HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan’ın “Nikahlanın, evlenin, çoğalın. Bu konuda Müslüman kadınların hassasiyetini çok önemsiyorum. Türkiye'deki terör örgütü bu konuda çok çok hassas. En az 5-10-15 çocukları var” açıklamasına tepki gösteren Yıldırım, “AKP Genel Başkanı nüfus planlaması adı altında adına cinsiyetçilik, ırkçılık, öjeni diyebileceğimiz bir skandal beyana imza attı. Ülkede teröristlerin 15 çocuk doğurduğunu söyledi, sözüm ona duyarlılık çağrısı yaparken çoğalma çağrısı yaptı” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın Kürtleri gözden çıkardığını savunan Yıldırım, “Açıkça söyleyin: “Ben Kürtlerle 2 yıldır köprüleri attım, Kürtleri gözden çıkardım, Kürtleri bir düşman gibi gördüm. Onların çoğalıyor olma hali siyasi tahayyüllerim açısından bir tehdittir. Bir an boş bulundum ve bilinçaltımdaki cinsiyetçiliği, ırkçılığı bununla ilişkilendirdim” Her şeyle ilişkilendirin ama Allah’la, hazreti peygamberle ilişkilendirmeyin” dedi.

IRAK-İRAN SINIRINDAKİ DEPREM

Yıldırım, şöyle konuştu:

Irak Kürdistan’ında şiddetli bir deprem yaşandı. Ülkemizde de derin bir şekilde hissedildi. Irak ve İran’da yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini biliyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Orada yaşayan herkese geçmiş olsun dileklerimiz iletiyoruz. Parti olarak yaraların sarılması için üzerimize düşen her şeyi yapacağımızı ifade etmek istiyoruz.

AMUDE KATLİAMI

57 yıl önce bugün, Amude şehrinde dönemin daha ilkokul çağındaki çocuklar, nasıl olduğu belirsiz bir şekilde çıkarılan bir yangında hayatını kaybetti. Amude Katliamı olarak tarihe geçen acı katliamın üzerinden 57 yıl geçti. Unutmadık, unutmayacağız.

GÖZALTINA ALINAN ESKİ ÇHD BAŞKANI SELÇUK KOZAĞAÇLI

ÇHD’ye dönük operasyonlarda başta avukat Selçuk Kozağaçlı olmak üzere birçok avukat gözaltına alındı. İktidarın antidemokratik uygulamaları kapsamında hak savunucularına dönük operasyonlar devam etmekte. Sadece ÇHD değil. Bugün Suruç Katliamı davası var. Orada sanıkların mahkemeye getirilmemesi kararı var. Orada katledilen gençlerin avukatları ise tutuklu. İnsan hakları ihlallerinin vardığı düzey açısından tüm bunlar önemlidir. Nerede bir mazlum, ezilmiş varsa onun yanında ÇHD ve Kozağaçlı’yı görürsünüz. Kozağaçlı’ya dönük bu gözaltı operasyonunun sonlandırılması gerekmektedir.

‘BAŞBAKAN SÖZÜNÜ TUTSUN’

Bir yıl önce bir zırhlı araçla Yüksekova’da çevre taranmış, 4 kişi hayatını kaybetmişti. Olayın ardından biz kamuyou oluşturmaya çalışmıştık. Başbakan aileyi aramış, İçişleri Bakanı bölgeye gitmişti. Gözaltıların olduğu, adli sürecin işletileceği sözü verilmişti. Ama tek sanık da bugün tahliye edildi. O gün söz veren başbakan ve içişleri bakanının gereğini yapası gerektiğini hatırlatıyoruz.

ERDOĞAN’IN ‘NİKAHLANIN EVLENİN ÇOĞALIN’ AÇIKLAMASI

Geçen haftayı çok talihsiz bir beyanla kapattık. AKP Genel Başkanı nüfus planlaması adı altında adına cinsiyetçilik, ırkçılık, öjeni diyebileceğimiz bir skandal beyana imza attı. Ülkede teröristlerin 15 çocuk doğurduğunu söyledi, sözüm ona duyarlılık çağrısı yaparken çoğalma çağrısı yaptı. Biz doğurganlık istatistiklerini siyasi söylemler üzerinden değil bu işi inceleyen kurumlardan takip ederiz. Nüfus müdürlükleri, TÜİK var. TÜİK verilerine göre de bu ülkede en fazla doğurganlık Urfa ki AKP yüzde 70 oy aldı. Ardından Siirt, Şırnak ve Ağrı gelir. Bugüne kadar dağda bulunan bir PKK’linin çocuk sahibi olduğu bilgisine sahip olan var mı? Kimse kimseyi kandırmasın. Bunun adı düpedüz öjenidir, ırkçılıktır, cinsiyetçiliktir. Hele hele kimse bu ülkede bir PKK’linin, bir örgüt mensubunun evlendiğini kanıtlayabilecek değilken ve bu ülkedeki doğurganlığın ülkenin doğusunda yüksek olduğu gerçeği orta yerde duruyorken ve 2 yıldır Kürtlere dönük dışlayıcı bir dil aleni bir şekilde kullanılıyorken bunu bir ayete bir hadise, bir maneviyata bağlamanın akılla bir alakası yoktur. Bunlardan vareste bir durumdur.

‘KÜRTLERİ GÖZDEN ÇIKARDIM’ DEYİN’

Açıkça söyleyin: “Ben Kürtlerle 2 yıldır köprüleri attım, Kürtleri gözden çıkardım, Kürtleri bir düşman gibi gördüm. Onların çoğalıyor olma hali siyasi tahayyüllerim açısından bir tehdittir. Bir an boş bulundum ve bilinçaltımdaki cinsiyetçiliği, ırkçılığı bununla ilişkilendirdim”. Her şeyle ilişkilendirin ama Allah’la, hazreti peygamberle ilişkilendirmeyin.

Daha 7 Haziran öncesi Kuran-ı Kerim’i alıp Batman’a meydana çıktığın zaman halk sana siyasi şamarı indirmişti. Demek ki ders almamışsın ki bu dili kullanmaktan geri durmuyorsun. Bu bakış açısı ittihatçı bir bakış açısıdır. Bu bakış açısı 28 Şubatçıların zihniyetiyle bakanlar kuruluna tavsiye kararı gönderen zihniyetin bakış açısıdır. Bütün dünya bunu cinsiyetçilik, ırkçılık, öjeni olarak tanılar. Aborjinler’e doğum kontrol uygulandığı gerçeğini hatırlayan dünya bunu faşizm olarak tanımlar.

SEÇİM BARAJI TARIŞMALARI

Son bir haftada tartışılan konulardan biri seçim barajı. Biz son iki genel seçimde tecrübe edildiği üzere barajları yıka yıka parlamentoya gelmişiz. Baraj konusundaki ilkesel tutumumuzsa açıktır. Eğer bu konu HDP üzerinden tartışılacaksa hemen gündemden düşürülmelidir. HDP’nin baraj sorunu yoktur. Eğer mesele HDP ise hiç dokunmayabilirler. Ama HDP’nin bu konudaki düşüncesi öğrenilmek isteniyorsa ilkesel tutumumu nettir; barajlar hiç olmamalıdır. Biz bunu kendimiz için değil temsilde adalet açısından istiyoruz.

Bugün barajın düşürülmesini isteyen parti ciddi bir baraj sorunu yaşıyor olabilir. Bugün HDP’nin baraj sorunu yaşamıyor olması temsilde adalete kayıtsız kalacağı anlamına gelmez. Biz barajın kaldırılmasını MHP için Saadet Partisi için BBP için istiyoruz. Öyle oran moran da belirtmiyoruz. Bir seçim bölgesinde 1 vekil çıkarabilecek tüm partilerin parlamentoda temsil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Barajın tümden ortadan kaldırılması temsilde adalet açısından ele alınmalıdır.

TUTUKLU MİLLETVEKİLERİ

16 Kasım günü AYM 1 yıldır kayıtsız kaldığı tutuklu milletvekillerinin tutukluluk haline itiraz dosyalarını ele alacaktır. Biz derhal müspet karar vermesi gerektiğini ifade derken herhangi bir baskı unsuru olan noktada değiliz. Oyunun rengini bizim talebimiz doğrultusunda kullanması taraftarı da değiliz. Biz sadece AYM’ye son 3-4 yılda almış olduğu içtihat niteliğindeki kararları hatırlatıyoruz. 1 yıl neden beklediniz? 16 Kasım günü bu ülkede hukuk vicdan adalet ve temsil vekaleti açısından çok önemli bir gün olacaktır. Verilen karar bu ülkede hukukun hala var olup olmadığını testi olacaktır. Yoksa biz AYM’ye herhangi bir telkinde bulunacak noktada değiliz. 2013 ve 2014 kararlarının arkasında durmaları gerektiğini söylüyoruz.

24. Yasama döneminde tutuklu 8 milletvekili vardı. Bunlardan sadece Mustafa Balbay’ın dosyası görüşüldü. Bu dosyada verilen karar emsal kabul edilerek diğerleri tahliye edildi.

Hukukun en temel ve evrensel ilkesi olan tutarlılık sizin için de bağlayıcı. Bu konuda AYM çok önemli bir hukuk sınavı ile karşı karşıyadır. Bu karar bu ülkede var olan gerilimi azaltmaya da hizmet edecektir. Bu ülkenin daha fazla gerilimden, kamplaşmadan, kaostan kaynaklı olarak mutsuzluğa değil evrensel normlar temelinde verilecek hukuki kararlar ile bir rahatlamaya ihtiyacı vardır.

SORU-CEVAP

Soru: İsmail Kahraman AKP’nin yeniden Meclis Başkanı adayı oldu. Kendisinin Atatürkçülük ile ilgili açıklamaları var. Son dönemde AKP söyleminde de bir “Atatürkçülük” yoğunluğu var. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkeye değil AKP’ye hayırlı olsun. Demek ki AKP’ye yakışan o. Bu parti 15 yıl boyunca iktidardayken dile getirmedikleri Atatürk hassasiyetinin bu kadar yoğunlaşması manidar. Bir seçim arifesinde ilk defa Atatürk’ü bu kadar sahiplenmeleri, Mustafa Kemal’i, “Atatürk” yapmaları manidar. Bu iktidar uhrevi ve manevi olan her şeyi kendi iktidarı için kullanmıştı. Mevcut meclis başkanının son bir yılda Atatürk ve laiklik için söylediği sözler ve bu sözlere gelen bütün tepkiye rağmen sözlerini geri almayan bu kişinin tekrar aday gösterilmesi çelişkidir. Bu çelişkiye bu halkın sözü vardır diye düşünüyorum. 

Soru: İktidarın daraltılmış bölge konusunda bir çalışması olduğu konuşuluyor. Bu kulis bilgisini nasıl değerlendirirsiniz? 

MHP de siyasi iktidar açısından araçasallaştırılan bir siyasi yapı. Atatürk de araçsallaştırılan bir devlet adamı. Manevi dünyaya ait değerleri bile araçsallaştıran bir iktidar gerçeği ile karşı karşıyayız. Her sistem değiştirilebilir. Ama hepimizi bağlayan nokta mutluluğa tekabül eden ileri bir adım atılabiliyor mu?

AKP tek şeye kodlanmış durumda: En az oyla en fazla iktidar nasıl kotarılır. Eğer seçim barajı düşürülecekse bile AKP tarafından muhalefet partilerinin seçmenlerinin motivasyonunu düşüreceğini düşündükleri için düşürülür. Yoksa demokratikleşme için değil. Tek şeye kodlanmış: En az oy sayısı ile en ucuzundan iktidarı elde edebilirim. Ama bunun da yetmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü AKP’nin gücü seçim kazanmaya yetiyor olsaydı çoktan erken seçim kararı alınmış olurdu.

Soru: Başbakan Amerika’da Pence’ten PYD ile ittifakın devam edeceği cevabını aldı. Gülen’in iadesi konusunda da olumlu bir gelişme olmadığı söylendi. Bu ABD seyahatini nasıl değerlendirirsiniz?

Kapalı kapılar ardında ne konuşuldu bilmiyoruz. Gülen’le, Zarrab’la, S400’lerle ilgili ne konuşuldu bilmiyoruz. Ama güzel gezdi, parka gitti, tarihi mekanlara gitti başbakan.

Basına yansıyan, bizim de bildiğimiz tek bir konu var. PYD ile işbirliği meselesi. Yani Başbakan gitti eli boş döndü. Elde var bir bile diyemiyoruz. Kendine birkaç günlük bir tatil yaptı. Huzur, selamet diliyoruz. Zaten başkaca bir sonuçla dönmesi mümkün değildi. Tüm dünya anladı bir tek Türkiye anlamadı. Ama bir Kürt takıntısı var. Ne diyorlar PYD terör örgütü imiş. Bunu bütün dünyada terör örgütü olarak gören iki yapı var. Biri Türkiye’deki siyasi iktidar, diğeri IŞİD. Düşünün Şam rejimi bile terör örgütü olarak görmüyor. Böyle ferasetten yoksun bir yapının temsilcisi anca park gezer.

(Demokrat Haber/ Ankara)