HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, ilk çalışma planlaması olarak 674’üncü haftasında Galatasaray Meydanı’nda kayıplarının akıbetine soran Cumartesi Anneleri’nin arasında yer aldı. Eylemde konuşan Buldan, “Bu meydan, benim hikayemin başladığı yerdir” dedi.

Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 674’üncü kez Galatasaray Meydan’ında bir araya geldi. 

Bu haftaki eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile parti milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Mithat Sancar ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Zeynep Altıok ile İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katıldı.
 
21 Şubat’ın Berfo Kırbayır’ın, 27 Şubat’ın ise Kiraz Şahin’in ölüm yıl dönümü olduğu hatırlatılarak, verdikleri sözlerin arkasında olduklarını ve kayıpları aramaya devam edecekleri belirtilen eylemde, bu hafta 23 Şubat 1995’te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbeti soruldu.
 
‘MURAT’IN MEZARI NEREDE?’
 
8 Ekim 1980’de gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır, “Berfo annenin 5 yıldönümü. Annemin mezarı yanında açtığımız Cemil’in mezarı hala açık. Kusura bakma anne, bu yıl da Cemil’i bulup senin yanı başındaki mezara defnedemedik” diye seslendi.  
 
Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız’ın adalet mücadelesine değinen Kırbayır, “Murat’ın mezarı nerede, bana onu söyleyin” diye seslendi.
 
‘KAYIPLAR ÜLKESİ YAPTILAR’
 
Kırbayır’ın ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise, sözlerine eş genel başkanlık görevini üstlenmesi sonrası ilk planlamasını Galatasaray Meydanı’na yaptığını belirterek başladı. 
 
Buldan, eşi Savaş Buldan’ın 1994 yılında “faili meçhul” cinayete kurban gitmesi sonrası Galatasaray Meydanı’nda başladığı mücadelesine dair şunları söyledi: 
 
“Bu meydan benim hikayemin başladığı yerdir. Bu meydanda birlikte ağladık, birlikte aradık. Bundan sonrada hak ve kayıplarımızın arayışı devam edecek. Yüreklerimizde kayıpların sızını hissetmeye devam edeceğiz. 23 yıldır bu meydanda çocukların acısını yaşayan ve savaşlarda çocuklarını kaybeden annelerin acılarını birbirinden ayıramayız. Savaş çağrısı yapanlar, ölümün, acının ne olduğunu bu meydandaki annelere sorsunlar. Bu ülkede hiçbir insanın ölümüne tahammülümüz yok. Bu ülkeyi kayıplar, ağlayan anneler ve çocukların tabutuna sarılana babalar ülkesi yaptılar. Asker anneleri ve Cumartesi Anneleri’nin omuz omuza olacağı günler gelecek. Savaşa karşı ele ele vereceğiz. Mücadelemize kayıplar bulunana ve barış gelene dek devam edeceğiz.”


 
‘KALICI BARIŞA YÜRÜYECEĞİZ’
 
CHP Milletvekili Zeynep Altıok da, Cumartesi Anneleri’nin yıllardır Galatasaray Meydanı’nda umutlarını yitirmeden olduklarını hatırlatarak, “Adalete erişmedikçe, başka kayıp ve katliamları habercisi ve hiç yaşanmasın istediğimiz olayların zemini yaratılmıştır. Kalıcı bir barış için güzel günlere yürüyeceğimize inanıyorum” diye konuştu. 
 
‘AĞIT, MASAL, ROMAN OLDUK’
 
Akıbeti sorulan Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız ise, konuşmasında 23 yıldır aradığı oğlunun kemiklerine bile hasret kaldıklarını ifade etti. Yıldız, “Ağıt, masal ve roman olduk. Dünya duydu, ama hükümet görmüyor. Görmesen de, çözmesen de bu ayıp senin ayıbın. Bu çözülmeden barış demokrasi gelmez. Siz de kardeşimiz olamazsınız” diye konuştu.
 
‘KENDİSİ GİBİ DOSYASI DA KAYBEDİLDİ’
 
Dosya hakkında bilgi veren İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri de, “Murat Yıldız sadece 23 yıl önce kaybedilmedi. Dosyası da kaybedilmeye çalışıldı” dedi. Yoleri, insan hakları hukukçuları olarak Cumartesi Anneleri’nin yanında olmaya devam edeceklerini vurguladı. 
 
‘TESLİM OLURSA SERBEST KALACAK’
 
Bu haftaki açıklamayı ise, Cumartesi İnsanlarından Mukaddes Şamiloğlu yaptı. Şamiloğlu, “Taleplerimizi ve eleştirilerimizi ilgili makamlara ve kamuoyuna duyurmak bizim anayasal hakkımızdır. Uluslararası hukuk ve anayasa tarafından güvence altına alınan haklarımızı kullandığımız için suçlanmayı, yargı yoluyla tehdit edilmeyi reddediyoruz” diye konuştu. 
 
1975 doğumlu Murat Yıldız’ın, İzmir’de annesi ile birlikte yaşadığını anımsatan Şamiloğlu, şunları söyledi: “Bir kafede yaşanan tartışma sonrasında polis tarafından aranmaya başladı. Anne Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler; ‘Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak’ dedi. 23 Şubat 1995 tarihinde Hanife Yıldız avukatı ve yeğeniyle birlikte tek çocuğu olan Murat’ı, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’nde Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim etti. Aradan 3 gün geçtiği halde Murat serbest bırakılmayınca Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti. Ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce emniyet yetkilileri, Murat’ın soruşturma kapsamında onu komiser Tahir Şerbetçi ve polis memuru Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini ama Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.”
 
‘DOSYA KAYBEDİLDİ’
 
Hanife Yıldız’ın, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıkları’na başvurduğunu da paylaşan Şamiloğlu, “Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 5 yıl süren yargılama sonucunda Murat Yıldız'ın feribottan atladığına dair sanık polislerin beyanını esas aldı ve polislere yalnızca ‘görevi ihmal’den günümüz parasıyla 1.18 kuruş para cezası verdi. Aynı mahkeme 2007 yılında da davanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verdi” diye belirtti. 
 
İHD avukatı Gülseren Yoleri’nin, 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep ettiğini ancak bu sırada dosyanın Gebze Adliyesi’nde kaybolduğunu öğrendiğini aktaran Şamiloğlu, Yoleri’nin ne dosyanın imha edildiğine dair bir bilgiye ne de dosyaya ulaşabildiğine dikkat çekti. 
 
Savcılığın ise etkin soruşturma yerine “Gaip Kararı” verdiğini de hatırlatan Şamiloğlu, Yoleri’nin itirazları sonucunda 22 Şubat 2018 tarihinde gaiplik kararının reddedildiğini kaydetti. 
 
‘ANNE 2 DEFA İFADEYE ÇAĞRILDI’
 
Şamiloğlu, anne Hanife Yıldız hakkında Galatasaray Meydanı’nda yaptığı bir konuşma nedeniyle Beyoğlu Savcılığı tarafından soruşturma açıldığını da anımsattı. Şamiloğlu, şunları söyledi: “19 yaşında bir gencin gözaltındayken yok olmasında suç unsuru görmeyen adli makamlar, 23 yıldır oğlunu arayan annenin isyanında suç unsuru arıyor. Tek çocuğuna ulaşmak için Galatasaray’ı mekân edinen Hanife Yıldız, bu meydanda yaptığı konuşmalar nedeniyle iki defa evinden alınarak ifade vermeye götürüldü.” 
 
Galatasaray Meydanı’nın “Hakikat Meydanı” olduğunu sözlerine ekleyen Şamiloğlu, “Artık yeter! Murat Yıldız’ın akıbeti açıklansın! Murat Yıldız dosyasında adalet sağlansın!” dedi.


 
BULDAN: BU MEYDANDA BU ANNELERLE BİRLİKTE OLMAYA DEVAM EDECEĞİM 
 
Eylem sonrası Mezopotamya Ajansı'na konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Galataray Meydanı ve Cumartesi Anneleri’nin kendisi için önemini şu sözlerle dile getirdi: 
 
“Benim için ayrı bir yere sahip. Mücadele alanı olarak görüyorum burayı. Türkiye’nin bir gerçekliği olarak görmek gerekiyor. Bugün Türkiye’de her gün ölümlerin yaşandığı, her gün acıların yaşandığı ve her gün bir canlının toprağın altına düştüğü bir dönemde geçmiş dönemi kapatmak ve geçmiş dönemi sorgulamamak olmaz. 
 
Biz 23 yıldır bu meydanda hep insanlar ölmesin diye çağrı yaptık. Kayıplarımızı aramaya çalıştık. Failli meçhullerde kaybettiğimiz insanlarımızın katillerinin yargılanmasını ve adalet önüne çıkmasını istedik. Ancak bunlar gerçekleşmedi. Bunlar, gerçekleşmediği gibi her gün yeni yeni ölümlere yeni yeni acılara tanıklık ediyoruz. 
 
Dolayısıyla bu alan bizim hak arama alanımız. Bu alan bizim adalet arama alanımız. Bu alandan verdiğimiz mesajların, çağrıların siyasi irade tarafından AKP hükümeti tarafından iyi okunması gerektiğini düşünüyorum.  Ben yeni görevimle birlikte bu meydanda bu annelerle birlikte olmaya devam edeceğim. Bu mücadele tarihi bir mücadele ve sonuç alana kadar da burada olacağımızı belirtmek isterim.” 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı