HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, İç Güvenlik Paketi tartışmaları sürerken iktidarın bir yandan da "barış" ve "çözüm" ifadelerini kullandığına dikkat çekerek, "Savaş ve gerilim dili üzerinden oluşturulmuş bir yasama süreci ile barışı güvence altına alamazsınız, bu paket çözüm süreci karşıtıdır" dedi.

Şah Fırat operasyonuna da değinen Yüksekdağ, iktidarın YPG'nin desteğini aldığını ifade ederek, "Türk bayrağı Kobanê halkının güvencesi ile dalgalanıyor" dedi.

Partisinin grup toplantısıda konuşan Figen Yüksekdağ, Türkiye'nin ve meclisin çok yoğun günlerden geçtiklerini belirterek, yaklaşık bir haftadan bu yana meclis gündeminde topluma ve halka şiddet anlamına gelen İç Güvenlik Paketi'nin tartışıldığını söyledi. Yüksekdağ, dile getirdikleri tüm itirazlara rağmen AKP hükümetinin ısrarla baskı ve OHAL paketini gündeme getirdiğini söyledi. Yüksekdağ, bu zamana kadar mecliste ve alanlarda gerçekleştirdikleri direnişe rağmen paketi çıkarmakta ısrar eden bir siyasi iktidarla karşı karşıya olduklarını ifade etti.

AKP hükümetinin bütün vekilleri ve grup başkanvekili ile birlikte İç Güvenlik Paketi'nin meclisteki uygulamasını yaptıklarına vurgu yapan Yüksekdağ, halktan yana tutum alan vekillerinin linç saldırısı ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Yüksekdağ, bunun tek nedeninin ise vekillerinin haktan ve hukuktan yana tavır sergilenmesi olduğunu söyledi. Yüksekdağ, "AKP hükümeti toplumun tüm taleplerini görmezden gelerek vekillerimize karşı linç girişimi başlattı. Sivil bir darbe teşebbüsü gerçekleştirildi, bu paket onaylanırsa bundan sonraki aşamada AKP'nin başını çektiği zihniyet hüküm sürecek. Bu kadar kritik bir eşikteyiz. Vekillerimiz bu kritik sürecin sorumluluğun farkında olduğu için paket karşısında demokratik direniş tutumunu gösterdi" dedi. 

AKP ÜLKEYİ KARANLIĞA SÜRÜKLÜYOR

Bu zamana kadar siyasi iktidarların bu tür karanlık yasalarla ülkeyi daha fazla kaosa sürekliğini belirten Yüksekdağ, AKP'nin de ülkeyi daha fazla karanlığa sürüklemek istediğini ifade etti. Yüksekdağ, "Peki niçin, saraydakinin güvenliği için. Kendi rahatlarını güvence altına almak için. Saraydakinin en büyük hülyasını hayata geçirmek için bu kadar zorluyorlar. Saraydaki arka arkaya sipariş veriyor. 4 yüz vekil sipariş etti önce, en sonunda saldırı paketinin siparişini verdi. Bu siparişler saraydakinin krallık ve saltanat ilan etme dayanaklarıdır. Bunu oluşturmaya çalışıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Yasa ile başkanlık sisteminin zorla, hileyle, türlü dolapla geçirmek istendiğini vurgulayan Yüksekdağ, itiraz eden herkesin terörle sindirilmesi için paketin çıkarılmak istendiğini söyledi. Yüksekdağ, "Onlar başkanlık sisteminden kendi dar çıkarılmasının savunmasını, korumasını anlıyorlar. Bu yasanın içeriğini muhtevasını çok iyi bildiğimiz için buna itiraz ettik. Meclis hem en karanlık hem de en aydınlık günlerini yaşadı, direnişe sahne oldu. Bu direnişe destek veren tüm halkımıza selam olsun" dedi.

Yasa ve uygulamalar karşısında direnişlerini sürdüreceklerini vurgulayan Yüksekdağ, sadece partilerinin değil meclisteki bütün partilerin bu yasa karşısında gerçek bir muhalefet sorumluluğu yüklenmesi gerektiğine işaret etti. Yüksekdağ, sorumluluğun yalnızca HDP'ye yüklenemeyeceğini söyledi. Yüksekdağ, "Biz direniyoruz, ama artık herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor. Yaşamın bütün alanlarında halkımızın bu yasaya karşı aktif bir duruş sergilemesi gerekiyor. Yarın keşke dememek için bugün direnmeyi başarmamız lazım. Yarın hesap vermekte zorlanmamak için bugün direnmeyi ve karşı çıkmayı bilmemiz gerekiyor" dedi.

AKP KENDİ BELASINI HAZIRLIYOR

Yüksekdağ, "Tarihi direnenler yazar. Yasa dediğin nedir ki, bugün yazılır yarın bozulur. Ama tarih kalır. Bu yasaya karşı direnerek tarihi yazacağız. Yurttaşlarımız da direnerek kendi tarihlerini yapmaya çağıyorum" dedi. Yasa çıksa bile sarayın, iktidarın korunamayacağını vurgulayan Yüksekdağ, AKP hükümetinin yasa ile kendi belasını hazırladığını söyledi.

Süleyman Şah operasyonuna da değinen Yüksekdağ, "Türbeyi taşıdınız, yerini değiştirdiniz. Ama bu yasa çıktıktan sonra sarayı taşıyamayacaksınız. Hem kendi halkınıza savaş ilan edeceksiniz, hem de o sarayda huzur içerisinde yaşayacağınızı sanıyorsunuz. Siz en iyisi vazgeçin, halen vakit var son şansınızı kaybetmeyin, 13 yıllık tarihinizde bir kez olsun iyi bir şeye imza atın. Bunu yapın kaybetmek sayılmazsınız, hayırlı bir şey yapmış olursunuz. Hayırlı işe imza atarsa kendini bir süre daha sürdürebilir" dedi.

FAİLİ ORTADA


Ege Üniversite'sinde yaşanan olaylardan sonra partilerine dönük saldırıların arttığına dikkat çeken Yüksekdağ, mecliste vekillerine saldıran zihniyet ile partilerine dışarıda saldıranların aynı zihniyet olduğunu söyledi. Yüksekdağ, "Fail ayan beyan ortada, AKP hükümetinin tetiklediği saldırılardır bunlar. Partimizin istikrarlı yükselişini kaos ile kontrol etmek için devreye konulmuştur" şeklinde konuştu.

Ege Üniversitesi'nde yaşanan olaylara değinen Yüksekdağ, "Ege üniversitesinde yaşanan olaylarla ilgili öğrencilerle konuşuyoruz, soruyoruz. Gördüğümüz gerçeklik şu, 15 yurtsever genç kampüste stant açmış ve yüzde 90'ı dışarıdan getirilmiş ırkçı faşist grup bu on beş kişiye saldırıyor ve bir kişinin ölümüne neden olan olayların aydınlatılması için yaptığımız çağrılar yanıtsız bırakıyor. Bu 15 öğrenci mi bu cinayetin sorumlusudur, böyle bir akılsızlık ve vicdansızlık olabilir mi, o 150 kişiyi 15 öğrencinin üzerine kim saldırttıysa orada ölen kişiyi de o öldürttü" dedi.

KOBANİ İÇİN TOPLANAN PARALAR ÇALINDI

Partilerine dönük saldırılarla ilgili de konuşan Yüksekdağ, Sincan'daki saldırıda öldürme kastının olduğunu belirterek, Kobani için toplanan paranın da alındığını sadece faşist değil, yağmacı çapulcu bir anlayış ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Yüksekdağ, Kobanili çocuklara mama almak için toplanan parayı alacak kadar ahlaksız çeteler ile karşı karşıya bırakıldıklarını söyledi. Yüksekdağ, korkmadıklarını, saldırganlara sadece acıdıklarını kaydetti. Yüksekdağ, "Bunu vatan millet aşkına yapıyorlar. Halkımızın kutsallarını kendilerine kalkan yapıyorlar. Binalarımıza çay içmek için giriyorlar, bizim kapımız açık soframız zengin sokakta geçenin yeri vardır, gönlümüz zengin. Ama kalleşte partimize misafir gibi gelip kalleşçe saldıran güruhlar var. Evler basıp linç provaları yapıyorlar" diye konuştu.

YPG'NİN DESTEĞİNİ ALDI

Yüksekdağ, siyasi iktidarın hezimetten hezimete sürüklendiğini ve faşist yasalarla kendini güvence altına almaya çalıştığını belirterek, "Gerçek zaferler kazanamadığı için sahte zaferler icat edecek. Süleyman Şah operasyonu da sahte zaferlerinden birisiydi. Basına yansıyan görüntüler ve yaptıkları açıklamalara bakarsanız eğer rambovari bir operasyon düzenlenmiş ve tereyağından kıl çeker gibi türbe taşınmış getirilmiş. İşin gerçeğine bakarsanız hiçte öyle yansıtıldığı gibi muzaffer bir operasyon değil, yenilginin üstünü örten bir operasyon türbenin yerini değiştirdiler, arkalarında bıraktıklarını berhava ettiler. Suriye politikaları yıktıkları karakollarının altında kaldı. Suriye politikaları daha önce Kobanê politikalarının altında kalmıştı. Ama işin önemli başka bir boyutu daha var; düne kadar düştü düşecek dedikleri, düşürmek için kendilerini paraladıkları Kobanê'ye bu operasyonu yaparken muhtaç kaldılar. Kobanê ve Rojava halkını istemediklerini, benimsemediklerini defalarca ifade eden ve bunun için IŞİD'e destek vermek de dahil sayısız politikayı devreye sokan AKP, YPG ve YPJ ile birlikte gerçekleştirmek zorunda kaldı bu operasyonu, oradaki manevi değerlere saygıysa eğer Kürt halkı Türk halkının manevi değerlerine saygıda çok önemli bir örnek açığa çıkardı. Bugün türbe Kobanê topraklarının sınırları içerisindeki bir alandadır" değerlendirmesinde bulundu.

Kürt düşmanlığı yapanların, bugün Kobani sınırları içerisinde dalgalanan Türk bayrağına iyi bakması gerektiğini vurgulayan Yüksekdağ, "Türk bayrağı Kobanê halkının güvencesi ile dalgalanıyor, IŞİD'in gölgesinde o mukaddes mekanın güvencesini alamadınız kendinizi güvende hissettiğiniz tek yer Kobanê kantonu olmuştur. Kobanê halkının kardeşlik tavrının ifadesi olarak bu tablo ortaya çıkmıştır. Kobanê halkı tarafından verilen mesajın sahiplenmesi ve anlaşılması gerekiyor" dedi.

İktidarın Kobani'deki güçlere teşekkürü borç bilmesi gerektiğine işaret eden Yüksekdağ, Kobani'ye konulan ambargonun da kaldırılması gerektiğini söyledi. İktidarın YPG ve YPJ'ye desteklerinden dolayı borçlu olduğunu vurgulayan Yüksekdağ, hükümet sözcüsünün YPG'ye halen "terörist" dediğini hatırlatarak, "Bu nasıl bire ifadedir? YPG ile iş birliği yapacaksınız, desteğini alacaksınız ama aynı güce terörist diyeceksiniz artık bölge halklarının böyle ikiyüzlü politikalara tahammülü yok. Hükümetin yapması gereken kantonları tanımaktır ve bölgede yeni bir dönemin kapısını açmaktır. Bunun için YPG yerine getirmiştir şimdi görev üstlenme sırası iktidardadır" dedi.