Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) yerel seçilerine dair hazırladığı seçim videosu hiçbir televizyon kanalı tarafından reklam olarak yayınlanmadı.

HDP Basın Bürosu ise #EldenElePaylaşalım etiketiyle sosyal medya kampanyası başlatarak videoyu yayınladı.

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, konuya dair açıklamalarda bulundu. HDP olarak her seçim döneminde olduğu gibi önceden hazırladıkları filmleri televizyon kanallarına gönderdiklerini aktaran Oluç, "Her zaman yaptığımız şey kanallarla konuşarak ‘reklam filmimizi göndereceğiz’ deyip onların reklam tarifesini almaktır. Reklam filmlerimizi hazırlayınca da TV kanallarına göndeririz. Onlar, hukuki denetimden geçirirler. Filmlere bir itirazları varsa bize bildirirler biz de düzeltmeyi yaptıktan sonra tekrar kanallara göndeririz. Bu süreç de böyle işledi" diye belirtti.

‘9-10 MART' DA REKLAM FİLMLERİNİ YAYINLANACAKLARDI’

TV kanallarının reklam filmlerine ilişkin herhangi hukuki bir sorun olmadığını söyleyerek, 9-10 Mart günü videonun yayına gireceği yönünde kendilerine bilgi verdiğini belirten Oluç, "Söylenen tarihte reklam filmlerimiz yayınlanmayınca, Pazartesi günü sebebini öğrenmek için TV kanallarını aradık. Daha önce hukuki açıdan bir sorunun olmadığını söyleyen kanalların bir kısmı hiç gerekçe göstermeden hukuki denetimin devam ettiğini söylediler. Bir kısmı telefonlarımızı dahi açmadılar. Mahcubiyetten cevap dahi veremediler. Ortada yayınlamama gerekçesi yok" ifadelerini kullandı.

'BU DURUM İKTİDAR BASKISININ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR'

Oluç, şunları söyledi:

"Kanallar üzerinde büyük bir iktidar baskısının olduğu çok net olarak görülüyor. Çeşitli cezalardan korkuyorlar. Kimisi ticari olarak para cezası alacağından, kimisi işlerinin kesileceğinden, reklamlarının azaltılacağından yani iktidarla herhangi bir şekilde kötü olmak istemediklerinden partimizin reklam filmlerini yayınlamadılar. İktidarı eleştiren herhangi bir şeye yol vermek istemiyorlar. Bu durum iktidarın çok açık bir baskısının olduğunu gösteriyor. İktidarın baskısı var ama nihayetinde medya etiği,  iletişim etiği diye bir şey var. Dolayısıyla iktidarın baskısına karşı bir tutum almaları gerekiyordu. Çünkü hukuken sorun olan bir durum yoktu.  Onlar da iktidarın baskısına boyun eğiyorlar. Her hangi bir şekilde evrensel olan medya etiğine uymuyorlar. Bizler de zaten kullanmakta olduğumuz sosyal medya aracılığıyla bu durumu duyurmaya devam ediyoruz.”