HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, IŞİD’in yaktığı iddia edilen askerler, El Bab operasyonu, anayasa tartışmaları, hükümetin Şengal açıklamaları ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

İnternet kesintileri konusunda hükümeti eleştiren Bilgen, “Türkiye’yi yönetenler tehlikeyi toplumla paylaşmak yerine durumun saklanmasının çözümünü interneti engellemekte buluyor. Sorunlar sanal mı ki çözümü böyle olsun. Suriye’de yanan askerler gerçek insanlar! Onların aileleri gerçek. Yanlıştan vazgeçmek yerine bunun bilinmesini engellemek yerine saklamayı tercih ediyorlar” dedi.

HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, HDP Genel Merkezinde yapılan MYK toplantısı sonrasında bir basın toplantısı düzenledi.
 
HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, şunları söyledi:
 
Geçtiğimiz haftalarda parti bürolarımıza yapılan saldırılarla ilgili hukuki süreci takip ediyoruz. Bu saldırılarda bir halk desteğinin olmaması Türkiye’deki sağduyu açısından sevindirici. İl ve ilçe binalarımıza saldıranların organize sayıları son derece dar bir düzeyde kalmıştır. Bunların önlenmemiş olması bir takip ve soruşturma konusu olmalıdır. Partililerimizin parti binalarına sahip çıkmaları, yeniden inşa etmedeki duyarlılıkları ve açılışlardaki yoğun ilgi ve destek de son derece değerlidir.
 
Bu sabah Eş Genel Başkan Yardımcımız Aysel Tuğluk evinden gözaltına alınmıştır. Geçmişte DTK yöneticisi olmasından kaynaklı bir işlem olduğu ifade edilse bile hiçbir hukuki sürecin artık işletilmediğine dair fikrimiz var. Milletvekilleri için gözaltı gerekçesini ifadeye gitmeme ile açıklayanlar yıllar önceki DTK göreviyle ilgili Tuğluk’un neden gözaltına alındığı açıklamalıdır.
 
Parlamentoda fiili darbe ile milletvekillerimize dönük bir operasyon yapılmıştır. Onun dışında parti yöneticilerimiz ifadeye çağrıldığında zaten gidiyor. İronik  ama  Aysel Tuğluk ironik bizim insan hakları ve hukuktan sorumlu eş genel başkan yardımcımızdır. Onun maruz kaldığı bu muamele, Türkiye’de insan haklarından geriye ne kaldığının resmidir.
 
Dün 5 gazeteci gözaltına alındı. Ama en ibretlik olanı Cumhuriyet gazetesine yönelik uygulamaydı. Gazetede çay servisi yapan personelin de sosyal medyadan dolayı gözaltına alınması, hükümetin “cezaevinde gazeteciler yok” açıklamasını doğrulamak için yapıldı galiba.
 
Artık 150 civarındaki gazeteci tutuklular arasında gazeteci olmayanlar da var ama hükümetin ifade ettiği gibi kriminal sebeplerden değil, sosyal medya paylaşımlarından.
 
‘SORUNLAR SANAL MI İNTERNETİ ENGELLEYİYORSUNUZ’
 
Türkiye’yi yönetenler tehlikeyi toplumla paylaşmak yerine durumun saklanmasının çözümünü interneti engellemekte buluyor. Sorunlar sanal mı ki çözümü böyle olsun. Suriye’de yanan askerler gerçek insanlar! Onların aileleri gerçek. Yanlıştan vazgeçmek yerine bunun bilinmesini engellemek yerine saklamayı tercih ediyorlar.
 
HÜKÜMETİN SURİYE POLİTİKASI
 
Suriye’de yaşanan ölümler 5 yılın yanlışlarının sonucudur. Suudi Arabistan ve bazı Körfez ülkeleriyle ittifak kurularak vesayet savaşında taraf olunmuştur. Canınız isteyince IŞİD’in, El Nusra’nın destekçisi olurken, canınız isteyince karşı tarafa geçerek bölgesel barışa katkı sağlamış olmuyorsunuz.
 
Kamuoyunun dikkatini bir kez daha tezkerelere çekmek istiyoruz. Meclis tutanaklarında hala var. 3 partinin evet demesine rağmen tezkereye biz karşı çıkmıştık. Bölge halkının rızası olmadan bu savaşa taraf olmanın Türkiye’ye çok şey kaybettireceğini söylemiştik.
 
Türkiye bölgede 2. bir İsrail olmaya doğru evriliyor. Komşularıyla kavgalı, iç muhalefeti bastıran, güvenliğini güya başka ülkelere operasyon yaparak sağlayan bir ülke olmaya adım adım gidiyor. Bu güvenlik algısı ile yürütülen politikalar, artık Türkiye’deki herkesi tehdit eder bir noktaya doğru gidiyor.
 
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TARTIŞMALARI
 
Öyle bir paket açıklıyorlar ki, ne başkanlık sistemlerinde böyle bir uygulamaya yer var ne de demokratik parlamenter sistemlerde. Bir kişinin siyasi ikbali, ülkenin ikbaliyle adeta eklemleniyor, birbirine geçiriliyor. Bir kişi eleştiriye uğruyorsa o sanki ülkeye yönelik bir tehditmiş gibi tarif ediliyor. Bu anlayışa destek veren muhalefet partisi lideri ile Cumhurbaşkanı Rus ruleti oynuyor. Bu paket başkasının geleceği üzerinden kumar oynamaktır.
 
Sunulan paketin üçte birinin yeniden tartışmaya açılıyor olması ne kadar sağlıksız olduğunu gösteriyor. Oysa bunlar imzalanmadan önce konuşulmalıydı. Önce imzalayıp sonra paketi yeni yeni konuşmaya başlamak, yangından mal kaçırır gibi usulsüzce hayata geçirilmesi çabasıdır. Kısmi iyileştirmelerin krizi ortadan kaldıracağını düşünmüyoruz.
 
Anayasa değişiklik teklifi parti devleti kurmanın, tek adam rejimine geçişin bir planlamasıdır. Tam da Suriye rejiminin Türkiye’de bir benzerinin inşa edilme arayışıdır. Önümüzdeki günlerde tüm toplumsal kesimlerle yuvarlak masa toplantılarıyla bu süreci tartışmaya açacağız.
 
Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sorunların hangisinin çözümünde Cumhurbaşkanı’nın yetkileri sınırlı kalıyor? Cumhurbaşkanı’na hangi yetkiyi verdiğimizde El Bab’ta askerler ölmeyecek, dolar karşısında TL değer kaybetmeyecek?
 
HÜKÜMETİN ŞENGAL AÇIKLAMALARI
 
Açıklamanın ardından Ayhan Bilgen, basın emekçilerinin sorularını yanıtlarken şunları söyledi:
 
Şengal’de büyük bir insanlık dramı yaşandı. Binlerce Ezidi kadın orayı işgal edenler tarafından pazarlarda satıldı. Tecavüze uğrayan yüzlerce kadının hikayeleri uluslararası medya tarafından takip edildi. O gün yaşananlara ilişkin bir tutum takınmayanlar, Ezidilerin kendilerini korumak amacıyla bir silahlı güç oluşturmasını bir tehdit olarak görüyorsa söylenecek bir şey yok. Şengal’in de, El Bab’ın da, Minbiç’in de geleceğine karar verecek olan oranın halklarıdır.

(Haber Merkezi)