Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, arka arkaya yaşanan bu gelişmeleri, HDP’de 3 büyükşehir belediyesine kayyım atanması, eski eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yeniden tutuklanması ile aralarında 2 milletvekilinin de bulunduğu KCK davasında kesinleşen cezaları değerlendirdi.

Gelişmeleri,“HDP demokratik meşru siyasetten tasfiye edilmeye çalışılıyor” sözleriyle değerlendiren Oluç, bunların sonuç vermediğini söyledi.

Sine-i Millet tartışmalarına değinen Oluç, "Cumhurbaşkanı talimat verdi, hızlandırın davaları dedi. İkincisi Meclis’e de “1 Ekim açıldığında sürprizlerimiz var” dediği “Cezası kesinleşmiş olanları düşürün” demek istiyor. Esas bunun üzerinden gidecekler. Yeni davalar da açılabilir bazı vekiller arasında. Dokunulmazlık süreci onlar için daha zahmetli olur. Anayasa değişikliği için yeterli sayıları yok. Ama bu şekilde vekilleri düşürmek daha hızlı elde edebilecekleri bir sonuç. Büyük ihtimalle onun üzerinden giderler. Bizim bütün bunlarla ilgili bir sine-i millet tartışmamız yok. Büyükşehir belediye eş başkanları yerine kayyum atanması döneminde de yoktu, şimdi de yok. Biz seçimde onların izni ya da hediyesi ile Meclis ya da belediyelere seçilmiş insanlar değiliz. Halkın kendi mücadelesiyle kendi iradesini yansıtarak seçtiği insanlarız. Dolayısıyla onlar bize bunu hediye etmedi. Bu nedenle de mücadeleye devam edeceğiz" dedi.

Duvar’dan Nergis Demirkaya’nın haberine göre, kayyım atamaları sonrası yapılan bir araştırmayı paylaşan Oluç,  kayyımı AKP’ye oy verenlerin de yanlış bulduğunu söyledi.

Oluç’un paylaştığı verilere göre HDP’nin yüzde 64 oy aldığı Diyarbakır’da kayyıma karşı olanların oranı yüzde 81, Van ve Mardin’de ise bu oran yüzde 70’in üzerinde ölçüldü.

HDP Grup Başkanvekili Oluç’un aralarında Gazete Duvar’ın da bulunduğu bir grup gazeteciyle kayyım atamalarında yargı paketine, arka arkaya gelen tutuklama ve hapis cezalarından HDP’nin kapatılma iddialarına dair gündemdeki konularla ilgili sorulara yanıtları şöyle oldu.

‘FETÖ KUMPAS DAVASI SONUCA BAĞLANDI!’

KCK davasında verilen cezaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Meclis’te daha önce gündeme getirmiştim. Cumhurbaşkanlığı Sitesinde 15 Temmuz’un yıldönümünde FETÖ ile ilgili bir broşür yayınlandı. Orada kumpas davaları arasında KCK davaları da geçiyordu ama TBMM’de gündeme getirdiğimizde hemen siteden kaldırarak değiştirdiler. Avukatlar bunu da sundu. Hiçbir şekilde Yargıtay bunu dikkate almadı. FETÖ döneminden kalma bir kumpas davasını Yargıtay böyle sonuca bağladı.

‘SİNE-İ MİLLET TARTIŞMAMIZ YOK’

Kesinleşmiş hapis cezalarının ardından milletvekilliklerinin düşürülmesi gibi bir süreç yaşanırsa tutumunuz ne olur?

Cumhurbaşkanı talimat verdi, hızlandırın davaları dedi. İkincisi Meclis’e de “1 Ekim açıldığında sürprizlerimiz var” dediği “Cezası kesinleşmiş olanları düşürün” demek istiyor. Esas bunun üzerinden gidecekler. Yeni davalar da açılabilir bazı vekiller arasında. Dokunulmazlık süreci onlar için daha zahmetli olur. Anayasa değişikliği için yeterli sayıları yok. Ama bu şekilde vekilleri düşürmek daha hızlı elde edebilecekleri bir sonuç. Büyük ihtimalle onun üzerinden giderler. Bizim bütün bunlarla ilgili bir sine-i millet tartışmamız yok. Büyükşehir belediye eş başkanları yerine kayyum atanması döneminde de yoktu, şimdi de yok. Biz seçimde onların izni ya da hediyesi ile Meclis ya da belediyelere seçilmiş insanlar değiliz. Halkın kendi mücadelesiyle kendi iradesini yansıtarak seçtiği insanlarız. Dolayısıyla onlar bize bunu hediye etmedi. Bu nedenle de mücadeleye devam edeceğiz.

‘CUMHURBAŞKANININ KONUŞMASI BİZİ ÇOK RAHATLATTI’

Bu süreçte HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili yeniden tutuklama kararı üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bırakamayız” açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuşması bizi çok rahatlattı. Çünkü Cumhurbaşkanı, “Bırakamayız” diyerek itiraf etti. Kendisini savcı ve hakimler yerine koydu.

Özellikle Demirtaş hakkında bu lafı kullandı. Biz de zaten hep bunu söylüyoruz. Siyasi olarak Demirtaş, Yüksekdağ ve diğer arkadaşlarımız rehine olarak tutuluyor, diyoruz. Hukuk tamamen kılıf olarak kullanılıyor. Bu söylediği cümleyle itiraf etmiş oldu. Demirtaş, Yüksekdağ hakkındaki tutuklama kararının da Saray’dan emirle alınmış karar olduğu teyit edilmiş oldu.

Bu açıdan Cumhurbaşkanının bunu söylemiş olmasından memnuniyet duyuyoruz. İşin politik yanı bu. Hukuki açıdan ise hangi çerçevede bu konuşulabilir, artık bunu bilmiyoruz. Yargılandığı ana davada tahliye kararı veren mahkeme heyeti aslında 6-8 Ekim ile ilgili de tahliye kararı vermiş ama açıklanamayacak bir yolla bununla ilgili ayrı bir tutuklama kararı veriyor.

Hiçbir hukukçunun bunu açıklayabileceğini sanmıyorum. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun bu kararı talep edenler hakkında soruşturma yapması gerekir. Bu derece hukuk siyasete alet edilebilir mi? Skandal karar bile denemez, o kadar hukuk dışı. Hukuken açıklanamaz bir karar.

Burhan Kuzu bile açıklayamaz mı?

Burhan Kuzu da açıklayamaz. Açıklayabilse tweet atardı herhalde.

‘YARGI PAKETİNDE AMAÇ DEMOKRASİ AŞKI DEĞİL’

Yargı paketinde İstinaf kararlarına Yargıtay denetimi getirecek temyiz sürecinden Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder’in de yararlanabileceği konuşuldu. Bu konuda bir beklentiniz var mı?

Türkiye’de ciddi bir yargı reformuna ihtiyaç var ama AKP-MHP iktidarının yargı reformu yapacak mecali, zihniyeti yok. Bazı düzenlemeler gündemde ama bunları demokrasi aşkları depreştiği için yapmıyorlar. AB ile vergi muafiyeti ve yargı faslı açmak için bir takım adımlar atmaya çalışıyorlar. Ama ortalıkta dolaşan metinlerin AB’yi tatmin edecek yanı olduğunu düşünmüyoruz. Reform paketi olmadığı çok açık. Meclis’te tabii tartışacağız.

BUNU AVRUPA YUTMAZ, BİZ ZATEN YUTMAYIZ

Siz yargı paketiyle ilgili nasıl bir çalışma yapacaksınız?

Adil yargılanma hakkı, infaz yasası ve düşünce ifade özgürlüğü ile ilgili Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik ihtiyacı var. Bu konulardaki raporu bütün siyasi partilere verdik. Maddelerle ilgili değişiklik önerilerimizi de Meclis’teki tartışmalar içerisinde dile getireceğiz. Çok somut çalışmamız var. Ama iktidarın getirdiği düzenleme asla reform olamaz.

TMK ile ilgili yapacakları değişikliğe insanın gülesi geliyor. Zaten evrensel hak ve özgürlükler içinde Türkiye’nin imzalamış olduğu anlaşmalarda haberleşme, eleştiri, düşünce özgürlüğü var. Haber ve eleştiri içeriği taşıyan ifadeler terör suçu sayılmayacak diye zırva bir cümleyi oraya yazmayı düşündülerse bunu ne Avrupa’dakiler ne vize muafiyeti tartışmasında bulunanlar ne de yargı faslını açmak için müzakereyi sürdürmek isteyenler yutar, biz zaten yutmayız.

Türkiye anayasasında da uluslararası sözleşmelerde bunlar var. Avrupa standartlarına getirmek için bir düzenleme yapacaksanız açıkça şiddet çağrısı ve şiddeti açıkça onaylamayı koymalısınız. TMK’yı kaldırın ama kaldıramıyorsanız da Avrupa standartlarına getirin. Yoksa bunlar reform değil.

‘İKTİDARIN İÇİNDEN ÇIKIP ELEŞTİREN VARSA İYİ İŞ YAPMIŞ OLUR’

Bu arada yeni parti kurma hazırlıkları var. Bu partiler siyasi yapıyı, ittifakları nasıl etkiler?

Oradan kaç parti çıkacak, hangileri partileşecek bilemiyoruz ama şunu söylüyoruz. İktidar, adalet, hukukun üstünlüğü gibi konularda anayasal ve uluslararası sözleşmelere aykırı bir tutum içerisinde. Dolayısıyla iktidar partisi içerisinden çıkarak bu durumu eleştiren, Türkiye’de demokrasiye hukukun üstünlüğüne, gerçekten bir yargı reformuna, evrensel hak ve özgürlüklerin koşulsuz kullanılmasına ilişkin fikirleri olan kim çıkarsa iyi bir iş yapmış olur.

Bizim için Türkiye’de demokrasi, adalet, özgürlük ve eşitlik gibi konularında aldıkları tutum esastır. Geçmiş dönemde sorumluluk üstlenmiş olan ve bugün “ben konuşurum” diyen varsa “Allah aşkına konuşsun” diyoruz. Bütün bu tartışmaların demokrasi ve özgürlükler açısından bir faydası olacaksa bu iyidir.

‘ANNELER ARASINDA AYRIM YAPMIYORUZ’

HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde annelerin nöbet tutmasını nasıl değerlendiriyorsunuz. Ne yaptınız, ne yapacaksınız?

Sorunun giderilmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız. Anneler arasında alıkonulmuş polis ve asker aileleri de var. İktidar bu konuda devreye girmemiz için bir güvence vermeli. Diğer yandan annelerin acılarına ilişkin bir şey söylemiyorum ama sonuçta çocuk değil reşit insanlar bunlar. Bizimle de hiçbir ilgisi yok. HDP 2012’de kuruldu.

Bundan önce dağa gidenler yok muydu? Meclis’te Komisyon kurulmalı dedik, AKP Genel Başkanı, “size meşruiyet kazandırmayız” dedi. Bize ne meşruiyet kazandıracaksın! Biz zaten Meclis’in üçüncü partisiyiz. 62 kişi seçilip gelmişiz. Yasama’ya emir verme hakkın var mı? Neden korkuyorsun? Fikirlerine, politikalarına o kadar güveniyorsan bırak tartışalım. Biz önerimizden vazgeçmeyeceğiz. Cumartesi Anneleri, beyaz tülbentli anneler hepsine saygı duyuyoruz. Anneler arasında ayrım yapmıyoruz.

‘İYİ PARTİ’YE CHP İLE YAKINLAŞMA YANITI’

HDP iki ittifakın dışındaydı. Son zamanlarda İYİ Parti’nin CHP-HDP yakınlaşıyor iddiası var. CHP ile yakınlaşıyor musunuz?

İYİ Parti’nin bir alışkanlığı var, yeni değil. Bazı yöneticileri bizim üzerimizden tartışma yapmaktan medet umuyor. MHP’yle “hangimiz daha milliyetçiyiz” yarışını yaparken buna HDP’yi alet etmeye çalışıyor ya da kendi içlerinde bir tartışma varsa bunu bizim üzerimizden yapmaktan medet umuyor. Bu yanlış.

Bizim İYİ Parti’yle böyle bir tartışmamız, polemiğimiz yok, ihtiyaç da duymuyoruz. Onlara önerimiz, eleştiri demokratik bir yoldur ama bizim adımızı kullanarak, “aslında HDP böyle yapıyor” diyerek yapmayın. Biz ne yapıyorsak kendimiz söyleriz.

Biz ittifak arayışındaysak bunu da kendimiz söyleriz. Demokrasi ittifakı lazım bu memlekete diyoruz. Özgürlük, eşitlik ve insanlık değerleri için mücadele eden bütün güçlerin bir zeminde bu mücadeleyi ortaklaştırması gerektiğini düşünüyoruz. Nisan 2016 referandumundan beri bunu söylüyoruz.

‘HDP’Yİ DEMOKRATİK SİYASETTEN TASFİYE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR’

HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’a verilen ceza, dokunulmazlık hamleleri, milletvekillerine verilen hapis cezaları için “erken seçim hazırlığı” yorumları yapılıyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Demirtaş ve Yüksekdağ hakkındaki son tutuklama kararını bir seçim hazırlığı çerçevesinde düşündülerse bunu yanlış düşünmüşler. Çünkü bu HDP’li olmayan insanları da çok etkiledi. Ben eminim AKP’li olmayan bir sürü insanı bile bu iş çok düşündürttü.

Diyarbakır, Van ve Mardin’deki seçmeninin kayyum ataması karşısında ne hissettiklerini araştırdık ve tespit ettik. AKP’ye oy vermiş olanlar da yanlış buluyorlar. En yüksek Diyarbakır. Burada seçmenin yüzde 81 yanlış buluyor. Bizim oyumuz yüzde 63-64 arasındaydı.

Mardin ve Van’da da seçmenin yüzde 70’i karşı. Batı illerinde de AKP’ye oy vermiş olanlarla ilgili araştırma yaptırıyoruz, yanlış buluyorlar bunu. Demirtaş ve Yüksekdağ kararı da böyle. Ana yargılandığı davadan mahkeme tahliye ediyor. Mahsup başvurusunu mahkeme kabul ediyor, son aşama denetimli serbestlik için başvuru yapılıyor.

Kararın çıkacağı gün yeniden bir tutuklama kararı veriliyor. Her normal vatandaşa bunu anlattığınızda burada bir oyun var der. Bunun hukukla alakası yok. Vicdanları yaralıyor. Bunu seçim için yaptılarsa yanlış yapmışlar. Benzetmek istemiyorum ama 23 Haziran için de bir şey yapmışlardı…

Peki sizce bunu neden yapıyorlar?

Buradaki mesele daha ciddi. Hakikaten Demirtaş, Yüksekdağ şahsında ortaya çıkıyor bu. Bizim bir sürü seçilmiş arkadaşımız cezaevinde. HDP’ye tahammülsüzlüktür bu aslında. HDP’yi demokratik siyasetten tasfiye etmek için bu adımları atıyorlar. Uzunca süredir bunu yapmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken de hiçbir değer, siyasi ahlak filan tanımıyorlar. Cumhurbaşkanın “bırakamayız” açıklaması da budur.

‘ERKEN SEÇİM CESUR BİR ADIM OLUR’

Erken seçim bekliyor musunuz?

2023’ten önce olmuş bütün seçimler erken olacaktır. Üç ay sonra olacak derseniz buna inanmam, derim. Ama 2020’de ne olur bunları göreceğiz, izleyeceğiz. İktidar da kendi partisiyle ilgili gelişmeleri görmek, izlemek istiyor. Bugün birinci mesele işsizlik ve hayat pahalılığıdır.

Koşullar bunlarken ekonomide, iktidar bu koşulları düzeltmeden bir erken seçime gitmeye kalkar mı, o da cesur bir adım olur doğrusu. Yönetememe hali var ama bunun enine boyuna tartışıyorlardır onlar da kamuoyu yoklamaları yapıp izliyorlardır.

‘OYLARIMIZ DÜŞMÜYOR ARTIYOR’

HDP’ye gelen kamuoyu araştırmaları var mı, oylarınız düşüyor mu?

Şimdiye kadar bize herhangi bir oy düşüşü tespit ettiğimiz kamuoyu yoklaması gelmedi. Aksi yönelim olduğunda görüyoruz. Bize yönelik yapılan her hukuksuz ve haksız adım bizim oylarımızın artmasına neden oluyor. Çünkü halk artık anlıyor, farkında meselenin.

‘PARTİ KAPATMALARIN SORUNU ÇÖZMEDİĞİ ORTAYA ÇIKTI’

HDP’ye dönük bir kapatma davası açılabilir mi? Açılırsa tutumunuz ne olur?

Bizim böyle bir tartışmamız yok. Ama şunu biliyoruz, bu iktidar son örneklerde de gördüğümüz gibi, yargıda siyasi amaçlarla adım atıyor. Dolayısıyla her an böyle adımlar atabilirler, yapabilirler. Daha önce kaç tane parti kapatıldı.

Yani partilerin kapatılmasının sorunu çözmediği ortaya çıktı. Ve her seferinde de ortaya çıkan yeni partiler bir öncekinden daha güçlü çıktı. Hani bir söz vardır. Kavgada yere düşebilirsiniz. Önemli olan ayağa kalktığınızda daha güçlü şekilde kavgaya devam edip etmeyeceğiniz. Biz her seferinde yere düştüğümüzde ayağa kalkıp daha güçlü mücadele etmeyi bildik, bu konuda da kararlıyız.