HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, HDP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında Afrin Operasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Afrin’de düzenlenen operasyonu değerlendiren Kemalbay, “Bu operasyon, Zeytin Dalı adı altında bir işgaldir. Afrin’e Rojava’ya yönelik işgal girişimi ile karşı karşıyayız” dedi.

Uluslararası topluma çağrıda bulunan Kemalbay, “Bizler buradan bütün demokrasi güçlerine ve uluslararası kamuoyuna seslenmek istiyoruz. Afrin’de Kürt halkı yaşıyor. Rojava’da halklar bütün farklılıklarıyla yeni bir yaşam inşa ediyor. Rojava halkı müzakere süreçlerine katılmak için çaba harcıyor. Özgür eşit asil bir yaşamı inşa etmeye çalışıyor. Uluslararası kamuoyunu Rojava halkıyla, Afrin halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Kemalbay’ın açıklaması şu şekilde:

Kadın Meclisi’mizin olağan toplantısını gerçekleştirirken Diyarbakır’dan kalkan uçakların Afrin’i bombaladığını öğrendik. “Zeytin Dalı” adı altında bir operasyon düzenlendiği söyleniyor. Egemen iktidarların tarihinde hep böyle olmuştur. Ne zaman bir savaş, katliam olsa barışla anılan semboller kullanılır. Bu operasyon, Zeytin Dalı adı altında bir işgaldir. Afrin’e Rojava’ya yönelik işgal girişimi ile karşı karşıyayız.

‘AFRİN HALKLARIN BARIŞ İÇİNDE YAŞADIĞI ÖRNEK BİR YER’

Afrin’de 1 milyonu aşkın insan yaşıyor. Suriye savaşında belki de çatışmanın olmadığı yegane yerlerden biri Afrin. Savaştan kaçan birçok insan Afrin’de yaşamlarını sürdürüyor. Afrin’de ağırlıklı olarak Kürt halkı yaşıyor. Kürtler, Araplar, Ermeniler bir meclis oluşturarak doğrudan demokrasi örneğini savaş koşullarında hayata geçirmeye çalışan örnek bir yer.

‘AFRİN’DEN SALDIRI YOK, YALAN SÖYLÜYORLAR’

Şimdi AKP-Erdoğan-Bahçeli iktidarı tarafından güya Afrin’den Türkiye’ye saldırı varmış gibi açık bir şekilde yalan söyleyerek, Türkiye halklarını yanıltarak işgal girişiminde bulunuyor. Bu kabul edilemez.

‘BU OPERASYON SİVİLLERİN YAŞAMINI TEHDİT EDİYOR’

Şu anda Afrin’e yönelik bombardıman ve top atışları kadınların, çocukların, sivillerin yaşamını tehdit ediyor. Bu saldırı yakın bir tarihte demokratik bir müzakere sürecini başlatmış olan Suriye’deki demokrasi sürecini de baltalayan, yeniden çatışmayı savaşı kışkırtan bir adım olmuştur. Ne yazık ki AKP - Erdoğan rejimi gerçekleştirmiştir.

İdlib operasyonu yapıldığında göçleri önlemek istediklerini söylemişlerdi. Ama biliyoruz ki AKP-Erdoğan rejiminin İdlib’te cihatçı örgütlerle kurduğu ilişkilerle, Osmanlıcı hayalleriyle birlikte vesayet savaşına işaret ediyordu. AKP-Erdoğan rejimi Irak’ta Suriye’de maceraya atıldı, hepsinde de iflas etti, şimdi tekrar hamle yapıyor.

Bunu “terörist saldırı var” diyerek Türkiye halklarına anlatıyorlar. Özgür gazetecilik yapan kesimleri izleyenler bilirler ki Afrin’den Türkiye’ye bir çakıl taşı dahi atılmamıştır. Bu tamamen algı yaratmak için, savaşa gerekçe yaratmak için uydurulan bir söylemdir.

Zaten Suriye’deki maceracı politikalarını hayata geçirirken bu ülkenin MİT Müsteşarı “karşı tarafa geçer birkaç füze attırır savaşı başlatırız” demişti. Türkiye halklarına bu işgal girişimini makul göstermek için söylenen yalanlara bu ülkenin karnı tok.

‘BU OPERASYON, HALKIN RIZASINI ZORLA ALMA GİRİŞİMİDİR’

Bu aslında AKP-Saray rejiminin bir taraftan Osmanlıcı hayalleri doğrultusunda atılmış bir adımdır, öte taraftan Türkiye siyasetinde sıkışan, desteği azalan, tek adam rejimini tahkim etmek için Erdoğan rejiminin milliyetçi cenahı yanına alarak bir güvenlik korkusu yaratarak yeniden 1 Kasım’daki gibi bu halkın rızasını zorla alma girişimidir.

‘BU SAVAŞA TÜRKİYE YOKSULLARININ ÇOCUKLARI SÜRÜLECEKTİR’

Bu saldırı Türkiye halklarının ekmeğini küçültecektir. Türkiye yoksullarının çocukları bu savaşa sürülecektir. Kürt halkının demokrasi özgürlük taleplerini yok etmek için gerçekleşen bir saldırıdır. Bu coğrafyada halklar arasındaki duygu kopuşunu tetikleyecek bir işgal girişimidir.

Suriye’deki kanlı iç savaşta, Rojava coğrafyasında halklar için eşit, demokratik bir yeni yaşam inşa edilmiştir. Rojava halkı dünyaya örnek bir sistem inşa etmiştir. Bu sistem karşısında AKP-Erdoğan rejimi, IŞİD türevi örgütleri sürerek halkların umudunu karartmak istiyor. Öte taraftan da kendi topraklarında kuracağı tek adam rejiminin nasıl olacağının işaretlerini veriyor.

‘BU OPERASYON SAVAŞ SUÇU OLARAK ANILACAK’

Türkiye topraklarından geçen El Nusra, ÖSO unsurlarının geçişini sağlayan bu operasyon tarihte savaş suçu olarak anılacaktır. ÖSO ile iç içe giren, Türkiye halklarını birbirine kırdıran Türkiye savaş suçuna zemin hazırlamaktadır.

‘ULUSLARARASI KAMUOYUNU AFRİN HALKIYLA DAYANIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ’

Bizler buradan bütün demokrasi güçlerine ve uluslararası kamuoyuna seslenmek istiyoruz. Afrin’de Kürt halkı yaşıyor. Rojava’da halklar bütün farklılıklarıyla yeni bir yaşam inşa ediyor. Rojava halkı müzakere süreçlerine katılmak için çaba harcıyor. Özgür eşit asil bir yaşamı inşa etmeye çalışıyor. Uluslararası kamuoyunu Rojava halkıyla, Afrin halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz. Aynı zamanda Türkiye halklarını, işçi sınıfını, sendikaları, demokratik kamuoyunu bu işgale karşı demokratik tepkilerini göstermeye davet ediyoruz.

‘ERDOĞAN REJİMİNİN BU İŞGAL GİRİŞİMİ KABUL EDİLEMEZ’

AKP - Erdoğan rejiminin bu işgal girişimi kabul edilemez. Derhal durdurulması gerekir. Halkların özgür şekilde yaşayacağı demokratik cumhuriyet kurmak için atacağımız adımlarda Afrin savaşına karşı nasıl tutum aldığımız önemlidir. Bugün bu işgal girişimi karşısında olmazsak, Türkiye halklarının en önemli dinamiklerinden biri olan Kürt halkına karşı sorumluluklarımızı yerine getirmemiş oluruz. Bu da kopuşu beraberinde getirir. Herkes sağduyulu olmalı, iktidarı bu yanlış adımdan geri adım atmaya çağırmalıdır. Halkların kardeşliği için omuz omuza mücadele etmeliyiz. AKP - Erdoğan rejimi kendi iktidarını tahkim etmek için başlattığı işgal girişimine karşı halklar sesini yükseltmelidir.

Kaynak: Demokrat Haber