Geçtiğimiz hafta Brüksel’de gerçekleşen NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) Ortak Komite Toplantısı’nda Türkiye heyetinde yer alan HDP Diyarbakır Milletvekili ve NATO PA Güvenlik ve Teknoloji Eğilimleri Üst Komite Başkan Yardımcısı Ziya Pir,  NATO üyesi ülkelerin Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonuna karşı tutumunu değerlendirdi.

MA’dan Selma Güleryüz’ün haberine göre,  “NATO PA üyesi olan hiçbir ülke Türkiye’nin Efrin’e girmesini onaylamıyor” değerlendirmesinde bulunan Pir,  Türkiye’nin Afrin’e operasyonun uluslararası hukuka aykırı olduğunu savundu.

ABD, Fransa, Almanya, İsveç, İngiltere ve İtalya temsilcileriyle toplantı aralarında görüşmeler yaptığını ifade eden Pir, “Alman heyetinin tutumu çok netti. Angela Merkel’nin partisinden olan, aynı zamanda uluslararası hukukçu bir Alman üyesi, Türkiye’nin Afrin’e yönelik saldırılarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu kesin bir dille eleştirdi. Yine diğer Avrupa ülkelerinin tutumları da Alman heyetinin tutumundan farklı değildi. Sadece ABD bu konuda daha ortada duruyor” dedi.

‘HÜKÜMET 51’İNCİ MADDEDEN BİHABER’

AKP hükümetin Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nin 51’inci maddesinden bihaber olduğunu savunan Pir,  şöyle konuştu:

“NATO Antlaşması’nın birinci maddesinde göre, taraflar yani üyeler BM yasasında ortaya konduğu üzere karışmış olabilecekleri herhangi bir uluslararası anlaşmazlığı, uluslararası barış, güvenlik ve adaletin tehlikeye sokmadan barışçıl yollarla çözmeyi ve uluslararası ilişkilerinde BM’nin amaçlarına aykırı olacak şekilde güç kullanımı ya da tehdidinden sakınmayı taahhüt etmektedirler. Kısacası diyor ki; güç kullanmayacaksın. BM’nin sözleşmesine atıfta bulunuyor. Kendisi ortadan çekiliyor ve diyor ki; BM’nin söyledikleri esastır.

Burada dördüncü ve Türkiye’nin de atıfta bulunduğu 51’inci madde önemli. Madde 2/4’e göre de, BM’ye üye olan herkes -ki yaklaşık 200 devletten bahsediyoruz- uluslararası ilişkilerinden gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığına karşı gerek BM’nin amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurulmaktan kaçınırlar. Egemenlik o ülkeye aittir, o ülkenin egemenliğine karşı herhangi bir harekette bulunamazsınız, saldıramazsınız. Bakıldığında Afrin’den bugüne kadar Türkiye’ye bir saldırı söz konusu olmuş değil. Bu da 51’e girmez. Dolayısıyla hukuka aykırılık var.”

Türkiye’nin gerek hukuki gerekse de insani açıdan Afrin’e müdahale etmesinin bir gerekçesinin olmadığına savunan Pir, “Cumhurbaşkanı, Türkiye’de yaşayan üç buçuk milyon Suriyelinin Afrin’e gönderileceğini söyledi. Ona şunu sormak lazım; ‘Sen oradaki Kürtleri ne yapacaksın?’ Burada şöyle bir sonuç çıkıyor; Kürtleri oradan başka yerlere sürecek ve kendisine yakın kesimleri oraya yerleştirecek. Bunun adı soykırımdır. Uluslararası platformda da bunun adı soykırımdır” dedi.  

SALİH MÜSLİM’İN GÖZALTINA ALINMASI

Salih Müslim’in Çekya’da gözaltına alınıp serbest bırakılmasını değerlendiren Pir, “PYD eski Eşbaşkanı ve TEV-DEM Dış İlişkiler Sorumlusu Salih Müslim Çekya'da gözaltına alındı. Aldığımız bilgilere göre, İnterpol’de Salih Müslim ile ilgili herhangi bir kayıt yok. İnterpol Türkiye’nin Salih Müslim ile ilgili talebini değerlendirmeye bile almamış. Türkiye’nin YPG’yi terörist ilan etmesinin dünyada ve NATO’da bir karşılığı yok. NATO’nun YPG’nin terörist olmadığı yönündeki tavrı nettir. Türkiye’nin dışında kimse onlara terörist demiyor” dedi.

YPG’Yİ FIRATIN BATISINDAN ÇIKARMA ARAYIŞI

NATO'nun önde gelen ülkelerinin Suriye konusunda yeni bir arayış içerisinde olduklarını savunan Pir, şöyle devam etti:

 “NATO’da özellikle konuşulan bir mesele var. O da şudur; NATO’daki daimi güçler tarafından ‘Fırat’ın doğusunda Güney Kürdistan’daki gibi bir statü oluşumunu kabul eder misin’ diye bir teklifin Türkiye’ye getirildiğini biliyoruz. Türkiye’ye diyorlar ki; ‘Siz eğer YPG’nin Fırat’ın doğusundaki oluşumunu kabul ederseniz, biz bir şekilde YPG’yi Fırat’ın batısından çıkarmak için rica da bulunuruz.’ NATO’nun daimi üyeleri YPG’yi Fırat’ın batısından çıkarma gibi bir arayış içerisindeler. YPG’nin bunu kabul etmesi mümkün değildir. Şunu çok açık ve net söylemek lazım. Kürtler kendi kaderlerini kendi ellerine almak zorundalar. Herkesin bir hesabı var bölgede. Herkes kendi çıkarını düşünür sonuçta. Kürtler de kendi çıkarlarını düşünmek zorundalar.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı