HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun paylaştığı Man belgeleri ile ilgili konuşan Paylan, "2 yıl sonra da bu Man belgelerinin başka ülkelerin mahkemelerinde ortaya çıkmasını istemiyorsak biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bir pozisyon almalıyız. Çünkü bu pozisyonu almadığımız zaman bunun bedelini 80 milyon ödüyor. İşsizlikle, yoksullukla, yoksunlukla ödüyor" dedi.

Paylan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Geçen yılbaşında dedik ki: "Büyük bir musibet atlattık, ülke olarak bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Siyasi meselelerimiz var. Oturup bu siyasi meselelerimizi tartışalım". Oralı olmadınız. Bunu birileri Allah'ın lütfu olarak gördü ve maalesef topyekun siyaset kurumunu tarumar etme girişimine meyletti. Nihayetinde dolar 4 liraya fırladı, hani 4 işareti yapıyorsunuz ya, faizler yükseldi, enflasyon yükseldi.

Sonrasında ne oldu? Dedik ki: "Siyasi bir mesele var. Bünye hasta, bünyenin gerçek anlamda bir tedaviye ihtiyacı var". Siz ne yaptınız? Bünyeye kortizon verdiniz. Meselenin siyasi bir mesele olduğunu, palyatif tedbirlerle çözülemeyeceğini, kortizon tedavisiyle bünyenin iyileşemeyeceğini görmemiz lazım. Bakın, ne oldu? Dolar tekrar 4, faizler 15-16'ya yükselmiş durumda, enflasyon 12 ve yükseliyor, işsizlik 11'in üzerinde, genç işsizlik 25, 26, 27'lere yükselmiş durumda ve bünye tekrar kendini kötü hissediyor.

80 milyon soruyor: "Ne oluyor?" Esnaf yine iş yapamıyor, sanayici yine korku içinde, yatırımcılar korkuyor, işçiler işini kaybetmekten korkuyor, çiftçi korkuyor; 80 milyon kaygı içinde. Demek ki mesele kortizon tedavisi değilmiş. Mesele, oturup bütün meselelerimizi siyasi kurum olarak önce Meclis’te, sonra bütün sivil toplum kuruluşlarıyla beraber, 80 milyonla beraber çözebilmekteymiş. 

DOSYALAR ABD'DE AÇILDI

Geçmişte bazı dosyalar ortaya çıktı. O dosyalarla ilgili, "Şunun çıkardığı dosyalar, bunun çıkardığı dosyalar dediniz." Pek çok ipucu vardı. O ipuçlarına Meclis olarak bakabilseydik, Meclis olarak bir araştırma komisyonu ortaya koyabilseydik Türkiye Büyük Millet Meclisi bu meseleye el atmış olacaktı. Zarrab'ın yaptığı bütün organizasyonu bütün boyutlarıyla ortaya koyabilmiş olacaktık. Ne oldu? Üstünü örttünüz çoğunluk partisi olarak. Ne oldu? Birileri o dosyaları aldılar, Amerika'da ortaya koydular. Reza Zarrab'a da dediler ki: "Seni orada öldürürler, ortadan kaldırırlar. Sen gel buraya, sana da güvence."

Sonucunda ne oldu? Türkiye'nin meselesi, Türkiye'nin kirli çamaşırları başka bir ülkenin mahkemelerinin konusu oldu. Bu, hepimiz adına bir utançtır, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına bir utançtır, Türkiye'nin yargı kurumları adına bir utançtır. 

Bakın, meselelerin üzerini örtmek artık 2017 dünyasında işe yaramıyor, o meseleler başka bir yerde başka şartlarda ortaya konuyor. O açıdan yapmamız gereken, bütün bu meselelerde Meclis denetimini, yargı denetimini esas almaktır. Meclis olarak, yurt dışında bulunan, o vergi cennetlerinde bulunan bütün bu rakamları incelememiz lazım.

Panama'da milyarlarca dolarlık belge faş oldu. Siyasi ahlak ve etik çerçevesinde Panama belgelerinde ismi olanlar hemen istifa ettiler bazı ülkelerde. Meselenin yalnızca kanuni olup olmadığı değil, ahlaki ve vicdani olup olmadığı bir siyasetçi için önemlidir. Bir siyasetçi, siyaset yaptığı ülkenin vatandaşlarına karşı sorumludur. 80 milyona vergi yüklerken o parayı alıp vergi cennetlerine götüremeyeceğini kanuni olarak değil, vicdani ve ahlaki olarak değerlendirmek zorundadır. Eğer o siyasetçi değerlendirmiyorsa Meclis, yargı o değerlendirmeyi yapmak zorundadır. 

VERGİ CENNETLERİNE AKAN PARA 80 MİLYONA AKABİLİRDİ

Hani Sayın Başbakan "Oğlumun dokunulmazlığı yok, soruşturun" diyor ya, biz önerge verdik. Türkiye Büyük Millet Meclisi, başka meclisler gibi, bu vergi cennetlerine akan rakamlarla ilgili bir pozisyon alabilirdi. Eğer bunu almış olsaydık, bir araştırma komisyonu kurabilmiş olsaydık, emin olun bu gidişatı, bu çarkı tersine döndürürdük. O zaman o vergi cennetlerine akan para 80 milyona akmaya başlardı.

Bugün de yine bazı belgeler ortaya çıktı. Man Adası belgeleri. Yalan diyebilirsiniz, iftira diyebilirsiniz ama “mahkemeye gidin" diyemezsiniz çünkü mahkemeye gidince ne olacağını çok iyi biliyoruz. Mahkemeler vesayet altında, o bir. Ayrıca Mahkemeler kanuni noktada bakarlar, vicdani ve ahlaki boyutuyla bakamazlar. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi vicdani ve ahlaki boyutuyla ilgili bakabilir.

2 yıl sonra da bu Man belgelerinin başka ülkelerin mahkemelerinde ortaya çıkmasını istemiyorsak biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bir pozisyon almalıyız. Çünkü bu pozisyonu almadığımız zaman bunun bedelini 80 milyon ödüyor. İşsizlikle, yoksullukla, yoksunlukla ödüyor.

Kaynak: Demokrat Haber