Türkiye'nin 99 yıldır inkar politikasını sürdürdüğünü, soykırımı savunduğunu belirten HDP, "Uluslararası Soykırımı Önleme Sözleşmesi"nin de bir gereği olarak devletin, soykırımı kabul etmesi, mağdur halklar ve inançlardan, bireylerden özür dilemesini istedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu, Ermeni soykırımının 99. yıldönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.

HDP, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin örgütü Teşkilat-ı Mahsusa tarafından 99 yıl önce Ermeni aydınlarının evlerinden alınarak zorla sürgüne gönderildiği ve katledildiği 24 Nisan 1915'in, Ermeni soykırımının da başlangıcı olduğunu belirtti.

'99 YILDIR TÜRKİYE SOYKIRIMI SAVUNUYOR'

Bu topraklarda çok acılar yaşandığını kaydeden HDP, Hamidiye Alayları'nın 1894-96 katliamlarını, 1908 Meşrutiyeti'nin ardından 1909 Adana katliamını, 1915 soykırımı öncesinde gerçekleştirilen katliamları hatırlattı. Ermeni, Süryani, Rum ve Alevilerin bu coğrafyada katliamlara uğradığını vurgulayan HDP, "1915 ise Ermeni ve Süryani halkları için planlı bir etnik kimlik ve inanç soykırımıdır. Büyük Felaket'in (Metz Yeğern) üzerinden 99 yıl geçmiş olmasına rağmen, Türkiye Devleti inkar politikasını halen sürdürüyor, soykırım gerekçelerini halen savunuyor" dedi.

"DEVLET İMZALADIĞI SÖZLEŞMENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRSİN'

Bu topraklarda sermayenin Türkleştirilmesi ve farklılıkların tekleştirilmesi politikalarının, soykırımdan kaçarak kurtulan Ermenilerin yerlerine dönüşünün yasaklanması, 1936 Beyannamesi, Varlık Vergisi, Vakıflar Kanunu, 6-7 Eylül Pogromu ile varlığını sürdürdüğüne dikkat çekti. HDP, şunları kaydetti: "Bu topraklarda Ermeni ve Süryanilerin yaşadığını unutturmayı hedefleyen devlet; Ermeni ve Süryanilere ait mezarlıkların, okulların, kiliselerin büyük bir kısmını yok etti, yok edemediğini gasp etti, yer adlarını değiştirdi. Devletin her kademesinde yapılan fişlemeler, ders kitaplarındaki hakaret ve nefret söylemleri, Hrant Dink ve Sevag Balıkçı'nın katli davalarında hukukun işlevsizleştirilmesi, okulların, inanç merkezlerinin ve inanç önderlerinin üzerindeki tahakküm, tekçi ve baskıcı devlet anlayışının en açık göstergeleridir."

HDP'nin Türkiye'nin, imzaladığı "Uluslararası Soykırımı Önleme Sözleşmesi"nin de bir gereği olarak soykırımı kabul etmesi, mağdur halklar ve inançlardan, bireylerden özür dilemesi, sorumluları ve failleri ifşa etmesi, yaraları samimi bir yaklaşımla sarması ve mağduriyetlerin ortadan kaldırmak için adım atması gerektiğini kaydetti.

HDP, "Dünyadaki örneklerden de biliyoruz ki, insanlık suçu olan soykırımları lanetlemek, hakikatlerle yüzleşmek ve özür dilemek toplumsal barışın inşası, vicdan ve adalet duygularının gelişmesi için olmazsa olmaz koşuldur. Acıları paylaşmak, ortak düşünmenin, demokratik bir geleceği birlikte kurabilmenin de parçasıdır aslında" diyerek, bunun, Türkiye halklarının barış ve eşit yurttaşlık ilişkisi içinde bir arada yaşayabilmesinin de yolu olduğunu belirtti.

'TÜRKİYE-ERMENİ SINIRI KOŞULSUZ AÇILSIN'

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "1915 soykırımının 100. yılına girerken ilk yapılması gerekenler arasında, tek taraflı kapatılan Türkiye-Ermenistan sınırının koşulsuz açılması; kökenleri bu topraklarda olan Diaspora Ermeni ve Süryanilerine yurttaşlık haklarının verilmesi; fişlemelerin son bulması, ders kitaplarındaki nefret söylemlerinin temizlenmesi; soykırım mağdurlarına tazminat verilmesi; Süryani halkının da Lozan Anlaşması kapsamındaki ‘Azınlık Hakları'ndan yararlandırılması; Ermeni ve Süryani halklarının okul, kilise gibi kamusal alanlarının iade ve restore edilmesi gelir."

HDP, "Anadolu'nun kadim halklarının torunları olarak, 99 yıllık utançla yüzleşiyoruz; Ermeni ve Süryani halklarının acılarını paylaşıyor, yaşanmış olan insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyor, ve o süreçte yaşamını yitirenleri hüzün ve saygıyla anıyoruz" dedi.

Emek Partisi Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamada da “Soykırımın 99. Yıldönümünde tüm Ermenilerin acısını paylaşıyoruz” denildi.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüleri Sevil Turan ve  Naci Sönmez tarafından yapılan açıklamada ise “Avrupa Birliği üyesi, gerçek demokrasinin hâkim olduğu, halkların kardeşçe yaşadığı bir ülke için soykırımla yüzleşmek, halk ve devlet olarak sorumluluğumuzu kabul etmek elzemdir” ifadelerine yer verildi. (ETHA)