüncemede bırakmak, Kürt halkını oyalamak ayıptır" diye konuştu.

Selçuk Atalay, hükümeti demokrasi çerçevesinde adım atmaya çağırırken, Sağlık Bakanlığı'nın görevlerini de hatırlattı: "Sağlık Bakanı, hükümetin polis eliyle uyguladığı şiddeti durdurmak için harekete geçmelidir! Eğer durduramıyorsa, bir kamu spotu hazırlayarak, vatandaşlara kimyasallara karşı nasıl kendilerini koruyacağını anlatmalıdır! Olayların çok olduğu yerlerde yaşayan vatandaşlara baret, gaz maskesi ve basit tıbbi malzeme dağıtılmalı, hızlı müdahale yapacak seyyar revirler kurulmalıdır."

Dr. Atalay, son olarak şunları ifade etti: "Bizler bu ülke topraklarında birlikte yaşıyoruz; siz bütün mekanizmalarıyla tüm devlete ve iktidara sahip olabilirsiniz ama unutmayın bu topraklarda, bizim ürettiğimiz ekmeği yiyorsunuz. Bu toplumun verdiği vergilerle yine bu insanlara kimyasal gaz, kimyasal su, mermi atamazsınız! Bu ülkenin onurlu insanları, bu ülkenin gençleri barış içinde, özgür, adil, demokratik, laik bir ülke talep ediyorlar! Ve mutlaka alacaklar!" (ETHA)