Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antep Milletvekili Mahmut Toğrul, AKP ile IŞİD arasındaki işbirliği, Antep'teki varlığı ve Kilis'teki saldırılarına ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu.

18 Ocak’tan itibaren IŞİD kontrolündeki Suriye topraklarından atılan roketlerin Kilis’e isabet etmesi nedeniyle 20 kişi hayatını kaybetmişti. Bugün de IŞİD Kilis’e 3 roket attı. Atılan roketler sonu 3 kişi de yaralandı.

'AKP, DAİŞ'İ KÜRT KARŞITI POLİTİKALARINDA KULLANIYOR'

Ocak ayından bu yana Kilis'e 60'ın üzerinden roket ve füze atıldığını vurgulayan Toğrul, atılan roket ve füzelerden ötürü 20'nin üzerinden yaşanan can kaybı ve 100'ün üzerinde yaşanan yaralanmaları hatırlattı. Başta Kilis olmak üzere sınır kentlerinde yaşayan halkın büyük bir panik ve kaygı içerisinde olduğunu dile getiren Toğrul, buna karşı yetkili mercilerin akıldan yoksun açıklamalar ile durumu geçiştirmeye çalıştıklarını kaydetti.

Toğrul, tüm yaşanılanların AKP'den doğru öteden beri devam eden yanlış Suriye ve IŞİD politikalarının bir sonucu olduğunu belirterek, neden IŞİD'in desteklendiğine ise şöyle açıklık getirdi: "Öteden beri DAİŞ'in (IŞİD) ticari açıdan tek kapısı Azaz'dan Cerablus'a kadar olan kısımdır. Bu kısımda yeteri kadar önlem alınmış olsaydı, DAİŞ askeri gücünü ve lojistiğini buradan geçiremezdi. Fakat AKP'nin Kürt karşıtı politikalarında DAİŞ'i bir araç olarak kullanmak istedi. AKP, DAİŞ'i hem Türklere yönelik, hem merkezi Suriye yürütmesine hem de Kürtlere karşı bir araç olarak kullandı. AKP, bu politikalarından da halen vazgeçmiş değildir. Hükümetin açıklamalarında bu barbar ve tecavüzcü ordusunun, halen tarif edilmeme gibi bir durum söz konusu. Kilis'e DAİŞ tarafından atılan roket ve füzelerde de 'DAİŞ attı' demiyorlar. Bizzat Cumhurbaşkanının sözcüsü İbrahim Kalın tarafından yanlışlıkla düştü diye açıklamalar yapılıyor."

'AKP, DAİŞ'E GÖSTERDİĞİ MÜSAMAHAYI KİMSEYE GÖSTERMİYOR'

Toğrul, AKP tarafından IŞİD'e gösterilen müsamahanın ülkede ne emekçiye, ne işçiye, ne yoksula, ne aydına ve ne de akademisyene gösterilmediğine dikkat çekerek, "Kendisine itiraz eden hiç kimseye bu müsamahayı göstermeyen AKP, DAİŞ'e gelince 'öfkeli çocuklar' gibi söylemler ile DAİŞ'i kızdırmamanın derdinde. Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi DAİŞ'i kullandılar. Daha sonra uluslararası alanda tepki toplayınca kendince bir takım önlemler almaya gidildi, ama DAİŞ tarafından uyarıldılar. DAİŞ, şimdi AKP'ye 'Sakın karşı tarafa geçme. Ben senin için iş tuttum. Sana dönerim' mesajı vermek istiyor.

Bir ikincisi Antep'te patlayan bomba ile de paralel olarak, DAİŞ'in iç politikada da bir araç gibi kullanıldığı endişesini taşıyoruz. Çünkü AKP politikalarına karşı ne zaman bir itiraz olsa ve toplumsal duyarlılık yaşansa, insanlar barış, özgürlük gibi talepleri dile getirse, o günlerde DAİŞ eliyle saldırılar gerçekleştiriliyor, katliamlar yapılıyor. Önceden istihbarat bilgisi olunmasına rağmen Diyarbakır, Suruç, Ankara saldırılarına ve son Antep saldırısına ve gününe bakıldığında yapılan katliamlar ile verilmek istenen mesajın açık bir şekilde okunabileceği görülecektir" dedi.

'KATLİAMLAR İLE MUHALİF SES SOKAĞA ÇIKARILAMAZ DURUMA GETİRİLMEK İSTENİYOR'

AKP'nin özellikle IŞİD'i Kürt karşıtı politikalarında kullandığının altını çizen Toğrul, Diyarbakır, Suruç ve Ankara saldırılarında gerçekleştirilen katliamlar ile Kürt halkı ile beraber özgürlük ve barış isteyenlerin sokağa çıkaramaz duruma getirmeye çalıştığını vurguladı. AKP'nin bunun yanında IŞİD'i birçok farklı açıdan kullandığını söyleyen Toğrul, şunları dile getirdi: "AKP ile DAİŞ arasındaki ilişkiye baktığımızda, AKP, DAİŞ'i hem Suriye'ye girme düşünceleri kapsamında bir koz olarak kullanıyor hem de iç politikada muhalif olan ve demokrasi, özgürlük isteyen kesimleri sindirmek amacıyla kullanıyor. Bunun karşısında DAİŞ, Antep-Kilis hattını bir yol geçen hattı olarak kullanıyor. Antep'teki bir polis memurunun açık ifadesinde DAİŞ'lilerin başında nöbet tuttuklarını söylemesi bunun en açık göstergesidir. Türkiye'de DAİŞ'e dair engellenen tek bir şey var. O da DAİŞ saldırıları ve gerçekleştirdikleri katliama dair yayın yasağı getirmek. DAİŞ'in yaptığı her saldırıya bir yayın yasağı konularak toplum nezdinde AKP ile DAİŞ arasındaki ilişkinin ayyuka çıkmasının önüne geçilmeye çalışılıyor."

'DAİŞ AKP'NİN 'DÜŞMAN' OLARAK GÖRDÜĞÜ KİTLELERİ HEDEF SEÇİYOR'

IŞİD'in Türkiye'de yaşama hakkı bulamayan ve her gün neredeyse yaşam hakkı tehdit altında olan Kürtler, Aleviler, emekçileri hedef aldığına dikkat çeken Toğrul, "DAİŞ'in bundan ne çıkarı olabilir? Eğer DAİŞ Türkiye'ye bir mesaj vermek istiyorsa, daha farklı bir hedef odağının olması beklenir. Ama tam aksi AKP'nin 'düşman' olarak gördüğü kitleler hedef seçiliyor. Aynı zamanda bu bir devlet politikası olarak karşımıza çıkıyor. MİT tırları ile ayyuka çıkan durum, olayın ciddi bir organizasyon olduğunu gösteriyor. Bu kapsamda yapılan saldırılar ile gerçekleştirilen katliamlar eğer engellenmek istenseydi, engellenirdi. Bu minvalde özellikle Antep'te neredeyse her gün sokakta DAİŞ'liler ile karşılaşabileceğimiz bir durum yaşanıyor. DAİŞ çetecileri, Antep'te tedavi ediliyorlar, yaşıyorlar ve insanlar artık kendi yaşadıkları binada bir DAİŞ'li ile beraber yaşadığı kaygısını taşıyorlar. İnsanların psikoloji bozulmuş durumda. Buna önlem taleplerimize rağmen hiçbir önlem alınmadı. Antep'teki yetkililer, bilinç altlarında DAİŞ'i bir terör örgütü olarak görmüyorlar. DAİŞ'lileri de bir terörist olarak algılamıyorlar. Bu öteden defalarca dile getirdiğimiz bir gerçek. Bu bizzat Antep'teki mülki amirlerinin yaklaşımlarından elde ettiğimiz bir sonuç. DAİŞ ile bir işbirliği içerisindeler" dedi.

'TÜRKİYE'NİN SURİYE SINIRINDA BİR TEK DAİŞ'İN ELİNDE OLAN KAPILAR AÇIK'

Toğrul, Antep'te IŞİD üyelerinin insanların gözü önünde hastanelerde tedavi edildiğini ve kentte yaşamlarını çok rahat bir şekilde kendilerine sağlanan kolaylıklar doğrultusunda sürdürdüklerini dile getirdi. "Birçok AFAD kampında bu cihadist grupların yetiştirildiğini ve Suriye'ye Antep ve Kilis üzerinden gittiği herkes tarafından biliniyor" diyen Toğrul, "Eğer Azaz ve Cerablus hattı DAİŞ geçişlerine ve ticaretine kapatılırsa, bu yaşanılan saldırılar ve gerçekleştirilen katliamların olmayacağı son derece açık. Türkiye'nin Suriye sınırında bir tek DAİŞ'in elinde olan kapılar açık. Ve bir tek buradaki ticaret artmış. Defalarca yanıtlanması üzerine konuya dair soru önergesi verdik. DAİŞ'in elindeki sınır kapılarından yapılan ticaretin kiminle yapıldığına dair en ufak bir açıklama yapılmadı. Bunların hepsi bir bütünen ele alındığında Türkiye'nin DAİŞ ile olan petrol alış-verişi ve işbirliği, DAİŞ'in Türkiye dışında dünyayı tehdit eden bir boyuta gelmesinin nedeni maalesef AKP'nin Suriye ve Kürt karşıtı politikasından kaynaklanıyor" diye konuştu.

(Kaynak: ANF)