HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, 16 Nisan’da yapılacak referanduma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mithat Sancar, referandum kapsamında kentlere ilişkin, “Yaralı şehirler, dimdik ayakta duruyor. Halk bizi mahcup edecek düzeyde dimdik ayakta. Halkın duruşu için ‘Hayır’ diyoruz” dedi.

“Evet” çıkarsa kutuplaşmış toplumu yönetmenin mümkün olmayacağına savunan Sancar, “Şuan her iki sisteme de hazırlık yapmak gerekiyor. Bu Kürtler için basit yasa değişikliği değildir. Bu zihniyetin oylanmasıdır. Bu uğursuz ittifaka oy vermemek onur meselesidir. Dolayısıyla biz bu zihniyeti de oylayacağız. Siyasi ve insani tavır önümüzde duruyor. Vereceğimiz bu karar, anayasaya ilişkin vereceğimiz kararın çok ötesindedir” ifadelerini kullandı.

Mithat Sancar, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen “Hak, hukuk, adalet ve özgürlükler bağlamında topluma dayatılan yeni anayasa gerçekliği” konulu panele katıldı.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEMELİ 8 HAZİRAN’DA ATILDI’

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, Anayasa değişikliği içerisinde yer alan maddeler ile teknik yargıya ulaşmanın mümkün olmadığını savundu.

Sancar, “Anayasa değişikliğinin temeli 8 Haziran 2015’te atıldı. Özel nedeni, AKP ve Erdoğan, seçimlere girdikleri 2002 yılından bu yana ilk defa yenilgiye uğradılar. Tek başına hükümet kurma yetkisini kaybettiler. Bu bir telaş yarattı. Bu paniğin nedeni, hesap verme korkusu idi. En az iki alanda, çok önemli suç iddiaları var. Bunlardan bir yolsuzluk iddiaları. Çok büyük iddialar döküldü ortaya. O zamanda tartıştık, ancak gizlenebilecek türden değil. Reza Zarrab olayının yolsuzluk iddialarının boyutunu ortaya koyuyor ve bu büyük korku yarattı” dedi.

‘KÜRT KAZANIMLARI ERDOĞAN’IN HESAPLARINI BOZDU’

Anayasa değişikliğinin genel boyutunu değerlendiren Sancar, şöyle devam etti:

“AKP’nin Suriye iç savaşında son bir yıla kadar, son derece karanlık ve kirli işlere girdiği yönünde çok ciddi iddialar var. Eğer iktidar giderse, suç iddiaları somut bir yargıya dönüşme korkusu var. 8 Haziran’dan önce yaşanan gelişmeler, Kürtlerin genişleyen kazanımları, Erdoğan’ın bütün hesaplarını bozdu. Kobani direnişi büyük bir dönüşüm noktası oldu. HDP’nin büyük kazanımı sadece Erdoğan’ı değil, milliyetçi ırkçı kesimleri korkuya sevk etti. Türkiye’de 7 Haziran’ın sonuçları devam etseydi, Türkiye’de kendi kurguladıkları cumhuriyet modelinin devam etmesi imkansız olacaktı. Hem Suriye’de Kürtlerin kazanımları, Türkiye’de bu başarı büyük bir korku yarattı. Beka kaygılarından kastettikleri de budur. Kürtlerin elinde bulunan harita büyük bir tehdit olarak görmektedir. Beka kaygısı bu kesimler için samimidir. Kendi kurdukları düzenin tehdit altında olduğunu söylüyorlar. Erdoğan’ın korkuları ve kaygılar masaya yatırıldı.”

‘AKP İÇİNDEKİ MİLLİYETÇİ DAMARI CANLANDIRDI’

 “Anayasa değişikliğinin temelinde yatan esas zihniyet 1915 zihniyetidir. 2015 yılında ortalıkta dolanan Çöktürme Planı ve 1915 zihniyeti birdir. 7 Haziran seçimlerinin yok sayılması, 1 Kasım’a gidilen politikalar, şehirlerin yakılıp yıkılması Çöktürme Planı’nda yazıyordu. Gerçekleştirilenlerin çoğu çöktürme planında yer alıyor. Erdoğan kendisini güvenceye alacak bir ittifak arıyordu. Bunu MHP ve Ergenekoncular ile buldu. Suriye’de Kürtlere karşı, her türlü saldırgan ve engelleyici tutumu takındılar. Rojava’ya yönelik sürekli tehditkar politikalar uyguladılar. Kendisi bu politikaların koordinatörlüğünü üstlendi. Aralık 2015’ten itibaren savaşı en üst noktaya tırmandırdılar. MHP’nin desteğini almak için vermesi gereken ideolojikti. AKP’nin içinde güçlü bir milliyetçi damar var ve bu damarı bu şekilde canlandırdı.”

‘VERECEĞİMİZ KARAR ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN ÖTESİNDEDİR’

 “Türkiye’de yapılmak istenen başkanlık sistemi başka bir ülkede benzeri yoktur. Şuan yapmak istedikleri anayasanın hukuken uygulanır yanı da yoktur. Türkiye’de yapılacak olan başkanlık sisteminde cumhurbaşkanının istemediği her hangi bir yasa olmayacağı gibi meclisi fes etme yetkisi de olacaktır. Cumhurbaşkanının partisinin olduğu parti eğer mecliste azınlıkta olduğu zaman sistem çöker ve büyük bir kaos yaşanır. O zaman da darbe ortaya çıkar. Bu sistem mutlak kriz ve kaosu doğuracaktır.”

 “Şuan her iki sisteme de hazırlık yapmak gerekiyor. Bu Kürtler için basit yasa değişikliği değildir. Bu zihniyetin oylanmasıdır. Bu uğursuz ittifaka oy vermemek onur meselesidir. Dolayısıyla biz bu zihniyeti de oylayacağız. Siyasi ve insani tavır önümüzde duruyor. Vereceğimiz bu karar, anayasaya ilişkin vereceğimiz kararın çok ötesindedir”

(Kaynak: Dihaber)