Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin oturumuna katılan HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Avrupa Konseyi’nin (AK) darbe girişiminden sonra yaşanan ihlalleri ve dokunulmazlığın kaldırılmasını yakından takip ettiğini belirtti. Filiz Kerestecioğlu, Türkiye’nin yakın zamanda izlenmesinin gündemde olduğu ve HSYK’nın Uluslararası Yargıçlar Birliği’nden çıkarılabileceği bilgisini de paylaştı.

Geçtiğimiz günlerde HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün de aralarında bulunduğu HDP heyeti, Fransa'nın Strasbourg kentinde bulunan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) oturumuna katıldı. Filiz, AKPM'de Avrupa Birleşik Sol Grubu adına Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) rolü üzerine konuşma yaparken toplantılarda nelerin tartışıldığını JINHA’dan Habibe Eren'e aktardı.

Türkiye’nin yakın zamanda izlenmesi gündemde

Avrupa Konseyi’nde Türkiye adına bir sunum gerçekleştiren HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Avrupa Konseyi’nin Haziran’da bir Türkiye raporu yayımladığını hatırlatarak, daha ileride de Türkiye’nin izlenebileceği emaresinin taşındığını belirtti. Filiz ayrıca Türkiye’de yaşanan darbe sürecinin araştırılmasının da Konseyde yer aldığını kaydetti.

‘HSYK Uluslararası Yargıçlar Birliği’nden çıkarılabilir’

Avrupa’daki sağ ve sol partilerden parlamenterlerin, “Biz hepimiz darbeye karşıyız. Fakat bu olanlar nedir?” dediklerini aktaran Filiz, Konseydeki parlamenterlerin birçok akademisyenin soruşturulması, binlerce insanın işsiz kalması, basın ve ifade özgürlüğündeki ihlalleri ve milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması girişimini sert bir şekilde eleştirdiklerini vurguladı. Filiz, şu bilgileri paylaştı:

“Konseydeki görüşmelerin dışında iki ayrı toplantı oldu, bir tanesi oradaki yargıçların düzenlediği bir toplantıydı. Orada Türkiye’de gözaltına alınan ve işten çıkarılan hakim ve savcılar gündeme geldi. Adli bir soruşturma olmamasından endişe duyduklarını dile getirdiler. Ayrıca HSYK’nın Uluslararası Yargıçlar Birliği’nden çıkarılmasının gündeme geleceği konuşuldu. İkinci bir toplantıda da basın ile ilgiliydi. Orada da Uluslararası Af Örgütü’nün eski Türkiye sorumlusu vardı. Özellikle onun basın ve ifade özgürlüğü konusundaki basın kuruluşlarının kapatılması ve gazetecilerin işsiz kalması ve artık gerçekten bağımsız bir basının Türkiye’de olmamasına ilişkin açıklamaları söz konusuydu. Bizim düzenlediğimiz etkinlikte, özellikle Euretal MED NUÇE’nin Fransız şirket tarafından muhtemelen Türkiye ile anlaşmalı olarak yayının kesilmesi konuşuldu. IMC televizyonundan da Ayşegül Doğan geldi. Orada da yine basın üzerindeki baskılar konuşuldu.”

‘Türkiye’nin yakından izlenmesi gerektiği sonucu çıktı’

Konseyde özel bir Türkiye oturumunun yapıldığını kaydeden Filiz, bu oturumda 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’deki gelişmelerin tartışıldığını belirtti. HDP Milletvekili Hişyar Özsoy ve Ertuğrul Kürkçü ile Türkiye’deki durumu ve yaşananları ifade ettiklerini vurgulayan Filiz, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin konuşulduğu rapor üzerine söz aldığını belirtti.

“Uluslar arası ceza mahkemesinin aslında dünyada çok da etkin olmadığı üzerine eleştirel bir rapor sundum. Türkiye’nin Roma Statüsünü imzalamayan altı ülkeden biri olduğunu, dünyadaki tüm ülkelerin insanlığa karşı suçlar ve savaş konusunda gerçekten etkin olması gerektiği üzerine bir konuşma yaptım” diye konuşan Filiz, genel olarak oturumların bu perspektifte geçtiğini kaydetti. Esas olarak konseyde Türkiye’de olan gelişmelerin yakından izleneceği sonucunun çıktığını söyleyen Filiz, “Türkiye oturumu genel olarak Bu ihlaller ve darbenin aslında bir fırsata dönüştürülerek siyasi kanadın hiç araştırılmadan özellikle kamu çalışanları, öğretmenler ve çoğu kesimin bundan nasıl etkilendiği üzerineydi” dedi.

Venedik Raporu dokunulmazlığa değindi

En son Venedik Komisyonu’nun bir raporunun çıktığını aktaran Filiz, “Venedik Komisyonu da Türkiye’de farklı görüşmeler yapmıştı. Bunun üzerine dokunulmazlıklar ile ilgili bir rapor hazırladı ve sundu. Bu rapordaki değerlendirmede de dokunulmazlıklar ile ilgili Anayasal düzenlemeyi aşarak yapılan ihlalin doğru olmadığı ve aslında parlamentoda Anayasa’ya uymadan yapılan bu değişikliğin gerekli olmadığı, normal ve adil yargılama ve soruşturmaların tek tek milletvekilleri üzerinden yapılması ve bu kararın geri alınması gerektiği üzerine bir rapor yayımlandı” şeklinde konuştu.

‘Venedik Raporu’nun sonuçları da Türkiye açısından önemli’

Bu raporun önemli olduğunu, raporların aynı zamanda Avrupa Konseyi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına da referans oluşturduğunu kaydeden Filiz, devamında şunları belirtti: “En azında böyle bir oluşumda Türkiye’de bu dokunulmazlığın usulüne uygun olarak kaldırılmadığını ve bunun yanlış bir uygulama olduğunu tespit etmiş oluyor.”