HDP, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, dün yaptığı açıklamada Ağrı'da yaşanan olayla ilgili Soylu'nun kendilerini tehdit ettiğini açıklamıştı.

HDP bugün Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu.

HDP'den yapılan başvuruda şu ifadelere yer verildi:

İçişleri Bakanı olan Süleyman Soylu, milletvekili olduğu AKP içerisindeki yerini sağlamlaştırmak için kendisinin basına sızdırdığı telefon görüşmesinde, Halkların Demokratik Partisi'ni ve Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ı, size artık yaşama hakkı yok şeklinde açıkça ölümle tehdit etmiştir.

Ayrıca sözlerinin devamında o köyde taş taş üstünde bırakmayacağım diyerek bütün Ağrı halkını Sur, Cizre ve Nusaybin'de yapılanları yapmakla tehdit ederek, hem partiyi hem üyelerini hem de oy veren seçmenlerini bir insanın öldürülmesinden sorumlu tutmuştur.

İçişleri Bakanı’nın görevi bu tür durumlarda, olayı araştırarak faillerin bulunması yönünde çalışmaları organize etmekken, gerçekleşen olayla ilgili olarak yasal bir siyasi partiyi sorumlu tutup, Eş Genel Başkanı’nı tehdit etmesi kabul edilmezdir.

İçişleri Bakanı görevine geldiği ilk günden bu yana, müvekkil Halkların Demokratik Partisi olmak üzere bütün muhaliflere karşı birçok defa nefret söylemi ve tehditte bulunmuştur. Suç duyurumuza konu olayla ilgili olarak 28 Haziran tarihinde basına verdiği bilgide söz konusu konuşmasını kabul etmiş ve hatta söylemlerinin eksik kaldığını belirtmiştir.

Bu da söz konusu kişinin yaptığından hiçbir pişmanlık duymayarak ve hatta daha fazlasını yapma potansiyeline sahip olduğunu göstermiştir. Öncelikle şüphelinin bu fiilinin TCK'nın 106. Maddesi’ndeki tehdit suçuna vücut verdiği kanaatindeyiz.

TCK 106, Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır demektedir.

Devamla şüphelinin kullandığı ifadeler ile TCK’nın 216. Maddesi’nde düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun da işlendiği kanaatindeyiz. TCK Madde 216, “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” demektedir.

Şüpheli İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, müvekkil parti ve milletvekilleriyle parti yöneticilerine yönelik sistematik bir şekilde hedef gösterme kampanyası yürütmektedir. Müvekkil Halkların Demokratik Partisi’nin Genel Merkezi de dahil olmak üzere bir çok parti binasına, miting ve benzeri etkinliklerine çeşitli tarihlerde saldırılar gerçekleştirilmiş, bu saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştır.

Söz konusu saldırılar rutin bir şekilde devam etmekte olup, şikayet konusunun da bu sistematik saldırıların bir parçası olduğu, bu şekilde toplumun bir
kesimini provoke ederek müvekkil partiye ve milletvekilleriyle, üyelerine karşı suç işlemeye açıkça tahrik ettiği ve suçun unsurlarının oluştuğu ortadadır. Bu tahrik sonucunda ortaya çıkan bütün sonuçlardan başta İçişleri Bakanı bizzat sorumlu olacaktır.

Milletvekili ve bakanların doğrudan doğruya suçlanmaları, soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulmaları, sadece ağır cezayı gerektiren suçüstü hali veya seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla Anayasa’nın 14. Maddesi’ne giren eylemlerden dolayı mümkündür. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü halinin veya seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak kaydıyla Anayasa Madde 14'ün kapsamı dışında kalan iddialarda, milletvekili veya bakanın suçlanması, soruşturulup kovuşturulabilmesi için ilgili cumhuriyet başsavcılığı tarafından suça konu eylemi anlatan delilleri ve ön değerlendirmeyi gösteren bir fezleke düzenlenerek, bu fezlekenin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na gönderilmesi gerekir.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle dilekçemizin işleme konularak tehdit (TCK 106), halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (TCK 216) ile tespit edilecek suçlamalar yönünden şüphelilerin tespit edilerek haklarında etkili soruşturma başlatılmasını ve adil bir yargılanma sonucu cezalandırılmalarını saygıyla arz ve talep ederiz.