HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir'in TBMM'nin 2018 Bütçe görüşmeleri sırasında 'Kürdistan' ifadesini kullanmasının ardından başlayan tartışma ile ilgili değerlendirmede bulundu. 

Yıldırım, "Kürdistan" gibi kavramları inkâr etmek bu ülkenin kadim tarihini inkar etmektir " dedi. 

Meclis’te devam eden bütçe görüşmeleri sırasında söz alana Yıldırım'ın konuşmasının satır başları şöyle: 

Hangi partiden hangi hatip İç Tüzük'ün tanımladığı söz hakkını kullanmak isterse siz verseniz asla rahatsız olmayız, vermeseniz onların söz hakkını sonuna kadar savunuruz.

ERDOĞAN İSABET BUYURMUŞ 

Daha önce şu Genel Kurul’da Kürdistan" sözcüğünün kullanılmasıyla ilgili yürüyegiden bir tomar tartışma var. Ben de naçizane 21 yıl boyunca coğrafya kürsüsünde akademisyenlik yapmış ve yer adları, coğrafya adları çalışmış bir arkadaşınız olarak söylüyorum. 2012 yılının Kasım ayında Diyarbakır'da Kantar Kavşağı Meydanı'nda Sayın Erdoğan'ın yapmış olduğu konuşmada sıklıkla kullandığı Kürdistan mevzusuna girmeyeceğim.

Kullanabilir. O zaman ana muhalefet ve muhalefet partileri itiraz edince çıkıp kendi grup toplantısında "Kürdistan" sözcüğünün neden kullanılması gerektiğini savunmuştur. Bakın, sadece "Kürdistan"'ı kullanmamış, neden kullanılması gerektiğini de anlatmışlardır. Aynen coğrafyacıların ve akademisyenlerin daha etraflıca açtığı üzere ne demiştir? Bunun sosyolojik, tarihsel ve coğrafik arka planını açıklamaya çalışmıştır. İsabet buyurmuştur.

TARİH, ÇOĞRAFYA, SOSYALOJİK KIYTIRIK YASALARLA ESNETİLEMEZ 

Az önce Sayın Muş diyor ki: "Yasaların, Anayasa'nın tanımladığı bölgeler, iller, yerleşim birimleri vardır." Amenna. Şimdi soruyorum: Bakın, Sayın İbrahim Aydemir arkadaşımız Serhat bölgesi milletvekilidir. Yasada yeri yok. Veya bakın, şurada oturan, Trakya bölgesinden gelen milletvekili arkadaşlarımız var. Serhat bölgesi, Trakya bölgesi yasaca tanımlanmamıştır ama gücünü, bağlamını tarihten alır, sosyolojiden alır, coğrafyadan alır. Öyle tarih, coğrafya, sosyoloji eğilip bükülecek, böyle kıytırık yasalarla, İç Tüzük maddeleriyle esnetilebilecek şeyler değildir. 

"KÜRDİSTAN" GİBİ KAVRAMLARI İNKAR ETMEK BU ÜLKENİN KADİM TARİHİNİ İNKAR ETMEKTİR 

İnsanların beyninde, belleğinde, yüreğinde, vicdanında, ahlakında yüz yıllar boyunca yerini edinmiştir. Bu anlamda "Trakya" gibi, "Serhat" gibi, "Lazistan" gibi, "Anadolu" gibi, "Rumeli" gibi, "Kürdistan" gibi kavramları inkâr etmek bu ülkenin kadim tarihini inkâr etmektir. Bu halkların sarsılmaz bağlarının altına dinamit koymaktır. Bu ülkenin bir bölümünün tarihine, kültürüne, coğrafyasına, kent gerçekliğine, sosyal yaşamına saygı duyarken diğerini reddetmek anlamına gelir. 

KÜRDİSTNA'I BİRLEŞTİRECEK BİR YAKLAŞIM OLARAK DİLE GETİRİYORUZ 

Biz "Kürdistan" derken, asla ve kata, bu ülkeyi bölmek üzerine kurgulanmış bir söylem geliştirmek üzere kullanmıyoruz, bilakis bu ülkeyi birleştirecek, gücünü tarihten alacak bir yaklaşım olarak dile getiriyoruz.

Bir diğer yandan, bu ülkeyi bütünleyen, herkesi eşitleyen, kardeşlik bağlarını güçlendiren dil ve argüman mı esas alınacak, yoksa ötekileştiren, kamplaştıran, bölen, parçalayan ve duygusal kopuşa götüren bir dil ve söylem mi esas alınacak; burada karar verilmek zorundadır. Sizden de istirham ediyorum, bu ülkenin tarihine ve geçmişine ne olursunuz hep birlikte sahip çıkan, onu güçlendiren bir tavır takınalım.

Kaynak: Demokrat Haber