Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 2019 Mayıs ayında yaptığı "yumuşak güç" çağrısına gönderme yapan Beştaş, "Ortada bir devlet ciddiyetsizliği ve tutarsızlık var. Öcalan’ı kriminalize ederek fotoğrafını suçmuş gibi göstererek, bu meseleyi çözemezsiniz, bunu deneyimledik yine deneyimliyoruz. 'Kürt meselesi ancak yumuşak güçle çözebiliriz' çağrısı var buna cevap verilmelidir" dedi.

AŞI KRİZİ

Beştaş konuşmasında aşı tartışmalarına ilişkin, “Aşı değil de S-400 olsaydı, bu belirsizlik olmayacaktı. Paldır küldür S-400’leri bu ülkeye getirdiler, o süreci adım adım kamuoyuna açıkladılar, ama aşı konusunda bu belirsizliği yaratan da aynı iktidar. Bu da savaş konusunda savaşa yönelik hazırlıklarda ne kadar istekli olduklarını toplumun hak ve özgürlükleri konusunda ne kadar isteksiz olduklarının ve yönetemediklerinin göstergesi” diye konuştu.

Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biliyorsunuz 3 milyon artı 6 buçuk milyon aşı geldi. Hala aşıda 10 milyonu yakalayamadık. Halk adına biz de soruyoruz. Gerçekten aşılar nerede? Açıkladığınız rakamlar neden gelmiyor? Nerede tıkandı, neler dönüyor? İktidar arasında Sağlık Bakanlığı nezdinde neler dönüyor? Dünyada bir aşı krizi yok ama bizde büyük bir aşı krizi var ve işin garip ve trajikomik tarafı kameralar önünde aşılar yapılıyor. Halka aşı yapan çağrıları yapılıyor ama aşı yok. Halk aşı yapmak istiyor da aşılar nerede? Davet etmeden önce aşıları temin edin diyoruz. Ve nüfusun büyük çoğunluğu daha aşılanmadan, netlik olmadan şimdi kısıtlamaların kaldırılması normalleşme adımları konuşuluyor.”

‘MİLLİ EĞİTİM BAKANI ORTAYA ÇIKSIN’

Okulların açılacak olmasına rağmen öğretmenleri aşı sıralamasında olmamasına tepki gösteren Beştaş, “Öğretmenlerin ne zaman aşı olacağı belli değil. Bu konuda yetkililerin çok sık uyarıları var. Deniyor ki okullar açılırsa, öğretmenler aşı olmadan toplu katliamlar yaşanabilir. Milli Eğitim Bakanı bu gizemi kaldırsın artık. Nerede saklanıyor bilmiyoruz. Ama ortaya çıksın ve aşı programının okullarda, eğitim alanında nasıl uygulanacağını açıklasın. Bu onun temel görevidir. Kriz üreten iktidar siyasetinin sağlam bir aşıya ihtiyacı var. 50 milyon seçmenin aşısı hazır, seçim bekliyor” dedi.

AYM ÜYELİĞİ TEPKİSİ

İrfan Fidan’ın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) üye seçilmesini değinen Beştaş, “Yargıtay üyeliği 6 gün süren bir taze AYM üyesinden bahsediyoruz. Sadece 6 gün ve şimdi AYM üyesi. Üstelik 107 Yargıtay üyesi de evet oyu vermiş, daha tanışmamışlar herhalde, yüzünü de görmemişler, beraber oturmamışlar da ama nasıl olmuşsa bir vahiy geldi herhalde onu AYM üyesi yaptılar. Kutsal kitaplarda bile evrenin yaradılışının 7. günde bittiği söylenir. İrfan’ın ise tüm işleri 6 günde bitmiş. Evrenin yaratılışından daha hızlı bir süreç. İrfan Fidan’ın CV’ si çok şey barındırıyor. 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları, şike davası, binlerce akademisyenin atılmasına neden olan barış bildirisi, Cübbeli Ahmet Hoca, Balyoz, Can Dündar-Erdem Gül, Gezi-Osman Kavala davaları gibi kritik konuları bagajında taşıyan bir AYM üyemiz var. İrfan Fidan’ın bagajındaki  sansasyonel davaları ve  hukuksuzları hepimiz yaşadık. Aynı İrfan fidan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 3 bine yakın kişi hakkında soruşturmalar yapan bir zat” diye konuştu.

‘SİYASİ ERKİN HİZMETİNE SOKMAK’

AYM üyeliği üzerinden iktidarı eleştiren Beştaş, “Şu anda iktidar ne yapıyor biliyor musunuz? 17-25 Aralığın diyetini ödüyor. Yani yapılanların karşılığını veriyor, diyetini ödüyor. Ama asıl diyeti halk ve toplum ödetecek bu iktidara.  Çünkü hepimiz bunun farkındayız. 17 - 25 Aralık soruşturması kapsamında kimlere takipsizlik vermiş biliyor musunuz yeni AYM üyesi? Bilal Erdoğan, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar, Zafer çağlayan, Egemen Bağış ve aralarında Rıza Sarraf’ın da olduğu 96 şüpheli hakkında takipsizlik vermiş. Bu üstün performansı şimdilik karşılıksız kalmadı. Şubat 2015’te İstanbul Cumhuriyet başsavcı yardımcısı olacaktı, bir yıl sonra İstanbul Cumhuriyet başsavcısı oldu. Film izler gibi irfan fidanın önlemez yükselişini izliyoruz.  Şimdi de AYM üyesi. Temel amaç ne? AYM’yi siyasi erkin hizmetine sokmak. Partili bir AYM dönemi yaratmak. Bunu gündemden düşürmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. 

HDP’YE BASKILAR

Beştaş, HDP Esenyurt İlçe Örgütü binasına baskın yapılmasına tepki göstererek, bunun yandaş medya aracılığıyla kara propagandaya dönüştürüldüğünü ifade etti.

Partilerine dönük saldırı kampanyası yürütüldüğünü belirten Beştaş, “Bu demokratik siyaseti engellemektir. Bu demokratik siyaseti polis ve yargı eliyle muhalefeti, partimiz şahsında kriminalize ederek siyaset dışına çıkarmak isteniyor. Bu amacına ulaşmayacaklar. Bugün partimiz için ne yapalım diyorlar hadi HDP kapatılsın, hadi çağrılar yapılsın ya bu bir film değil bu halkın iradesine yönelik pervasız bir saldırıdır. Buradan MHP’ye ekmek çıkmaz. Bunu kabul etmeyiz, bunu sineye çekecek bir güç değil HDP” dedi

AÇLIK GREVLERİ VE TECRİT

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin sona ermesi için 62’nci gününe giren açlık grevlerine dair konuşan Beştaş, “Bugün 107 cezaevinde 2 binden fazla tutuklu ve hükümlü dönüşümlü ve süresiz açlık grevindeler. Ne istiyorlar? ‘Hukuk kurallarını uygulayın’ diyorlar. Nedir temel talep? Tecrit. Tecrit suçtur. Bunu bir milyon kez söyledik bunu söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Bu uluslararası belgelerde de iç hukukta da suçtur. İnsanlığa karşı suçtur ve işkencedir. Zamanaşımı yoktur. Bunu hiç akıllarından çıkarmasınlar. Yine cezaevlerinde devam eden baskı, işkence ve kötü muameleler de suçtur. İnsanların hak ve hukuk talebiyle, bu uygulansın diye açlık grevine girmesi, geçmişte acı deneyimlerimiz var, insanların yaşamından olması bir ülke için, bir devlet için utançtır ve bunun resmidir” şeklinde konuştu.

‘ÖCALAN’IN ADI BARIŞLA ANILMIŞTIR’

Adalet Bakanlığına ve iktidara seslenen Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz buradan Adalet Bakanına ve iktidara soruyoruz, tüm mevzuat ve yönetmelikler, yasalar bütün mahkumlar için geçerli değil mi? Bu yasalar sadece bir cezaevinde uygulanmıyorsa bunun adı nedir? CPT raporları ortada ve tecrit şimdi İmralı’dan bütün ülkeye yayılıyor. 21 yılda Öcalan sadece bir defa ailesiyle görüşmüş, bu büyük bir utanç ve hukuksuzluktur, hukuksuzlukta ve çözümsüzlükte ısrarın adıdır. Kafalarını kuma gömmüşler sanki hiç bir şey yokmuş gibi. Şunu hatırlatalım. Öcalan’ın adı bu ülkede barışla anılmış, milyonlarca insan ‘iradem’ diye dilekçe vermiştir. Bu ülke için reçetedir demiştir. Bu hattan gidilirse Kürt meselesinde her şeyin çözümü çok daha kolay olur, şimdi en ufak bir uzlaşı var mı? Hayır yok. Siyaset kaldı mı? Siyaset yapma hakkı şu anda büyük bir baskı altında. AİHM kararları rafa kaldırıldı ama iç hukukta uygulanmıyor. Öyle bir dönemdeyiz.”

‘AÇLIK GREVLERİNİN SESİNİ DUYUN’

Türkiye’de tecrit siyasetinin yürütüldüğünü dile getiren Beştaş, “Kötülük ve şiddet sarmalına dolanmış bir iktidarla karşıyayız. Ortada bir devlet ciddiyetsizliği ve tutarsızlık var. Öcalan’ı kriminalize ederek fotoğrafını suçmuş gibi göstererek, bu meseleyi çözemezsiniz, bunu deneyimledik yine deneyimliyoruz. 'Kürt meselesi ancak yumuşak güçle çözebiliriz' çağrısı var buna cevap verilmelidir. Bu çağrı 2 yıldır ortada duruyor ve muhataplar cevap vermiş değil. Açlık grevindekilerini duyun, cevap verin, kendi hukukunuzu uygulayın. Bu açlık grevindekilerin sesini kısamayacaklarını, bu sesin bütün toplumun sesi olduğunu adalet hukuk talebinin bütün toplumun talebi olduğunu biliyoruz” dedi.

GENÇLERE DÖNÜK SALDIRILAR

Partisinin Gençlik Meclisi üyelerine yönelik saldırıların iktidarın gençlere düşmanlık politikalarının sonucu olduğunu ifade eden Beştaş, “Topluma karşı siyaseti görünür kıldıkları, cesurca buna sahip çıktıkları için saldırıyorlar. Bu iktidar gençlik deyince itiraz değil, teslimiyet istiyor. Bu iktidar gençlerin iradesine kayyım rektör atıyor gündüz ortası kaçırıyor. Gençlik onuruna tabii ki sahip çıkacak. Türkiye’nin en genç partisi olarak diyoruz ki gençlere yönelik operasyon çeliğe su vermekten ibarettir. O gençlik ki sizin ırkçı ve faşist iktidarınızın korkusudur. Siz baskıcı yaptıkça gençler sizi tarihin çöplüğüne götürmenin yollarını arıyor” şeklinde konuştu.