HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, Anayasa değişikliğinin 3. maddesine dair görüşmelerde, "Seçime dayalı otoriter sistem örneği olacaktır. Türkiye'yi buraya götüren bir değişiklik tartışıyoruz şu anda. OHAL var demokratik bir ortam yok. Meclis'in üçüncü büyük gurubu her açıdan izole edilmiş, eşbaşkanları tutuklu" dedi. 

Meclis Genel Kurul'un 55. bileşim 3. oturumu açıldı. Anayasa değişiklik öngören teklifin 3. maddesi üzerinde görüşmelere geçildi. 

HDP adına anayasa profösörü olan Mardin Millvetikil Mithat Sancar söz aldı. Sancar, 2011 yılında Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na atıfta bulunarak, "3'üncü madde vekillik yaşını 18'e indiriyor. Olumlu bir düzenleme. 2011 anayasa uzlaşma komisyonu sırasında BDP bu öneriyi getirdi. O zaman dalga geçilmişti AKP tarafından. Şimdi büyük bir reform olarak sunuyorlar. Ancak bu madde üzerinden bir değerlendirme yapmayı gerekli görmüyorum. Esasa ilişkin olmayan düzenlemeleri getirme taktiği AKP'de de ezelden beri var. Asıl meselenin üzerini örtme amacı taşıyor" diye konuştu.

Anayasa değişikliğinin bir sistem değişikliği olduğunu vurgulayan Sancar, "Reim değişkilğine kadar varıyor. Hükümet sistemi değişikliğinin çok ötesinde. Türkiye'de demokrasiyi de ve cumhuriyeti de bitirecek bir yoldur. Son derece hayeti ve kritik bir teklifi tartışıyoruz. AKP temsilicileri ve hükümet adına konuşan bakanlar bu tellifi birkaç gerekçe ile savunuyor" dedi. 

'İSTİKRAR GEREKÇESİ İNANDIRICI DEĞİL'

AK Parti'nin "istikrar getirecek" şeklinde teklifi savunduğunu söyleyen Sancar, şunları belirtti: "Bu sistemin istikrar getireceğini söylüyorlar. İstikrar açısından baktığımızda AKP'nin güçlendiği dönemlerde istikrarsızlık yaşandığını göryoruz. AKP oylarını 2011 seçimlerinde en yüksek seviyeye çıkardı. O günden bu güne istikrarsızlık artarak devam ediyor. Tek nefes aldığımız dönem 2015 7 Haziran sezçimleriydi. İlk defa AKP, tek başına hükümeti kaybetti. Toplumda büyük bir iyimserlik ve umut havası oluşmuştu. Bu havayı dağıtmak için seçimlerin sonuçlarını geçersiz kıldılar. 1 Kasım seçimler yenilendi. AKP yine tek başına hükümet kurma çoğunluğu elde etti. Her alanda istikrarsızlık derinleşti. Türkiye, siyasi, toplumsal, ekonomik açından her anlamda derin krizler yaşıyor. Bu açıdan istikrar gerekçesinin hiç bir inandırıcı tarafı yok."

HUKUK DEVLETİ

Sancar, AK Parti hükümetinin teklifi savunduğu bir başka gerekçinin "hukuk devleti" olduğunu söyleyen Snacar, şunları ekledi: "Hukuk devletinin 2 kuralı var. Yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı. Bu teklifte kuvvetler ayrılığı var mı? Cumhurbaşkanında nihai olarak bütün yetki toplanıyor. Yargı bu sistemde bir fren ve denetleme olması gerekiyorken cumhurbaşkanını denetimi altına sokuluyor. Yargı bağımsızlığı kaldırılıyor. Yargı alanında verilen yetkileri okursak bu söylediğim çok daha iyi anlaşılır. Cmhurbaşkanı Hakimler ve Savcılar Kurulu ile 13 üyenin 6'sını Cumhurbaşkanı atıyor. Kalan 7 üye de Meclis seçecek. Ama cumhurbaşakın partili. Cumhurbaşkanı seçimi ile Meclis'i oluşturacak genel seçimler aynı tarihte olacaktır. Meclis çoğunluğu cumhurbaşkanı ile aynı partiden olacak. Yani Cumhurbaşkanı 13 üyeyi de kendisi belirleycek. Anayasa mahkemesinin 15 üyesinin 12'sini doğrudan seçiyor. 3'ünü de kendi yetkisi altındaki Meclis seçecek. Birinci maddeye yargı tarafsızdır diye koydular ama ön şart yargı bağımsız olmalıdır. Yargı bağımsızlığının olmadığı bir yerde tarafsızlık da mümkün değildir."

'OHAL VAR DEMOKRATİK ORTAN YOK'

Sancar, AK Parti hükümetinin bir başka gerekçesinin de "demokrasi" olduğunu söyledi. Anayasa görüşmelerinin OHAL'de yapıldığına dikkat çeken Sancar, "Seçim demokrasinin vazgeçilmez şartıdır. Seçimin var olması bir sistemi demokrasi olarak nitlemeye yetmez. Türkiye ile ilgili raporlara bakınca Türkiye kusurlu demokrasi katogorisinden dahi çıkartılmıştır. Şimdi, 'seçimli otokrasi' diyor bazı kuruluşlar. Seçime dayalı otoriter sistem örneği olacaktır. Türkiye'yi buraya götüren bir değişiklik tartışıyoruz şu anda. Hangi şartlarda tartışıyoruz biz bu değişikliği. OHAL var demokratik bir ortam yok. Meclis'in üçüncü büyük gurubu her açıdan izole edilmiş. Eş başkanları tutuklu" diye konuştu.

HDP'ye yönelik baskılara işaret eden Sancar, "Bu teklif geçerse meydana inilecek, referandum için 'Hayır' kampanyasının en etkili aktörünün elini kolunu bağlayarak 'evet' kampanyası yürütmeyi içinize sindiriyor musunuz, buna demokrasi diyor musunuz?" dedi.

'BİZ GETİRSEK EVET DER MİYDİNİZ?'

Sancar, Ak Parti'li vekillere seslenerek, şunları söyledi: Yarın bir gün başkanlık sisteminde AKP kaybederse, rakibi olan siyasi güç kazanırsa, bu sistem yerleşirse sonu intikamcılıktır. Başkanlık sisteminde seçimi kazanan her şeyi alır... Seçimi alan siyasi güç çıktı dedi ki 'AKP terörist bir örgüttü.' OHAL ilan etti ve sizleri içeri aldı. Sonu bitmez bir intikamcılığı görüyorsunuz Türkiye'yi. Keyfi davranan yönetim zihniyeti her an size dönebilir. Biz HDP olarak yüzde 50 olsaydık ve şu teklifi getirseydik kabul edecek miydiniz? Samimi şekilde kabul ederim diyen çıksın, ben 'evet' oyu vereceğim." 

'1924'DE YAPILDIYSA BU MECLİS DE YAPACAKTIR'

Sancar, son olarak 1924 yılında Meclis'in Cumhurbaşkanı'na verilecek yetkileri reddettiğini hatırlattı ve "Meclis Mustafa Kemal'e vermedi bu yetkiyi. Cumhurbaşkanı yetkilerini reddetti. O Meclis yapıyorsa tek parti dönemi altındaki Meclis, bu Meclis'te yapacaktır" dedi.

'DEVLET KRİZİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

CHP adına söz alan Haluk Koç da, "Böyle bir paketin içerisinde bu maddenin yer alması zehrin dışında bir şeker kaplaması olarak gözüküyor" değerlendirmesi yapdı.
"Bu teklifle iki yüz yıllık Türkiye'yi geleneğinden, rotasından çıkartmıyorsunuz, aynı zamanda üzülerek söylüyorum ekonomik, sosyal ve siyasal bir çöküşün de temelini atıyorsunuz" diyen Koç, bir yönetim ve devlet kriziyle karşı karşıya olunduğunu söyledi.

Koç, şöyle konuştu: "Eğer bu anayasa değişikliği bir pazarlıkla yapılacak ise hangi pazarlıklarla hayata geçtiği bu millet tarafından öğrenilecektir ve bu pazarlığı yapanlar bu milletin vicdanında mahkûm olacaklardır... Bu teklif kabul edilirse Türkiye'de bugün yaşanılan hiçbir sorun çözülemez, bütün sorunlar katlanarak karşımıza gelir."