PKK'yle yaşanan çatışmasızlık ortamının sona ermesi, 10 Eylül'de Ankara'da yaşanan bombalı saldırı, Doğu ve Güneydoğu'da kimi il ve ilçelerde yaşanan sokağa çıkma yasakları Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) seçim çalışmalarını nasıl etkiliyor?

BBC Türkçe'nin bu yöndeki sorusuna HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, partilerine yönelik saldırılar nedeniyle bir provokasyon gerçekleşmemesi, yeni sıkıntılar yanmaması için çalışma tempolarını ve üsluplarını değiştirmek zorunda kaldıklarını belirterek yanıt veriyor.

Bilgen, "Kitlesel etkinlikler yerine birebir çalışmayı tercih etmek zorunda kaldık. Bunun sebebi, yaşadığımız baskıdır. Coşkulu bir kampanya yürütme imkânımız kalmadı" diyor.



Peki, bu durumda HDP, Batı'daki sandıklarına sahip çıkabilecek mi? Çünkü, 7 Haziran seçimlerinde 24 bin sandıktan HDP'ye hiç oy çıkmadığı biliniyor.
HDP Sözcüsü, ilk defa sandık kurullarında görev aldıklarını ve bunun partileri için önemli bir imkan doğurduğunu söylüyor. Sandık kurullarını büyük oranda organize ettiklerini bildiren Bilgen, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Ama sandık kurulu görevi yapamadığımız yerlerde de sivil izleme mekanizmalarını önemsiyoruz. Bu 24 bin sandıkta gerçekten sıfır oy çıktığını düşünmüyoruz. Bu sandıklar görevlilerimizin bulunmadığı sandıklardı. Bu sandıkların büyük kısmında bu seçimde organize yapmaya çalıştık. Ama hepsine mali nedenlerle de gücümüzün yetmesi mümkün değil."

'EMANET OYLAR'

En önemli soru ise Türkiye partisi olma sloganıyla yola çıkan ve 7 Haziran'da ilk kez parti olarak seçime giren HDP, özellikle Doğu ve Güneydoğu'da çatışmasızlık ortamının sona ermesiyle birlikte yüzde 13'lük oy oranını koruyabilecek mi?

Kimi siyasi yorumcular, özellikle CHP'den gelen emanet oyların geri dönüşe geçtiğini yoğun olarak dillendiriyor.

HDP Sözcüsü Bilgen, kendilerinin böyle bir endişelerinin olmadığını söylüyor ve "HDP'ye verilen oyların büyük oranda kalıcı olduğunu net biçimde görüyoruz. Hatta AKP ve CHP tabanından ve barıştan yana olan MHP tabanından oy alıyoruz" diyor.

'BATI OYLARINDA KISMEN KIRILMA VAR'

Kamuoyu araştırmacıları ise HDP Sözcüsünden biraz farklı düşünüyor.

Andy-Ar Araştırma Şirketi Başkanı Faruk Acar, bugün itibariyle kamuoyu araştırmalarına göre, AKP ile CHP'nin yükselişte olduğu, MHP ve HDP'nin oylarında ise düşüş yaşadığı söylüyor.

MHP kadar olmasa da HDP seçmenlerinde de bir kırılma olduğunu aktaran Acar, "Biraz aşağı yönlü bir durum söz konusu ama yüzde 12'nin altı değil. Biraz Güneydoğu'da ama yoğun olarak Batı'da demek daha sağlıklı olur" ifadesini kullanıyor.

Ankara'daki intihar saldırısıyla birlikte HDP seçmeninin daha da kenetlendiği tespitini paylaşan Acar, HDP içinde PKK'ya mesafe konulmasını, Türkiyelileşme stratejisini destekleyen bir seçmen grubu olduğunu aktarıyor ve şunları kaydediyor:

"Bu seçmen özellikle Batı'da. Emanet diye tabir edilen oylar bunlar. Örneğin, CHP'den giden oyların bir kısmı dönmeye başladı. Buralarda kısmen kırılma yaşandı ama kendi seçmeninde böyle bir kırılmanın yaşandığını tespit edemedik."

ANKARA SALDIRISI SEÇMEN TERCİHİNİ DEĞİŞTİRİR Mİ?

Metropoll Araştırma Şirketi Başkanı Prof. Dr. Özer Sencar'ın da tespitleri bu yönde.

Sencar, HDP'nin CHP'ye dönen oylarını yeni gelen Kürt oylarla takviye ettiğini belirtiyor.

Ankara saldırısı sonuçlarını henüz ölçmediklerini ama bu hafta ölçeceklerini ifade eden Sencar, yine de saldırının seçimlerin sonucunu çok etkilemeyeceğini düşünüyor:

"Seçmenler partilerinde çok kilitli vaziyette. Dolayısıyla bir tek Ankara'daki katliam nedeniyle partilerin oylarında seçim sonuçlarını etkileyecek boyutta bir değişiklik olmasını beklemek gerçekçi değil. Ankara bombasına kadar Türkiye'de değişik şekillerde 500 kişiyi kaybettik. Bunun çok fazla bir etkisi olmadı oy oranlarına."

KRİTİK SEÇİM ÇEVRELERİ

Batı'ya ilişkin bu tespitlere ek olarak Doğu ve Güneydoğu'da ise HDP-AKP mücadelesi yaşanıyor. Bu mücadelede özellikle iki il öne çıkıyor: Van ve Şanlıurfa.

Van, 2014'teki yerel seçimlerden bu yana HDP'nin istikrarlı biçimde oylarını artırdığı illerin başında geliyor. HDP 7 Haziran seçimlerinde yüzde 74'lük oy oranıyla Van'da 8 vekilden 7'sini aldı. 2011 seçimlerinde yüzde 40 oy oranıyla 4 vekil çıkaran AKP ise 7 Haziran'da sadece listesinin birinci sırasındaki Burhan Kayatürk'ü vekil seçtirebildi.

Yüzde 0,95 gibi küçük bir oy oranıyla da ikinci vekilliği kaçırdı. AKP, bunun üzerine 1 Kasım'da Van'daki milletvekili listesinde değişikliğe gitti.
Çözüm sürecinin uzun süre koordinasyonunun yürüten eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ı birinci sıradan aday gösterdi.

Depremde bir yıl süreyle Van'da çalışmalar yürüten Atalay ildeki seçmene yabancı değil. Ancak kimilerine göre handikabı ise Vanlı olmaması. Atalay, Kırıkkaleli ve geçen seçimlerde o ilin milletvekiliydi.

6 VEKİL İÇİN 12 BİN OY


Van'dan sonra HDP ve AKP arasında çekişmenin yaşanacağı ikinci il olan Şanlıurfa'da milletvekili dağılımı, Van'ın tersi bir ibre izledi. 7 Haziran seçimlerinde AKP 7, HDP ise 5 vekil çıkardı. HDP, 12 bin oy daha alabilseydi, altıncı vekilini de Meclis'e gönderecekti.

AKP bu nedenle Şanlıurfa'daki listesini de sıkı tuttu. 7 Haziran seçimlerinde partinin üç dönem kuralına takılan eski Çalışma Bakanı ve Şanlıurfa milletvekili Faruk Çelik, yeniden Şanlıurfa birinci sıra adayı oldu.

AKP listelerini yorumlayanlar Çelik'in başka bir ile bilinçli olarak konulmadığı, burada HDP'ye giden oyları geri çevirme potansiyelinin de "yüksek olduğunda" hemfikir.

HDP ise bu illerde oy kaybı yaşamayacaklarını düşünüyor. HDP'li Ayhan Bilgen, "Seçmende bu bölgelerde duygusunu, düşüncesini açıkça ilan eden bir tarz yok ama çok kararlı bir seçmen iradesinin de olduğunu görüyoruz" diyor.

(BBC Türkçe)