HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, hakkında Gezi direnişi sırasında Adana'da yapılan demokratik eylemler ve basın açıklamaları nedeniyle açılan davanın 12. duruşması Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Duruşmanın ardından açıklama yapan HDP’li Beştaş, “Bizim adliye önünde olmamız büyük bir korkunun ifadesidir. Onlar korktukları için Yüksekdağ ve Demirtaş cezaevinde. Ama şunu unutmasınlar onlar tutuklansa da, hepimizi içeri de atsalar bu düşünceler bitmez. Hakikati kapatamazlar, demokrasi mücadelemizi engelleyemezler” dedi.

Yüksekdağ'ın katılımı olmadan görülen duruşmayı HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, MYK Üyesi Asiye Kolçak, il yöneticileri ve üyeleri takip etti.

Dava 16 Mayıs tarihine ertelenirken adliye çıkışı açıklama yapan Beştaş şunları ifade etti:

Ankara’da Anayasa görüşmeleri devam ederken biz adliyedeyiz. Bugün Figen Yüksekdağ’ın yargılaması vardı. Mahkeme konusu iddialar Eş Genel Başkanımızın, Ezilenlerin Sosyalist Partisi Genel Başkanı olduğu Gezi sürecinde yapılan demokratik eylemler ve konuşmalardan oluşuyor.

‘MİLLETVEKİLLERİMİZİN OY KULLANMAMASI FAŞİSM ÖRNEĞİDİR’

Türkiye çok tarihi bir dönemeçteyken siyasetin bir bölümü cezaevinde, siyasetin bir bölümü yasaklanmak isteniyor. Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz, MYK ve PM üyelerimiz, il ilçe eş başkanlarımız, yöneticilerimiz, bir bütün olarak tüm HDP’lilere dönük gözaltı ve tutuklama operasyonu devam ediyor. Bunun amacı bu diktatörlük anayasasını sorgusuz sualsiz, muhalefetsiz geçirmektir.

Dün yapılan oylamada 338 oy çıktı ama bizim 11 milletvekilimiz, halkı temsil eden milletvekilleri cezaevinde ve oy kullandırılmadı. Bunun kendisi başlı başına faşizm örneğidir. Türkiye’yi karanlığı sürükleyecek, çoğunluğun azınlığa uyguladığı bir dikta uygulamasıdır bu. Biz bunu HDP olarak her yerde teşhir edeceğiz.

15 Temmuz darbe girişiminden bu yana zarar görmeyen hiçbir kesim kalmadı. Ne doktor ne öğretmen ne asker ne polis... Muhalif olan bütün kamu görevlileri, basın kurumları ve partimiz ile birlikte Meclis’te olmayan partiler de bu baskıdan payını alıyor.

‘KORKTUKLARI İÇİN YÜKSEKDAĞ VE DEMİRTAŞ CEZAEVİNDE’

Biz adliye önündeyiz, bu birilerinin utancıdır. Birileri kendi baskı rejimlerini inşa ederken siyasi rakiplerini cezaevine kapatacak kadar acizlik içindedir. Bizim adliye önünde olmamız büyük bir korkunun ifadesidir. Onlar korktukları için Yüksekdağ ve Demirtaş cezaevinde. Ama şunu unutmasınlar onlar tutuklansa da, hepimizi içeri de atsalar bu düşünceler bitmez. Hakikati kapatamazlar, demokrasi mücadelemizi engelleyemezler.

‘HAKİMLER TUTUKLANMAMAK İÇİN TUTUKLAMA KARARI VERİYOR’

Bu adliyelerde bugün kendi talimatlarıyla karar verenler bir sonraki gün aynı karar sebebiyle tutuklanabiliyorlar. Bu ülkede hakim ve savcıların kendi verdikleri karar sebebiyle, hükümetin hoşnut olmadığı hükümler verdikleri için tutuklandıkları bir tarihi dönemeçteyiz. Hakimler tutuklanmamak için tutuklanma kararı veriyor. Polisler soruşturmaya uğramamak için kendi arkadaşlarının ellerine kelepçe takıyor. Savunma baskı altında, avukatların rolü azalıyor.

Adana’dan Ankara’ya sesleniyoruz. Seçilmişlerin cezaevinde tutulabileceği bir dönem değil. Siyaset arenasında düşüncelerinizle muhalefete cevap verebilecekseniz biz hazırız. İstediğiniz arenada, istediğiniz televizyon kanalında, her platformda tartışmaya hazırız.

(Haber Merkezi)