Çözüm süreci kapsamında İmralı’ya 18 kez giden ve sürekli bakanlarla görüşen HDP, AKP’nin Diyarbakır’da düzenleyeceği çözüm çalıştayına davet edilmedi.

AKP hükümetinin, kabineden 3 bakan ve parti yöneticilerinin katılımıyla Diyarbakır’da düzenleyeceği çözüm süreciyle ilgili çalıştaya, sürecin başından beri İmralı, Kandil ve hükümetle görüşmeler yapan HDP davet edilmedi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) davet üzerine etkinliğe temsilci gönderecek.

Mahmut Ucalı'nın Cumhuriyet'te yer alan haberine göre HDP’li İdris Baluken, sürecin en büyük tarafı olan HDP’nin çalıştayda ekarte edilmemesi gerektiğini belirterek “Hükümet milliyetçi çevrelerden oy devşireyim, hem de çözümün getirisini de cebime atayım gibi basit bir tüccar mantığında hareket ediyor” diye konuştu.

İmralı heyetinde yer alan HDP’li İdris Baluken, bakanlarla daha önce yaptıkları görüşmede çalıştayın düzenlemesiyle ilgili planlamaların gündeme geldiğini, ancak çalıştayın içeriğiyle ilgili bir bilgi verilmediğini kaydetti. HDP’nin çalıştaya davet edilmediğini söyleyen Baluken, “Sürece yeni bir ruh kazandırma kaygısıyla düzenleseydi sürecin en önemli muhatabı BDP ve HDP’nin davet edilmesi gerekirdi” diye konuştu. Baluken, çalıştayla AKP’nin süreç üzerinden Cumhurbaşkanlığı seçimi için yeni bir siyasi rant devşirme operasyonu yapabileceğine işaret ederek“Çalıştayda Başbakan’ın kullandığı dil ve uslüp ile AKP’nin 1.5 yıldır atmadığı adımlar konuşulmalı” dedi. AKP’nin HDP’yi sürecin dışına itme çabasında olduğunu kaydeden Baluken şunları dile getirdi:

“BDP ve HDP’yi sürecin dışına itmeye çalışarak kendine oy devşirmeye çalışan bir anlayış 1.5 yıldır var. Çözüm baskısının arttığı bir dönemde AKP’nin kaçacak bir alanı kalmadı. Bu tarz etkinliklerle kendisine yeniden nefes alacak bir alan yaratmayı da amaçlıyor olabilir. Çözüm süreciyle ilgili bir çalıştayı Diyarbakır’da yapıyorsanız doğal olarak sürecin en büyük tarafını ekarte etmemeniz gerekiyor.”

Çalıştay için Diyarbakır’a gelecek bakanlar ve AKP yöneticilerinin eylem yapan aileleri ziyaret etmesinin bu konuyu istismar etmek anlamına geleceğini söyleyen Baluken, çözümle ilgili adımların beklendiği bir dönemde kamuoyunun bütün algısını ailelerin üzerine çekmenin kolaycılık olduğunu ifade etti. Baluken, hükümetin milliyetçi çevrelerden “oy devşireyim, hem de çözümün getirisini cebime atayım gibi basit bir tüccar mantığıyla hareket ettiğini” ifade etti.