HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, milletvekilleri Abdullah Koç, Filiz Kerestecioğlu, Kemal Bülbül, Mehmet Rüştü Tiryaki, Meral Danış Beştaş, Murat Çepni, Oya Ersoy, Rıdvan Turan, Serpil Kemalbay, Şevin Coşkun ve Tülay Hatimoğulları ile Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında konuşan Oluç, “Bakın Van Gölü'nün bir tarafında Bahçesaray’da çığ yaşanmış, acılar var. Diğer tarafında Ahlat var. Bu kanun teklifinin 20’inci Maddesi’ne göre Cumhurbaşkanı’na Saray yapılması tartışılıyor. Yani Van Gölü'nün iki tarafından bahsediyoruz. Birinde acı var. Öbür yakası için  'Sarayı nasıl yapacağız' tartışması. Meclis'te grubu bulunan bütün partilere önerimiz çok açık: Gelin depremin yarattığı sonuçları araştırmak üzere, neler yapılması gerektiğini konuşmak üzere, birlikte ortak bir önerge verelim. Bunları tartışalım. Bir partinin önergesi olmasın, ortak önerge olsun. Gelin çığın ve tedbirsizliğin yarattığı sorunları bütün partiler ortak önerge verelim, tartışalım. Ve bugün, hem Elazığ’da hem Bahçesaray’da acıların yaşanmakta olduğu ve çok sıcak olduğu günde, henüz cenazelerin bile kaldırılmadığı bir günde, gelin hep birlikte tüm partiler ortak teklif verelim ve bunları konuşalım, imar meselelerini konuşmayalım. Rant alanlarının iktidarın eline nasıl geçeceğini konuşmayalım. Van Ahlat’ta yeni bir Saray yapımını konuşmayalım” dedi.

HDP’nin Meclis’te düzenlediği basın toplantısında yapılan açıklama şu şekilde:

"KURTARMA ÇALIŞMALARINDA BÜYÜK BİR TEDBİRSİZLİKLE ADIM ATILDIĞI İÇİN 38 YURTTAŞIMIZ HAYATINI KAYBETTİ"

Bugün vekillerimizle birlikte bir basın açıklaması yapma ihtiyacı hissettik. Büyük felaketler yaşadık arka arkaya. Önce Elazığ-Malatya depremi oldu, 41 insanımız yaşamını kaybetti. Büyük acılar yaşandı.

Arkasından Van Bahçesaray’da bir çığ meydana geldi. Önce bir minibüs içinde 5 insanımız öldü, 2 insanımıza henüz ulaşılamadı, yaralılar var. Ardından kurtarma çalışmaları esnasında ise büyük bir tedbirsizlikle adım atıldığı için, elimizdeki son verilere göre 38 yurttaşımız hayatını kaybetti. Hala ulaşılamayan insanlar var. Biz bütün bunları konuşurken, Sabiha Gökçen Havaalanı’nda uçak kazası meydana geldi. 3 insanımız hayatını kaybetti, yaralılar var.

Öncelikle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet; ailelerine, yakınlarına ve halkımıza başsağlığı ve sabır; yaralılara da acil şifalar diliyoruz.

"ARDI ARDINA YAŞANANLAR, HERHANGİ BİR FELAKETE KARŞI HAZIRLIKSIZ OLDUĞUMUZU GÖSTERMİŞ OLDU"

Aslında ardı ardına bu yaşananlar bize herhangi bir felakete karşı nasıl hazırlıksız olduğumuzu net bir şekilde göstermiş oldu. Elazığ-Malatya depreminde köylere günlerce yardım ulaştırılamadı. 4 gün boyunca bazı köylere hiç gidilmedi bile. Sonrasında yaşananları hep birlikte izledik.

Bütün bunlar olurken bizler, "depremzedeler için kullanılması gereken ve yıllardır Özel İletişim Vergisi adı altında toplanan deprem vergileri nereye harcandı" diye sorduğumuzda, bu iktidar ve yürütme tarafından bunu soranlar ‘utanmaz’ olarak ilan edildi.

Gerçekten sorularımıza büyük bir utanmazlıkla cevap verildi. Hala Elazığ artçı depremlerle sallanıyor, insanlar molozlar altında kalmamak için soğuğa rağmen çadırlarda yaşıyor. Son derece vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.

"ÇIĞ KONUSUNDA CİDDİ İDDİALAR VAR"

Van Bahçesaray’ı bilenler bilir zaten; normal zamanlarda bile, kar-kış olmadan o yolda yolculuk yapmak son derece sorunludur, yol açısından son derece sıkıntılı bir güzergahtır. İşte kış koşullarında bir çığla karşı karşıya kalındı ve sonuçlar hepimizce görülüyor.

Şimdi özellikle ikinci çığ açısından çok ciddi iddialar var. Çığ konusunda ciddi tedbirsizlikler var, çığ felaketinde atılmaması gereken adımların atıldığına dair çok ciddi iddialar var. Elbette  henüz insanlar çığın altından çıkarılamamışken bunları konuşmak, kaç kişinin çığın altında olduğu bile resmen belli değilken bunları konuşmak kolay değil. Bunları daha sonra konuşacağız.

"ÇIĞ ALTINDA İNSANLAR VARKEN ERDOĞAN'IN YAPTIĞI KONUŞMAYA 'PES' DİYORUZ"

Bütün bunlar yaşanırken medyada tuhaf işler oluyor. Dün Bahçesaray’dan yapılan yayınlar kesilip, AKP Genel Başkanı'nın konuşması yayınlandı. Ve orada yaptığı konuşma, gerçekten belge olsun ve herkesin hatırında kalsın diye bir kez daha söylemek istiyoruz: “Çığdan yeni bir haber geldi. Çığ altında kalanların sayısı 33 oldu. Allah rahmet eylesin. Maalesef çığ, heyelan bütün bunlar tehdit. Ve TOKİ vasıtasıyla bugüne kadar 4 bin 794 konut inşa ettik. Nereden nereye geldiğimizi en iyi siz biliyorsunuz.” Cümle buydu.

Nereden nereye gelindiğini biz gayet iyi biliyoruz. Gerçekten Türkiye’nin yarısından fazlası bu iktidarın nereden nereye geldiğini biliyor ve bu cümlelere 'pes' diyor. Onun için konu TOKİ. 'Deprem vergileri nereye gitti?' diyenlere 'utanmaz' diyenler, hakikaten 'pes' dedirtecek ibretlik cümleler kurdular.

"ÜLKE ACI YAŞARKEN MECLİS’TE RANT YASALARI TARTIŞILIYOR"

Bütün bunlar olurken, Meclis'te şöyle bir durum ile karşı karşıyayız; Gündemde Coğrafi Bilgi Sistemleri adı altında bir kanun teklifi var. Bu kanun teklifinin maddelerine baktığımız zaman,  çoğunluğu imar kanunlarıyla ilgili. Belediyelerin yetkilerinin Çevre Şehircilik Bakanlığı’na, Cumhurbaşkanlığı’na, TOKİ’ye nasıl devredileceğine dair maddelerin olduğu bir kanun teklifi ile karşı karşıyayız. Yani rant alanlarının yeniden nasıl iktidarın eline geçeceğine dair bir kanun teklifi tartışılıyor bütün bunlar olurken.

"VAN GÖLÜ'NÜN BİR YAKASINDA YAS, BİR YAKASINDA SARAY YAPMA HESAPLARI VAR"

Bakın Van Gölü'nün bir tarafında Bahçesaray’da çığ yaşanmış, acılar var. Diğer tarafında Ahlat var. Bu kanun teklifinin 20’inci Maddesi’ne göre Cumhurbaşkanı’na Saray yapılması tartışılıyor. Yani Van Gölü'nün iki tarafından bahsediyoruz. Birinde acı var. Öbür yakası için  'Sarayı nasıl yapacağız' tartışması. Anayasa Mahkemesi’nin bozmuş olduğu kanunu tekrar nasıl kanunlaştıracağız konusu, 20’inci Madde’de karşımıza gelmiş.

"SARAY YAPIMINI, RANT ALANLARINI DEĞİL ORTAK ÖNERGEYLE DEPREMİ, ÇIĞI, TEDBİRSİZLİĞİ KONUŞALIM"

Bu nedenle bu tartışmanın doğru ve ahlaki bir tartışma olduğunu düşünmüyoruz. Meclis'te grubu bulunan bütün partilere önerimiz çok açık:

Gelin depremin yarattığı sonuçları araştırmak üzere, neler yapılması gerektiğini konuşmak üzere, birlikte ortak bir önerge verelim. Bunları tartışalım. Bir partinin önergesi olmasın, ortak önerge olsun.

 Gelin çığın ve tedbirsizliğin yarattığı sorunları bütün partiler ortak önerge verelim, tartışalım. Ve bugün, hem Elazığ’da hem Bahçesaray’da acıların yaşanmakta olduğu ve çok sıcak olduğu günde, henüz cenazelerin bile kaldırılmadığı bir günde, gelin hep birlikte tüm partiler ortak teklif verelim ve bunları konuşalım, imar meselelerini konuşmayalım.

Rant alanlarının iktidarın eline nasıl geçeceğini konuşmayalım. Van Ahlat’ta yeni bir Saray yapımını konuşmayalım.

"MECLİS’TEKİ SARAY TARTIŞMALARINA KATILMAYACAĞIZ"

Bizim siyasi parti gruplarına açık önerimiz budur. Bu önerimiz kabul edilmediği takdirde, bugün Genel Kurul’da bu kanun teklifinin tartışmalarına katılmayacağız. Hem sizlerle hem de kamuoyu ile paylaşmak istedik.

Partimizin heyeti hem dün hem de bugün Bahçesaray’dadır. Dün hastaneleri ziyaret etiler, ailelerle görüştüler.

Bugün Eş Genel Başkanımız ve vekil heyetimiz oraya gitmek için yola çıktı. Heyetimiz önümüzdeki birkaç saat içinde orada olacaktır.

Tabii bu dayanışma hepimiz için çok önemli. Diğer parti ve STK’lar ile halkın dayanışması  acıları paylaşmak açısından çok büyük önem taşıyor. Böyle günlerde dayanışmanın önemi bir kez daha ortaya çıkar.

Biz de bu konudaki çalışmalarımızı büyük bir ciddiyetle devam ettireceğiz. Bundan sonra bu tür felaketlerin yaşanmaması için hem Meclis’te hem başka alanlarda hangi tedbirlerin alınması gerektiğini mutlaka ama mutlaka hem Meclis’te hem her yerde, hem deprem hem de çığ konusunda, hem de her türlü doğa felaketi konusunda tartışacağız ve bu konularda elimizden geleni yapacağız.