Tüm gün kadınların yaşadığı sorunların tartışılacağı Vicdan ve Adalet Nöbeti'nde konuşan HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, "Kadınlar, bu ülkeyi yeniden elleriyle inşa edecekler" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda başlattığı Vicdan ve Adalet Nöbeti 5'nci günüden devam ediyor. Tüm gün kadınların ziyaret edeceği ve Türkiye’de yaşadıkları sorunlar ve mücadele geçmişinin konuşulacağı nöbette basın açıklamasını HDP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu yaptı.

'ADALETİN OLMADIĞI YERDE DUVARLAR YÜKSELİR'

“Adaletin olmadığı yerde, büyük hapishaneler inşa edilir” diyen Kerestecioğlu, “Bir ülkede, onlarca milletvekilinin 3 aşamalı bariyerler, zırhlı araçlar ve polis otobüsleriyle halktan soyutlandığını görenlerin ilk söyleyeceği, bu ülkede adaletin olmadığıdır.

Adalet azaldıkça duvarlar yükselir. 5 gündür bu parktayız. Biz bu parkta, geceleri adalet duygumuzla huzur içinde uyuyabiliyoruz. Ama emin olun, biri Saray’da rahat uyuyamıyor! İşte bütün bu bariyerleri bu yüzden dikiyorlar. Burada bulunduğumuz 5 gün boyunca,

Vicdan ve Adalet Nöbeti'nde adalet yasaklandı. Avukatların cübbeleri, müzisyenlerin enstrümanları sanki bir suç aletiymiş gibi içeri sokulmadı. DİSK üyeleri, önlüklerini binbir mücadeleyle içeri alabildiler. Tüm bu yıldırma teşebbüslerine karşın dostlarımız, kurumlar, siyasi örgütler, sivil yurttaşlar, ilçe örgütlerimiz, dirençle, dirayetle buraya nöbet tutmaya geldiler. Hepsine binlerce kez teşekkür ediyoruz” dedi. 

'DEMOKRASİ KÜRSÜSÜ KADINLARIN OLACAK'

Bugün Adalet ve Vicdan Nöbeti’ni Türkiye’de eşitliğe en çok ihtiyaç duyan kadınların ziyaret edeceğini dile getiren Kerestecioğlu, “Nöbette bugün, kadınların Türkiye’de yaşadıkları sorunları ve mücadele geçmişini konuşacağız. Gün boyu parkta kadınlar söz alacaklar. Burası kadınların kürsüsü olacak. Kadınlar inatla, mor iğnelerini kuşanarak girecekler bugün buraya. Fakat tabi yine polisler, zırhlı araçlar, otobüsler karşılayacak kadınları" dedi.

Türkiye'nin milli gelirinin yüzde 4’ünden fazlasını güvenliğe harcayan bir ülke olduğunu kaydeden, "İç güvenliğe ayrılan kamusal kaynaklar, artık eğitim ve sağlığa ayrılanın önüne geçmiş durumda. Yani emin ellerdeyiz, vergilerimiz demokratik ve sosyal bir hukuk devleti sıfatımıza yakışır biçimde bizi bizlerden korumak için kullanılıyor! Yine bugün, kadınları şiddetten koruyamayan bu güvenlik anlayışı, kadınları kadınlardan koruyacak. Devletler hafıza mekanlarından korkarlar bilirsiniz. Özellikle söz konusu devlet, literatüre artık rekabetçi otoriter bir rejim olarak geçiyorsa otoriter iktidarı tehdit edecek her direnişi öfkeyle ezmeye kalkar” diye konuştu. 

'MOR İĞNELERİMİZİ CEBİMİZDE GEZDİRİYORUZ'

“Yoğurtçu Parkı kadınlar için güvensiz sokakların arasında kadınların kendilerini güvende hissettiği nadir yerlerden” diyen Kerestecioğlu, şöyle devam etti: “Türkiye’de kadınların yüzde 74’ü kendini sokaklarda neredeyse hiç güvende hissetmiyor. Kadınların hemen hepsi, kamu ulaşım araçlarında cinsel şiddete maruz kaldıklarını söylüyorlar. 1989 yılında bir grup feminist kadın, sokak tacizine dikkat çekmek amacıyla ellerimizde mor kurdeleli iğnelerle İstanbul'da ilk defa kamusal alanda 'Mor iğne kampanyasını' organize etmiştik. İronik bir pazarlama metniyle bu iğneyi diğer kadınlara tacize karşı etkili bir silah olarak satıyorduk: 'Şimdi size harika bir ürün tanıtmak istiyorum.

Elimde gördüğünüz bu mor iğne paslanmaz çelikten olup, nikel-krom alaşımlı olup, 7 santim uzunluğundadır. Hiç acımadan batırın, korkmanıza gerek yok, tetanos yapmaz.’ Nasıl tacizci erkeklerin varlığını o zamanlar üzerimizde hissediyorsak bugün de denetleyen, hesap soran, akıl veren ve kadınlar üzerinden bir toplumu yeniden dizayn eden bu iktidarı ve ondan cesaretlenen erkeklerin varlığını hissediyoruz. O yüzden mor iğnelerimiz cebimizde geziyoruz.” 

'DİNDAR NESİL HEDEFİ İSTİSMARLARI ARTTIRIYOR'

Kerestecioğlu, “Nasıl ki mor iğneyi ‘kadının sırtını sopasız, karnını sıpasız bırakmayacaksın’ diyen hakime batırdıysak, nasıl çocuk istismarcılarına af getiren yasaya batırdıysak, Türkiye’de en etkili muhalefet gücü olan kadınlar, öyle müftülere nikah kıydırmalarına, çocukları tarikatlara emanet etmelerine izin vermeyeceğiz” dedi.

Erkeklerin 2017’nin ilk 7 ayında 215 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğunu hatırlatan Kerestecioğlu, "Okulların kapanmasıyla çocuk istismarı vakaları okullardan, Kuran kurslarına taşındı. Mağdur kız çocuklarının yüzde 43’ü Kuran kursundaki imamlar tarafından istismar edildi. Daha geçtiğimiz günlerde 9 yaşında bir erkek çocuğunun Kuran kursu eğiticisinin tacizine uğradığı ortaya çıkmıştı. Çocuk istismarının nedeni, tek başına bu mekanların Kuran kursları ya da dini vakıfların yurtları olması değil.

Dindar bir nesil yetiştirme hedefiyle tüm eğitim sistemini yeniden dizayn etmeye soyunan AKP’nin çocuk istismarına karşı hiçbir önlem almadan, çocuklarla çalışan kişiler için hiçbir standart oluşturmadan dini kurumların yurtlarına, okullarına destek olması. Çocuklar nasıl bu yurtlara mecbur kalıyorlar? Çünkü Eğitim Bakanlığı yurt yapmıyor! Çocukları ve özellikle maddi durumu iyi olmayan aileleri çeşitli vakıf, cemaat ve Diyanet’in yatılı Kuran kurslarına ya da çeşitli cemaatlerin yurtlarına yönlendiriyor” ifadelerinde bulundu. 

'BU ÜLKEYİ KADINLAR YENİDEN İNŞA EDECEK'

Kerestecioğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Değerli arkadaşlar, biz yaşayabilmek istiyoruz, çocuklar yaşasın istiyoruz, işçiler yaşasın istiyoruz, halklar yaşasın istiyoruz. Hem de öyle böyle değil, cüretkarca, neşeyle insanca yaşamak istiyoruz. Kadınların gülüşü, bugün buraya taşıdıkları inat, adaleti kuracak, çocukların kahkahası adaleti getirecek, inanıyorum. ‘Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa’ diyoruz ya hani! Bu erkek egemen iktidar da yerinden oynar, oynayacak ve biz kadınlar çok daha özgürleşeceğiz.

AKP MYK üyesi Ayhan Oğan’a da söyleyelim; sizin ne o hayal ettiğiniz otoriter devleti kurmanıza ne de eski oligarşi yerine kendi oligarşinizi kurmanıza izin vermeyeceğiz. Devlet içinde yıllardır süren ikili hesaplaşmalar ve iktidar savaşı kadınlara hiçbir şey vaat etmiyor. Kadınlar, bu ülkeyi yeniden elleriyle inşa edecekler. Barışçıl, eşitlikçi ve demokratik, en önemlisi tüm kadınlar için yeni güvenli bir ülke kuracaklar.”